Otur yanı başıma nedir bu bahtsız halin,
Anlamayan anlasın nur hikmete Maral'ım,
Bir esrarı muamma söylese tatlı dilin,
Mücella yüreğinde sır hikmete Maral'ım.
O ki aşka akışlı o ki sevda nakışlı,
O ki saçları sırma o ki alev yakışlı,
O ki peşin sıra düz o ki sarp dağ bakışlı,
Ak göğsünden ördüğün sur hikmete Maral'ım.
Ben güzeli tanırım gölgesinden bellidir,
Teni amber kokulu saçları al güllüdür,
Bazen durgun olsada, eser bahar yellidir,
Mevsimlerin bağrında yâr hikmete Maral'ım.
Geceler şafak söküp gizli sırra erince,
Hayalin ışık olup penceremden girince,
Harlanan ocağımda içerimi derince,
Bir nefescik çekmeye kor hikmete Maralım.
Tan yeri sırdaş olsun papatya aç yüreğim,
Senden ayrı ben kimle nasıl devran süreyim,
Gönül bağında gülüm huzuruna ereyim,
Aşkın sarhoşluğunu yor hikmete Maral'ım.
Böylesi bir güzele gösteriver halini,
Dalına meyve yükler cennetin olur gülü,
O Kevser ırmağında iki cihan sümbülü,
Sensin aşk zirvesine tur hikmete Maral'ım.
Aslansofu ömrüne kara hüzün bağladı,
Bazen duruldu gönlü bazen çoşup çağladı,
Ham idi ustasından yandı kandı ağladı,
Harlanan yüreğinde kar hikmete Maral'ım.