Evin tadı kız,
Damağın tadı tuz mudur?

Çocukluğumuzdan beri bize bu iki tadı nimet diye öğrettiler. Bu gün pazar ve çocuklar okulları çoktan gayri resmi olarak kapattılar. Mangallar hazır, etler terbiye edildi. Kim bilir hangi subaşı ve ağaç altı bizleri beklemekte.Duyduğuma Ali Özkanlı hocam Mustafa Filizman’ ı ve Fatma Çetin Kabadayı hanımı da alıp ailece Erciyes’ e mi ne tırmanacaklarmış?

Kızları ebeveynlerine sorarken, geliniz bizlerde nimet sandığımız tuzun değerini öğrenelim. Damağımızın tadı olan tuz vücut fonksiyonları için mutlak gerekli olmasına rağmen, tuzun fazlası çok zararlıdır. Fazla tuz sadece kan basıncını yükseltmekle kalmaz, birbirine bağlı olarak vücut siteminin değişik yerlerinde ve fonksiyonlarında olumsuz etkiler yapar. Yüksek kan basıncı yükselince, kalbi büyütür, kalp krizi, kalp yetmezliği ve felç riskini artırır. Böbrek fonksiyonlarını bozar ve ayrıca görme kaybına da neden olur. Bu zararlı etkiler kan basıncının artmasına bağlı olarak daha da artar.


Yüksek kan basıncı, en fazla ölüm nedenidir ve yüzyılın epidemisi olarak kabul edilir. Fazla tuz, kan basıncı normal olanlarda bile kalp damar sağlığına zararlıdır. Felç riskinde ve kalp büyümesinde artışa neden olur, böbrek hastalığını kötüleştirir ölüm riskini artırır. Ayrıca böbrek taşı ve osteoporoz riskini artırdığında obeziteye yol açtığına, mide kanserinin majör nedeni olduğuna ve astım atağının şiddetini artırdığına dair de giderek artan kanıtlar vardır. Dünya Sağlık Teşkilatı verilerine göre, felçlerin % 62 ‘sini ve koroner kalp hastalıklarının % 49’ unundan yüksek kan basıncı sorumludur.

Tuz, kan basıncını yükselterek birçok hastalığa neden olur. Çoğu ülkede günlük tuz tüketimi 9-12 grm iken bizde ortalama 18 grmdır. Görüldüğü gibi Türkiye dünyanın en çok tuz tüketen ülkesidir. Türkiye ‘ de erişkin nüfuzun her üçte birinde hipertansiyon vardır. Kan basıncı düzeyi ortalamamız da Japonya, Çin, İngiltere ve ABD ‘den daha yüksektir. Bu verilere göre acilen toplum genelinde tuz tüketimini azaltmamız lazımdır. Yemeğin tadına bakmadan elimiz tuzluğa uzanmasın.

Diyette tuzun azaltılması sadece kan basıncını düşürmez, aynı zamanda, yeni oluşabilecek koroner kalp hastalığını, miyokart enfarktüsü ve felç riskini de azaltır. Ayrıca hipertansiyon, mide kanseri, böbrek hastalığı riski de azalır ve kemikler korunur. Gereksiz tuz tüketimi sayesinde sağlık harcamalarında milyonlarca dolar tasarruf edilir. Şu an tüm ülkeler tuz tüketimi azaltmaya çalışıyor. Toplumların tuz tüketimini, azaltacak, önlemlerin alınmasına acilen ihtiyaç vardır. Hazır gıdalardaki tuz miktarının azaltılması için, kanun ve yönetmenliklerin çıkartılması gerekmektedir Günlük tuz tüketimini günde 5 gram( çay kaşığı) indirmenin birçok hastalıklara davetiye çıkarmasının önüne geçilmelidir.


Diyette tuzu kısıtlarken, tüm kaynaklardan gelen tuzun azaltılması gerekir. Özellikle gıdaların işlenmesi sırasında kullanılan tuzun azaltılması esastır. Çünkü endüstrileşmiş ülkelerde tüketilen tuzun %75-80’i işlem görmüş, ambalajlı, hazır olarak satılan gıdalardan alınıyor. Pişirirken veya yerken ilave edilen tuz sadece %10. Kalanı gıdalarda doğal olarak bulunandır. Asya ve Afrika ülkesinde ise tuzun asıl kaynağı, pişirme sırasında ilave edilen veya soslar ve baharatlarda bulunan tuzdur.

Dünya Sağlık Örgütü, kronik hastalıkları önlemek için erişkinlerin günde 5 gramdan az tuz (2 gram sodyum /gün) kullanmalarını önermektedir..

Ülkemizde başlıca tuz alım kaynakları beyaz peynir, turşu, zeytin, erişte, ayçiçeği çekirdeği, salça ve yemeğin tadına bakmadan tuz atmaktır. Ancak ekmeğin de tuz tüketimimizde rolü büyük ve sadece ekmekle günlük ihtiyaçtan fazlasını alıyoruz.

Alışık olduğumuz damak tadı tuzu nasıl kesebiliriz? Tabii ki diğer alışkanlıklarımız gibi, tuzu da birdenbire kesmek çok zor olmakla birlikte tedricen azaltılırsa birkaç hafta içinde tat duyumuz buna alışır. Herkesin diyetindeki tuzu mümkün olduğunca azaltması hem kendimize, hem ülkemize karşı olan sorumluluğumuzdur. Restoranda yemeğimizin tuzsuz hazırlanmasını isteyelim. Kahvemizi nasıl sade isteyebiliyorsak yemeğimizi de tuzsuz isteyelim.

• Masadan tuzluğu kaldıralım. Lezzet için nane, maydanoz, dereotu, çeşitli baharatlar, kırmızı toz biber kullanalım.

• Limon ve sirke genelde tuzu pek aratmaz. Masamızdan eksik etmeyelim.

• Sucuk, pastırma, salamın tuz içeriği normal ete göre çok fazla, mümkün olduğunca yemeyelim. (Ali hocama pastırmayı yasaklamak en büyük ceza olmalı)

• Ketçap, mayonez, hardal, soya sosu gibi hazır sos ve bazı baharatların tuzlu olduğu unutmayalım. Hazır sos almayın, kendi sosumuzu kendimiz yapalım.

• Market alışverişlerimizde alacağınız ürünün içeriğine bakmayı alışkanlık haline getirelim. Çünkü tuz tadı olmayan pek çok gıda aslında tuz deposudur unutmayalım…

• Alacağımız ürünün etiketindeki i değerin tuz mu, sodyum mu olduğuna dikkat edelim. Verilen sodyum değeri ise bunu 2,5 ile çarparak tuz değerini bulabiliriz

• Aynı üründe farklı markaların tuz içerikleri birbirinden çok farklı olabiliyor. Hepsini kontrol edip aynı gıdanın az tuzlu olan tercih edelim.

• Sebze ve meyvelerin tuz içeriği düşük olduğundan özellikle tercih edelim Sabahleyin ilk öğünümüz meyve olmalı..

• Atıştırma için cips, kuruyemiş atıştırmak yerine meyve yiyelim.

• Her gün biraz daha az tuz almaya özen gösterelim.

Eski devirlerde, başka toplumların kız çocuklarını diri diri toprağa gömmelerine karşın, kendi toplumumuzda ‘Evet evin tadı kızdır ‘diye kızları baş tacı etmeleri en büyük medeniyet örneğidir. Ancak damak tadı olarak tuz görüldüğü gibi nelere nelere neden olmaktadır. Huuu kızlar evin tadını kaçırtmamak için mangalın yanından tuzu saklayın oldu mu? Hepimizin evinde yüzünde bin gül gibi açan gülücüklerle gülen kızlarımız çok olsun...Hepinize ağız tadıyla güzel pazarlar dilerim.
( Tuz Ve Sağlık başlıklı yazı Ümran ÖZLÜK tarafından 12.06.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.