Muhabbet bağına cismim yatırdım
Yaslandığım çınar Elif diyordu
Uykudan uyandım kalktım oturdum
Gözümdeki buhar Elif diyordu
Hayy dedim Bismillah yakınca sızı
Dedim ki bu elif kimlerin kızı
Cehd edip atımdan indirdim sazı
Telindeki ikrâr Elif diyordu
Kafamı çevirdim cenup-şimal’e
Şark ile garptaki can yakan hâl’e
Yerdeki karınca kırmızı lale
Bil ki kalbe dil-dâr Elif diyordu
Gülistan içinde ol misk-i amber
Fuzuli-Şeyh Galip Kerem ve Kamber
Ferhat’ın kazması Emrah’ta kemer
Yaz bahar güz bahar Elif diyordu
Dedim ki yanmalı gönül derdine
Yola revan olup düştüm ardına
Bir haber gelse de varsam yurduna
Hırçın esen rüzgâr Elif diyordu
Kulağımda bir ses çınladı birden
Sanki haber geldi nur yüzlü Pir’den
Dedi baht götürür yürü ezberden
Cümle kıyı kenar Elif diyordu
İçime can geldi aştım bayırı
Tarlada güzeller biçer çayırı
Bir güzel dedi ki sıdkın mı eyri
Duysa seni kınar Elif diyordu
Bir of çekip durdum çöktüm oraya,
Elimi daldırdım içte yaraya
Dedim inanmayan baksın buraya
Akan deli pınar Elif diyordu
Kırık bir dal buldum eyledim asa
Bana destek olup toprağa basa
Asa dile geldi kulak ver sese
Sana doğru karar Elif diyordu
Bıraktım asayı koyuldum yola
Bir meczup var idi vuruyor sola
Der eza yakışır bu yolda kula
Ara çarşı pazar Elif diyordu
Belli ki erişmiş ol kemalâta
Dedim himmet eyle bu garip zata
Bir nefes eyle ki derdimi sata
Gözündeki nazâr Elif diyordu
Ben Elif dedikçe çekilir ilik
Sanki bu sinemin her yanı delik
Gözlerim kararır yol bölük bölük
Her an leyl-i nehâr Elif diyordu
Aştım yar başını vardım bir köye
Ahali toplanıp başlamış toya
Ses verdim köylüler sesimi duya
Dilimdeki esrar Elif diyordu
Dedim bir yaram var yandıkça yanar
Ben Elif dedikçe durmadan kanar
Onu gören var mı nereye konar
Börtü böcek civar Elif diyordu
Dediler ey âşık etme şikayet
Yaradan dilerse gelir inayet
Bak sona yaklaşmış çilen nihayet
Sanma senden bizâr Elif diyordu
Dediler ey âşık sıdkın sezildi
Yol verdi yarenler Elif süzüldü
O an Makberî’nin dizi çözüldü
Ayıramaz mezar Elif diyordu