KUZEN AVUSTRALYA'YA

Biz onlara yılan soyu dedik,

Onlar bize yamyam dedi.

Çarpıtışça Anladık ki

Anzaklar da bizde yiğittik.

Bir birimize hediyeler attık,

Yaklaşınca gönüllerin arası.

Türkü söyledik,gitar dinledik,

gece ateşkeste iki siper arası.

Ateşkes arası ölenleri defnettik.

Kopmuş eller kollar bacaklar.

Kimin elli kimin kolu belli mi bilemedik?

Gövde başına bir ona  bir buna pay ettik.

Birinin uzvu öbüründe defnettik.

Bomba hafriyatı altında kalanlar,

müşterek toplu mezarlarda yatanlar,

artık tek vücut tek iskelet yatarlar.

Kimin nesi kaldıysa karıştık gittik.

Ayrışmak tekrar bütün olabilmek,

artık ancak Allahın huzurunda,

hesap gününün sırrında yatar.

Anzaklarla kaynaştık gittik.

Biz atalarınızı yek vücut ettik .

Nefretimizi gömdük,terk ettik.

bağımsızlığın Vatanın değerini

Anzaklara örnek olup biz öğrettik.

İki tarafta birer nesil kaybettik.

İki kardeş Vatan elde ettik.

Akan kanlarımız yerde karıştı.

Birbirimizi kan kardeşi ettik.

Savaşın acısını unutmayın diye.

Biz kan kardeşiyiz diyerek  sizleri.

Birinin kolu öbürünün omuzun da

ötekinin bacağı diğerinin dizinde

yapışmış kaynaşmış yek vücut yatan

ortak atadan iki kuzen ilan ettik.

Kaç kez değişirse değişsin dünyada düzen.

Çıkmasın aranızda bir daha birbirini üzen.

Eğer varsa Gelibolu nasıl merak eden.

Artık kanlı cıvık çamurdan eser yok.

Baharda Gelibolu'nun tepelerinde

 

bomba, mayın,top,tüfek yerine

kır çiçekleri patlar kırmızı beyaz mavi.

"İkimizin de beyazı anlımız kadar ak" der gibi.

sert bahar rüzgarıyla bayrak gibi

dalgalanan binlerce kır çiçeği.

Sanki yarısı su üstünde yüzer gibi.

Parlak göz alıcı renkleri haykırır.

"Hangimiz Mehmet hangimiz Joe

bilin bakalım der" gibi.

Keklikler öter durur susmadan

"gururla bak", "gururla bak" der gibi.

Yaşlı kaplumbağalar toslaşır,

"biz göğüs göğüse çarpışan

ne yiğitler gördük" der gibi.

Kekik kokusu gelir yerden

"bir zamanlar et" yedim der gibi.

Tavşanlar çıkar çukurlardan korkusuz

Buradan çıkanlar aslandır der gibi.

Yeşil ölüm sinekleri yok artık

Yeşil başlı iri kertenkeleler dolaşır.

Başları dik "onları ben yedim "der gibi.

Artık bal arıları kelebekler dolaşır,

çiçekten çiçeğe sıhhiye telaşı gibi.

Mart rüzgarı sert eser

savrulan kum taneleri

yaprakları deler kurşun gibi.

Sesi "artık barışşşş" der gibi.

gökten yağan çiviler yerine

Ilık nisan yağmurları gelir

yetimlerin göz yaşları gibi.

Yaz gelince bakar yerden

toplanmamış zeytin taneleri.

Bir zamanlar açık kalmış

kara ,yeşil gözler gibi.

Ağustos böcekleri öter.

Bize gidenleri "çağır,çağır" der gibi.

Kuraklık gelince çayırlar

sararır Joe'nun saçları gibi.

Hem  kardeş hem tek vücut

biri diğerinin evveli gibi.

Son bahar gelince çayırlar

kararır  Memet'in saçları gibi.

Gökyüzü çavuş olur terfi eder.

Kuşlar asker sırasına girmiş göç eder.

Cennete uçup giden masum canlar gibi.

Ağaçların sararan yaprakları

sevinçle çırpınarak düşer.

"Yatacağım yer şanlı" der gibi.

Zemheri gelince kar örter

Gelibolu'nun hüzünlü tepelerini.

analarının helal ak sütü gibi.

Dallar kütükler vurur sahile

denizin yutup çıkardığı

"alın yakın bunu kül olsun,

içinden tahta at çıkmasın" der gibi

Gelibolu artık barış madalyonu

"Yurtta sulh cihanda sulh" der gibi.

Dr.Özgür Eker 2017
( Kuzen Avustralya'ya başlıklı yazı DR.ÖZGÜREKER tarafından 2.12.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu