Terörün Her Türlüsünü Lanetliyorum

Ey Şehit Oğlu Şehit, İsteme Benden Makber,
Sana Ağuşunu Açmış Duruyor Peygamber


Mavi Marmara gemisinde Gazze’ye insani yardım amaçlı ‘Filistin’e yol açık konvoyu’ ile birçok ülkeden oluşan gönüllü kadrosuyla denizlerde yol alırken, İsrail tarafından saldırıya uğramıştır. Bu haber anons edildiğinde hepimizin kanı ve iliği dondu. Yaklaşık 35 aydır İsrail tarafından ambargo uygulanan Gazze halkına götürülmek istenen insani yardım gemisine saldırının savulu nacak bir yeri yoktur. Savunmasız insanlara saldırmak övülünecek bir başarı değildir. Bu bir vahşettir. Savaşta her ne şartta olursa olsun sivil halkın ne suçu var ki açlıkla ve susuzlukla cezalandırılıyorlar?

Bu dünya gözyaşı ve kan ile doyan vampirlerin hüküm sürdüğü bir dünya olmuştur. Tarih sahnesinde yeni Firavunlar rol kesmekteler

Soykırımdan kurtulan ama yaşadığı vahşeti unutup soykırım yapan İsrail! Ne çabuk unuttunuz 1492 de İspanyol Katoliklerinin size uyguladığı soy kırım vahşetini! Osmanlı size kol kanat germedi mi? Hitlerin vahşetinden kaçarken İstanbul sizin öz yurdunuz olmadı mı? Sizlerin yaşamış olduğunuz acılar film karelerine sıkıştırılınca, hepimiz sizler için de ağlamadık mı? Piyanist filmini, her seyredişimde kalbimde derin iz bırakan Schindlerin listesi gibi sizlerin dramını içeren filmleri defalarca izlemişimdir. 1.Cihan harbinde trenlere üst üste bindirilip sürgüne gönderilen Ermeni mezaliminin mağdurları Türk sürgünleri olan dedelerimi hatırlatmıştır. Her karesi aklımda yer etmiştir. Ben insanlık adına yaşanan o zulümleri izlerken insan olarak utanmışımdır. Sizler insanlık kavramını ne çabuk unuttunuz? Aç, susuz, hastalara ve minicik yavrulara giden yardımı neden engelliyorsunuz? Sivillerin direncini kırmak ve onlara baskı uygulamak sizce normal mi? Koca milleti dört duvar arasına tıkar gibi tıktınız. Ölüme mahkûm ettiniz.


Mazlum toplumların üstünden mezalimin ayak sesleri hiç eksilmedi. Vahşi emperyalizmin sivri tırnaklarının yaraladığı mazlum insanlar hala her yerde inim inim inlemektedirler. Daha dünlerde Irak’a demokrasi adı altında vahşeti götüren emperyalistlerin , mazlumlara kendi öz yurtlarında ve Guatemala zindanlarında yaptıkları eşi emsali görülmemiş insanlık adına işledikleri suçları , dünya tarihine düşen bir kara lekedir.Siyah beyaz resimlere bakarken gördüğümüz ve satırlara düşerken bile haya ettiğimiz utanılacak, ar edilecek tablolar.Bu nasıl zulümdür, bu nasıl insanlıktır EY Yarab !... Daha güneş yeni battı Çeçenistan’daki kanlı zulmün üstünden. Tankların ardından sürüklenen Çeçen’lere uygulana vahşet ayrı bir mezalimdir. Çok uzakta değil az ötelerden hala geliyor Karabağlar’daki katledilen ve başı ile futbol maçı oynanan Türk çocuklarının ağlayan seslerinin derin iniltileri. Sesleri ve kesilen solukları duyulamaz oldu . Ya Şeyh Şamil’ in torunlarından kimse kaldı mı?

Düşmanı uzaklarda aramayalım. Ya bizim ülkemizde olanları gerçek anlamda bilen ve duyan var mı? Daha dünlerde:

-‘Böl, parçala ve yut ‘planı politikası soğuk savaş döneminde sinsice uygulanırken, şimdilerde ise açık açık uygulanmaktadır. Bakınız Orta Doğu’daki vahşete ve ülkemizde de uygulanan hain planlara. Ülkemiz insanlarını tüm kazağı ilmek ilmek sökercesine etnik kimliklere bölmeğe çalışıyorlar. Ulusal kimliğimiz ve bütünlüğümüz yok olmak üzere. Oysa:

-‘Hepimiz birimiz için, birimiz hepimiz için’ diye çıktığımız ülkemin var olma kavgası Kurtuluş Savaş’ın da, Çanakkale’de destanlar yazmadık mı? 57 ci Alay top yekûn şehit düştüğünde bu ülkenin evlatları şehit olurlarken sen ben diye mi düşünmüşlerdi? Daha on beşinde toprağın kara bağrına düşerlerken, Kürt, Türk Laz, Çerkez, Boşnak diye bir kendilerini birbirlerinden ayrı mı sanıyorlardı? İşte son dönemin çevrilen popüler entrikaları ve al bayraklara sarılan ülkemin kınalı kuzuları... Ala haşhaşla donatılmış buğday tarlalarına döndü şehitlikler. Hain kurşun adres sormadan, alaca karanlıkta saplanırken bu ülkenin evlatlarının gül bedenlerine.

- ‘Hangi aşirettensin, hangi şehirdensin ‘diye sormuyor. Kimi yerde Türkçe ağıtlar, kimi yerde de lavikler (Kürtçe uzun hava ağıt)yüreğine bir top ateş düşen anaların bağrından yükseliyor. Acı dumanı savrulan kara trenler gibi kara haberler duyulunca, sönen ocakların bacalarından feryatlar arşa yükseliyor. , Neden dokumuzla oynanıyor, genetik haritalarımız çıkarılıyor? Biz, siz ve onlar diye saflara ayrılıyoruz. Tv leri izlediğimizde kanımız donuyor, bu ülkeye neler oluyor diye.

Cudi_Kürdi Devletini boşuna mı kuruyorsunuz. ABD ve onun taşeronu olan siz küçük Amerika olan İsrail. Bin yıldır harcımız karışmış Kürt kardeşlerimizi, bölge halkını pek sevmiş olmalısınız. Galiba Irak gibi onlara da demokrasi vaat etmiş olmalısınız ki, herkes bülbül kesilmiş gelmemiş baharda, açmamış güle figan ediyorlar. PKK terör örgütünü başımıza siz musallat ettiniz.

Gizli İttifak kitabında kendi soyunuza jenosit uygulanırken, gaz paralarını bile sizlerin ödediği yazılıyordu. Kaliteli olanları ayırıp Kenan dağlarına gönderdiğiniz ve yeni kurulacak olan ülke için yapı taşları oluşturulurken, kalifiye olmayanların ölümünde sizlerin büyüklerinizin parmağı olduğu yazıyordu. O halde Gazze’ de insanlar ölmüş umurunuzda mı? Kurmaya çalışlığınız Cudi _Kürdi Devleti’ nden sonra bölge halkına kim bilir hangi zulmü uygun göreceksiniz. Önemli olan petrolü ele geçirmektir. Ne bu ülkeyi bölmeye heveslenenler, nede katliam üstüne katliam yapan PKK terör örgütü, hiç sevinmesinler bakalım İsrail ve tek kutuplu güç olmaktan vazgeçmeyen ABD, tarihin seyrinde onlar için nasıl son hazırlıyordur. Irakta Müslüman halkı Sünni-Şii diye ayırıp bir birine saldırtıp sistemi içten çökerten sizler, aynı manevraları bizler içinde uygulamaktasınız. Bizle asla bu oyuna gelmeyeceğiz haberiniz ola... Bu yaptığınız insanlığa sığdı mı İsrail?

BİR DAKİKA lütfen tam yazı biterken aklıma geldi. Şimdi gelelim madalyonun öbür yanına. Hani günlerce manşet olan ve neredeyse markalaşan ‘bir sözü hatırlayalı: Siz öldürmeyi bilirsiniz… Mademki İsrail öldürmeyi biliyor ve tüm dünyaya yayın yapılan bir toplantıda bu söz kullanılıyorsa: o halde neden Mavi Marmara gemisi yola çıkarılırken gerekli önlemler alınmadı. İçinde Gazza ’ye yardım götüren insanlar varken bir saldırı olabileceği neden düşünülmedi? …Keşkeler ne niyeler diye insanın sorası geliyor.

Gündüz külahlı eli tespihli parmaklar tek tek dokununca tespih tanelerine yükselir tekbirler, gündüz külahlılar gece olur silahlı ve aynı parmakların dokunduğu tetikler durmaz şafağa kadar ve dökülür tek tek kınalı kuzular fırtınada kırılmış fidan gibi toprağa. PKK için kimsenin gıkı çıkmıyor. Her gün şehit uğurlamaktan, ocağı sönmeyen aile kalmadı.Bu ülkede hiç bir zaman: Her türlü teröre hayır diye toplu eylem için insanlar bir araya gelmediler. Gelinse de sadece İsrail Bayrakları yakıldı. Neden bir tane bile ABD bayrağı yakılmadı ve ABD protesto edilmedi. Öğlesine aklıma takıldı da:

Ezen ezene oğlan
Bıyık bezeten oğlan,
İğnenin deliğinden,
Kıza göz eden oğlan.


Diye bir türkünün sözleri dilimin ucuna geldi. Gazze ağlıyor, dünyada çok yerde yangınlar alev alev ve dünya ağlıyor. Anadolu’m da ise yangınlar daha da alevlendi. ANADOLUM AĞLIYOR. Kimse iğnenin deliğinden göz kırpmasın.

İnsani misyona ve insanlara karşı işlenen bütün suçları şiddetle kınarken, duyarlı yüce Türk Milletini hem Gazze için hem dünyada sessi soluğu kesilen nice mezalim mağduru insanlar için ve hem de PKK’ yı protesto için bayrak elde görmek istiyorum. Şehitlerimizin ruhu şad olsun.
( Terörü Lanetliyorum başlıklı yazı Ümran ÖZLÜK tarafından 2.06.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.