Gönül dağlarımın hırçın kekliği,
Başım yerdiğinde vur demedim mi?
Susuz gezenlerin karlı kaklığı,
Aşım sorduğunda var demedim mi?
Halime bakıp da her güldüğünde,
Kalbimi sonsuza dek böldüğünde,
Acılar içinde can kaldığında,
Dişim kırdığında zor demedim mi?
Ceylan kıskandıran endamlı boyun,
Nasıl da becerdin her türlü oyun?
İstersen olurum dilsiz bir koyun,
Beşim gördüğünde sur demedim mi?
O gülümseyerek gezişin var ya…
Okyanus değildi sanki bir derya.
Sana yalvarmaya aradım kurye.
Kaşım yardığında sar demedim mi?
O çakır gözlerin, esmeri yüzün,
Yokuşu çıkılmış yaşanan düzün,
Allah göstermesin ömründe hüzün,
İşim derdiğinde sır demedim mi?
Topuğunu döven uzun saçların,
Hepsi doyurulsun yakın açların,
Dursunî yüklensin varsa suçların,
Düşüm yorduğunda dur demedim mi?
Dursun Yeşil –2008