Birinci cihan harbinde, dünya girdi kaosa,
Dinsizlik yakıp yıkarak, dönüşmüştü lodosa,

Ülkeler perme perişan, savunma yetersizdi,
Kurulan bir çok devletin,bir çoğuda dinsizdi,

Materyalist felsefeyi, yaymak istiyorlardı,
İslam için bir numara, tehlike diyorlardı,

Said'i olmayan dünya Said'i bekliyordu,
Bolşevizm dinsizlikle, kasıp kavuruyordu,

Yer verimsiz, gök karanlık, dünya perme perişan,
Bir iman ehli beklenir, bu dinsizliği sarsan,

Gök kızarmıştı Bitlis'te, sanki güneş doğacak,
Doğması beklenen güneş, karanlığı boğacak,

Daha küçük yaşlarında, göz dolduran bir çocuk,
Alnında nurdan oluşan, terleri boncuk boncuk,

Bir gecede ezberledi, o günkü ilimleri,
Test ederek yarıştılar, kim geldiyse ileri,

Medreseleri dolaştı, eksik kalmasın diye,
Müderris oldu, talebe olduğu medreseye,

Meşakkatli yola girdi, çilelere razıydı,
Tezi ilimle çürütmek, elbet onun tarzıydı,

Eski Said, yeni Said, hayat evreleriydi,
Tekamülün basamağı, zirve merdiveniydi,

Enbiyanın mirasçısı, ulema demiş Resul,
Bitlis'ten yükselen güneş, nur saçtı usul usul,

Ne maldaydı, ne mülkteydi, gönlü asla Said'in,
Allah'tan başkası olmaz, gönlünde bir zahidin,

Kastettiler yok etmeye, muvaffak olmadılar,
Said'in haşmeti karşısında duramadılar,

Rus Osmanlı savaşında, esir düştü Rusya'ya,
Güneş nasıl secde etsin, el pençe duran Ay'a,

Almanya'nın üzerinden, döndü Anadolu'ya,
Kendi bizzat çevresiyle, girmişti savaşmaya,

Medreseyi Yusufiye, sanki evi gibiydi,
Her kiminle konuşursa, onu ikna ederdi,

Siyasetten uzak durdu, ilimden asla değil,
İmanı kurtarmak için, çabaydı onda meyil,

Risaletin pak nurunu, risaleye yansıttı,
İlhamı Haktan alarak, Kuran'ı tefsir etti,

Yıl bin dokuz yüz atmış iken, güneş tam tepedeydi,
Urfa'da İpek Palasta, güneş tutuluverdi,

Küllü nefsün zaikatül mevt, diye Allah buyurdu,
Sümme ileyna türceun, diye Hakka yürüdü,

Onun için söylenmekte, O bir Bediüzzaman,
Risaliyi Nurlar ile, O bir hadimül Kuran,

O güldü gül bahçesinde, aleme koku saçtı,
O karanlığı yırtarak, yeni bir devir açtı.
( Bediüzzaman Said Nursi başlıklı yazı SinanKARAKAŞ tarafından 16.07.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu