Özlem 1122 sh

 

“-onu-bunu boş verin

ben size bi bayramda

başımdan geçenneri deyivireyin

görün bi  nassı  bayram geçirmişiyin”

“……”

 

“-o aralar yeni yeni deliganlı oluyon

nerdeyse her gün tıraş oluyon,

            aynaya bakıp duruyon

Müslük Ebe bile gördü müydü

“-len çocuk, seni gördüm müydü

başım dönüyo seme[1] ğibi oluyon

hinciki ğızların hiç aklı yok töbossun

 

ben olsam valla,

dikilirin garşına

“yiğit ben sana havasın” derin

olmadı geder evinize

otura-ğorun valla

beni gaçırdı deye, neydebilecen

gözelliğise-gözelliğinen

olmadı,

            tüfeğise tüfenen

dabancaynanısa dabancaynan

taha da olmadı cavırlığınan

 

len gözel çocuk,

gel seni bi afsınlayıvırayın[2]

maazallah göze-möze ğelisin

neminazım

aman ha

gıyaman sana” derdi

biz de eşek değiliz ya

o keyfinen

avcına bişiyler sıkışdırıdık,

 

“-ğözel o(ğ)lan senden para alırmıyın heş”

dese de, guşağının arasına sokardı

o bir arabuluculuk sevdasındaydı

hep keyif bağışlardı

“-madem izbar etdin

Omar’ıma vereyin

değilise alımıyın, ben netçen hindikten keyri[3]

parayı-marayı”

 

de!

emme ben de hani, o ğünnerde

beyaz laylom sıkma,

ütülü pantul-iskarpin

bobalı o(ğ)lannarda yok valla o fors

saşlar arkaya daralı

ıldır ıldır

“arko grem” filen sürünüyon

kokular demişsin cabası

görün bii(hh)

 

poçucu Yedidağ Çiçekcisinin·

en birinci müşderisiyin

zati bedafadan önşe bi beni

başdan aşşa fısfıslardı

“bu hu koku”

“bu şu”

“bunun bahasına eremen

            sen bunu alma

bu benden” falan filan

aslı mı var,

yoo!

deyuslug, emme..

elden ne geli.

ipin ucunu vermişiyiz eline

köye gelen başka kokucu mu var

 

Allah var ya… insanın canı da

ille onu o bahalı dediğini isdeyo

hani “bahasına eremen[4]” dedi ya

ahdım kalıyo[5]

neydip edip ben de illem onu sürünecen

ver bakalım “garakedi” den

ya da “arap garısı”ndan

üçün beşin gözüne bakmayoz gari..

hele paramız varısa

bu yaşda altın akça birikdircek de(ği)liz ya

o öyle deyincekleyin,

 

 

 

 

 

 

 

en birinci müşderisi oldum.. Yedidağ Çiçekçisinin

garakedi’nin..

bana hususi..

garakedinin tek müşderisi benin ya

fiyet aramızda,

bana yarı pahasına

ya da o herkeşe aynını deyo..

neyise, gısa kese(yim)n

 

köşeden çıkdım mıydı

garşıkı damlarda

perdesiz camlarda

etişgin, yeniyetme serpilen gızları

hep benim yolumu

            gözlerlerkene buluyon

çakdırmadan el sallayannarı mı,

fırsantını bulup -gaş atannarı[6]- mı

ayna dutannarı mı ararsın

“ben buradayın” deye, öyle ya

yalan-yanlış ona-buna, başkasına

can havliynen bağırannarı mı

ne de(rsi)n sen

zopaynan ürküt

sevabına say valla

 

yalan söylemiş olmayan

gayfaya vardığım  bille

önşe ğız bobaları

“-buyur gara yeğen

bi çay iç”

“-nassınız,

deden neytdiyo” filen deye

muhabbet guruyollar akılları sıra

tabi biz de yeyip yuduyoz

mahana valla

emme aldım gabil etdim

elim ma(h)kım,

neydeyin canıma minnet

 

dezelerim-halalarım düğünnerde

ben davılın öğünde oynarkana barabar

para dakıyollar

gula(ğı)ma da

işde “-………………..”

hundan, şundan, falandan”

deye fıslayollar..

keyf binbeşyüz

daha bi cakgaraklı oynayon..

 

“-len gad(i)uğrayasıca

yoluna ölüyo len” falan

deye böğrümü dirsekleyollar

tenimi buruyollar

 

Allah sizi inandırsın

düğün ertesilerinde

yanlarım, gollarım

mosmor-çümçürüg oludu

keyfe keder, sefam osun

ta .mına ğoyan

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

işdeee… tam da o ğünnerde,

            Özlem gil geldi köye

Özlem de… Özlem.. hani

ne zaman sokağa çıksam,

gözlerim benden habarsız

Özlemin olabileceği yerleri darayo

emmeee valla-billa bi ben deği

herkeş birbirinden gizli

Özlemin hayalını guruyo

farkında olmamıyın hiş, eşek gibi

farkındayın tabi

emme arın bokuna[7]

irenk vermeyoz,

bela bakıp duru

bişiy olsa da bi artalık gızışıvısa da

ötekini kim vurduya havale edivise

herkeş birbirine hınşlı

gav gibi dutuşuvucak yer arayo

 

Allah var o değilden, usul yollu

kimse kimseye daklaşmayo[8]

hiş birimiz başga bi kimseye de bişiy demeyo

alayında atıp dutmak yok,

dediğodudan uzak,

hani kim ne dersedesin

kimse lafın nerden türediği derdinde değil,

herkes gafasını dakdığının üsdüne yörücek

cahan harbi an meselesi

 

tabii… benim Musduğa attığım havayı saymazsan

yazık “-valla dünür file yollamadım” deyo

emme -osdurmasa kokmaz- de(ğil)mi

eyi oldu herifi safdışı bırakdık

ömrünce ordan geşmediğine eminin

zengin çocuğu belasını da öyleynen savışdırdık

Allah mafaza “-heyt len” file deyvicek var ya..

belaya garılıp galcaz

Alla(hı)m sevgili guluymuşuyun

bereket Musduk inkar geldi de

herifi bida(ha) da o yollarda

görmedim zati

 

 

 

 

 

 

 

bi de aklıma

“zavallının ordan geşmesi mezbur da

niza bela çıkmasın deye başga yerlerden gediyosa”

ayıp edtik valla,

hak var hukuk var

gapı ğonşu deelise de

aynı mallenin çocuğuyuz

bayramdan bayrama da olsa

ebemin yana geli ğederler maayilecek

bi dee

ne de olsa yaşca-başca bizden ilerde

ben onun okuduğunu bile bilmen

 

kader işde,

o’da gaderine küssün

neydeyn epap hinci

heyvah desem var mı faydası

olan oldu bi kere

deligannılık ö(y)le işde

o da tekerime daş gomaya gakmayvısaydı

valla arayer lafının aslı fesli var mı ,yd,ı hala bilmeyon

do(ğ)ruyu ahretde mi sö(y)lecez

 

hemin de ben biliyon mu, 

ne bok yediğimi

deliğannı olduk ya

o zamannnar öyle olcak zannediyoduk zahır

hatda ve hatdaa ben

hele bi Özlemin gulağına gedsin

onun uçun elin adamına hava atdığım

“hoşuna ğeder” deye

“keyfden dört köşe” oluyon

insan gözünü daldan-budakdan sakınmayo

            ö(y)le zamannarda

aklımız bi garış havada….

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

dahası… sabah ovaya mı getdim

söz temsil..

tabii esgisi ğibi işe gederkene

esgi-püsgü keyinmeyon

n’olmaz, n’olmaz

işdeykene, köye gelikene, köyde

yolda-belde, orda burda

Özleminen garşılaşma(ya)ca(ğı)m

ne malim de(ğil) mi?

öyle ince düşünceliyin ki yahay valla

bu gadar olu(r)..

 

işe ğetdim ya hani

alelacale işe duman atdırıyon,

olmadı mı bi mahanaynan

çifte ğetdiysem de zelveyi gırıp, gayış atıyon

neydip edip,

kuşlukdan eveli

Özlem yüzünü yumadan

gargalar gayfaltısını etmeden önşe

yallah köye

emme köye gelelekten,

sankı Özlem’e geliyomuşuyun gibi

gönlüm akıp gediyo

            dayısı gillerin evden yanna

 

emme oraya varana gadar

            düşlerim dovalarım neyise

tam da görebileceğim an!

            onu görmekten  değil de,

            ona yakalanmakdan

gorkuyon göze alamayon haralda

            gözlerim pencerelerde onu arayokan

            bi de içimden

            “-işallah yokdur” deyon

şaş bari.. bu nası işdir

töbe töbee

bu nası bişiy!

neyeyse;

belki de daha fazla hasret galmağ uçundur

sevda çekmek bu mudur?

her şeye bin şükür

 

 

 

 

 

 

 

 

gıreşşek bizim evden yana sapınca

sanki zıyana gediyomuş gibi

            çevirmeye gakıyon o yanna

neçeden sonura aklım başıma geliyo

Şeddeli Haçca görü(r) de,

 olmadık yerde anar,

onun-bunun yanında gınar deye

betim benzim atıyo

“aman neyderse etsin”

            deyon kendi-kendime

Aça’nın köşeyi dönünce

yolum düşüyo her tefasında Ortamelle ye

nerden geli(r), nere ğedersem

gözüm anında o yanna gayıyo

bulduğum her fırsantta

 

öte yandan işin aslı ben de

Özlemine(n) bi(r)-kaş kere

göz göze geldiğimde

oldukça mahçubudu,

kirpikleri uzun uzun

gara gözlerinin içi parıl-parılıdı

yüzünde bi allık uçuşurdu

            helecandan

her seftesinde[9] gözlerini saklardı

gıyamazdım

 

seninen gonuşurkana

bişiy demesen bilene

gamzeleri alana çıkar

töbe estafurullah sanki ömrü hayatımda

o ğüne gadak

hiş gamze ğörmemişiyin

bi an höyle

yüzüne bakdığın bille

gözleri, taa içine işler

işte o zaman,

..

galbim durcak gibi olurdu

nutgum dutulurdu

o fakıt içimde geçerdi “canımmm”

hayalına sarılı(r)dım

 

insan uçar mı

valla uçuyodum sevincimden

o haylaz hallarım filen getdiiiii

melaike gibi bişiy oldum

iresmen canım!

 

onun o gözel yüzü

gözlerinin parıltısı,

gülüşü

yüzünün alı

utancından, gözlerini gaçırışı

beni bekleyişi

yolumu gözleyişi

gözlerimin öğünden getmeyo

bu nasıl bişi(y)

 

havaslık bu mu ki:

gara zevdaa böle bişiy mi ki

“insan başgasının uçu

            ölümü göze alır mı” deyodum ya

ben onun bi gülüşü uçun bile

            canımı vermeye

dünden ırazıyın şartlar şart ossun

 

arayer[10] lafı çoğ oludu da

gülesime gederidi[11]

hinci benim durumum

o annadılanlardan bin gat da(h)a beter

şikatçı mıyın,

ı-ıhn

valla billa değilin

o üzülmesin

bana yeterdi

 

Esmecik

            “-len çocuk sen havasmın” dediydi

mekdepde saçında sirke[12] bulunmuş..

yavşak[13] öldürülmüş gız gibi

ya da ebemin holluğundan

yumurta çalarkana yakalanmışıyın gibi

ben yüzüm gıpgırmızı

            “-kime” dedim

            “-Özlemee”

            “-ne havaslığı ya!

            bi de o lafı çıkarman

                        …. bacım

zatinden ..”

 

“-yani sen o ğızı sevmeyon mu”

birden yımışadım

“-şeyyy

….

seviyon da!

bakalım o

            o.. beni beğeni mi”

“-civan gibi deligannısın

            neyini beğenmeycek”

“-o okuyomuş

            zahır okuyana varı”

“-sen de oku!

            üç otuzuna mı girdin

eşşe(ği)n eşek dölü”

 

esgiden olsa gızar

nize filen ederdim en azından

hinci hoşuma bile gedti

Esmeciğin söylenmesi,

dediğinin hankı biri yalan

“-seviyosan,

            götünü sıkacan sende

eller gibi okuucan

okuyannar anasının garnında mı öreniyo

yonsa okuyannardan bi noksanın mı var”

“-yoook.. ”

“……”

“yoğ emme..”

“-durduk yerde,

adam getirip de

“sen benim gıza havasımışsın

            me![14]” mi deycek”

………..

“-haaaaa! gız da seni seviyosa

            o başga!!!

okumasan da

            çoban olsan da geli,

okumuşsun okumamışsın fark etmez

emme…

            bu senin başını göğe değdirmez”

yakganı yere eğdiri

herif değiğin; güş guvatda

boyda, tahsılda, gazanşda

hanımından yünsek olmalı,

olmadı mı olmaz valla

 

“-ebi-cetdi mutlu eyi olaman,

            gönlün ıra(ha)t etmez

ben sana deyvireyin

demedin deme”

“-sağol Esme Aba …….

okuycan, anasına satayın,

gecemi gündüzüme ğatıp”

….

havasın

havasın işde

aşığın

seviyoooon

Özleeeemmmm

 

herkeş onun hakkında bişiyler annadıyo

yok filana “megdup  yazmış” da

yok filanca “isdetceğmiş” de

yok şonnara “anası olabili demiş” de

yok falanın “gardaşıynan sıkıymış[15]” da

 

yok falancalara

“ağşam çorbası işmeye  getmişler” de

filancalarda henk etmişler

plak çalmışlar,

oyun çıkarmışlar

e(ğ)ienmişler

 

yok işte hunnarın ba(h)çaya erik de(v)şirmeye

yok eşeğe binmişler de

falancaların harımdahı göğeriye getmişler

armıt üleşmişler

ötekinnerde bosdan yemişler,

pıransaynan çökeleği çomaç etmişler

sirkeli yımırtalı temizlik salatası

afıyon çapası, kelek tarlası

 

ille de gözüme gözüme bakıyollar

bana neyise

taha do(ğ)rusu kime ne

goya ben de irenk vermeyon emme

gel bana sor

köfte oluyon işin aslı,

keyfden sekiz köşeyin taa öyle

 

kimi de aklı sıra beni avıdıyo

“-yanal almaya daş atan çoğ olu” deye

“ neyimiş dee; bi ğızı bin gişi isderimiş” de

“bi gişi alırımış” da

“gönül kimi severse

sultan oyumuş” da

“Özlem de isdenmecek gız değil”imiş hani de

 

 

“-ee Özlem de seni isdediğine ğöre”

demeye getiriyollar akılları sıra”

yani “sağa-sola sataşma”

demeğ isdeyollar

öye ya gari

biz andavallımıyız..

gasalıyoz görseniz

bin goyunlu kürdoğlu ğibi

 

demek kiyne

Musduğa atdığım havayı

            duymuş herkeş

zengin çocuğu deye

belki onu goruyollar

ya da bana “bak asdanım zengine çatma

belanı bulusun” demeğ isdeyollar

umrumdaydı sanki

emme açcık da

“onnara yaranmak isdeyenner

bi bok yemesin

kim vurduya getmeyelim” deye de

aklıma ğelmeyo deği

gudursunnar dinine yanayın

 

ne taş atannarı ga(a)le alıyon

ne avıdannarı duyuyon

ne cay edennere

ne ıvga verennere aldırdığım var valla

ne de şantacı, tehdidi  dakdığım

anasına satayın

elinden geleni arkasına goyanı taa..

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

emmeee!

anası olcak cadaloz garı, huyu gurusun

o yok mu o!

anası iliğimi damarımı guruduyo,

cansuyumu kesiyo töbossun

“-tahsılı neyimiş” deye

benden uçu sormuş da

“-bana damad olacağın tahsılı

benim gızın tahsılından

yünsek olması gereğir” demiş de

sankı kendisi ne

 

“-önşe gızın beğenmesi ilazım deği mi” demiş de

“-bobası köye ğız verceğdi de

neye şe(hi)re getmiş” de

bobası neye köyden evlendiyse

“-okuyan ğız köye gelin olu(r) muy muş” da

san ki okumayannar köye gelin oluyo

“-bu dul ğarı mıy mış,

            gız oğlan ğızımış[16]” da

“-onun da gursağında[17] havası[18] varımış” da

“-gızının daha vahtı var”ımış da

kendisi kaç yaşındaydı acabına ola

alleı duvaklı gelin olduğunda

 

neyimiş de

neyimiş

ne olmuş da

ne gonmuş

ohooo!

bi dinne bin ah eşit,

helbet deyecek, havası olcak da..

çok da tın.

 

bilmeyon başga hiş bi zaman

goca köyde sadaca bi konu

bu ğadar gonuşuldu mu

ne anası,

ne bobası,

ne de bi başgası

varısa da Özlem,

yoğusa da

Özlem-aşşa,

Özlem yokarı

 

 

 

Özlem filan yerde

Özlem falan yerde

Özlem honnarda

hinci şonnarda

dün şurdaydı

zabala[19]  hordaydı

falanca filancalarda görmüş

öteyki feşmekancalarda görmüşümüş

yau hiş başga işiniz

galeniz yok mu arkadaş

keyfimin a(y)şa abılasımısınız

 

yok!!

Özlem hunu demiş, Özlem bunu yemiş,

Özlem böğün mor keyinmiş,

Özlem saşlarını höyle daramış

Özlem hu türküyü ça(ğı)rmış

Özlemin dik topuğu[20],

Özlemin uzun boyu,

Özlemin çentesi,

Özlemin mavı eteği,

Özlemin ponturu

bana ğöre de illem Özlemin gözleri,

yakdı yandırdı bizleri..

 

parıl-parıl parıldayan

gülümseyen gözleri

bal süzülür gibi omuzlarına dökülen saşları,

guduret vereseği hilal gaşları

ay gibi yüzndehi

gül gibi gamzeleri, gamzeleri….

Özlemin her şeyi, her şeyii

sankı başka bişiyi gale alacan[21]

Özlem cennetten ileri..

 

başga hiş bi şeyi gale aldığım yok

garşımda datlı-datlı gülüvürüyo

            Özlemin hayalı

benim gözlerim parıldayvırıyo

Özlem……….

            göz parıltılarımın kaynağı

yaşama şevkimin can suyu

 

 

 

 

o serseliklerimiz,

haylazlıklarımız filen…

            galmadı gari canııım

hemi deee nassı valla

anam olmaycak bişiy bile istesin

derakab[22]!

“hu işi höyle edersem,

evdekinner sevinir” deye

aklıma bişiy gelse,

anında!

 

esgisi gibi,

böyükleri gızdırıp tüngüldetcek

sinirlendirecek

güplere bindircek,

evdeki asabiyet gatayısını

yünseldecek bi durum

asla!

ve kat’a[23]

valla bi hanımevladı oldum evde

mübala(ğa) deği

 

o olur-olmaza sinirlenen,

köpeğe oş,

tavığa kiş deyen

ayağıma bastı deye bücüğü

mızıldadı deye çocuğu

çitme attı deye beygiri

dengi davşımadı deye eşşeği

topal eşşek sudan  gelinşeye gadak döğen

hiş bi mahlıka Allah yaratdı demeyen ben

bi(r) nevi

peygamber sıpası oldum vesselam

 

o her şeye zıt[24] geden

çoluk-çocuğa het-hüt deyen

söğüp-sayıp, silip-süpüren ben

garıncayı incidirin deye

yere basmaya gorkar oldum

elhasılı kelam;

melaike gibi bişiy oldum canım

kert-kortluğum filen galmadı

görseniz inanmazsınız valla

sevda böyle bişiy işdecik

 

 

 

bazı-bazı canım sıkıldığında

Özlemin hayalının gülüvürüşü bana yetiyo

bazan da

“-seni mi bekleycen,”

“-kim isderse ona varın”

“-ben köye gelin olman”

ya(hu)t da

“-anam bili” falan deyiviriyo ya

o zaman bu iş yatar deye

valla deliriyon

 

sankı hayalı

“-bobam bili” dese

bobası köye verceğmiş ğibi

anasından gorkuyodum işin aslı

fellik fellik gaçıyodum ondan

oyusa oldu-bitdi,

ğeldi-geşdi

ne garşı garşıya ğeldik

ne yüzünü ğördüm

ne sıfatını bilirin

ne simam tadıdık garıya

emme o zamannar çok güna(hı)nı aldım

Özlem olmayan herkeşi anası sandım

 

ben ağşama gadak Özlem’i sayıklayon ya

gece boyu da Özlem hayalımdan

düşümden gedmeyo

bi de anası olmadık zaman

garşıma çıkıyo

aramıza ğiriyo

gan ter içinde uyanıyon

yasdık yorgan cımcılık

 

nere ğedersem gedeyin

nerden gelisem geleyin

gözlerim Özlemin oluvucağı yerlerde

bi kölge geçivise

yaprak gımıldayvısa,

irkiliyon

solu(ğu)m daşıyo

her gördüğümü o sanıyon

oyusa kim benzeye bili(r)ki ona..

 

 

 

 

 

 

 

bilseniz içimde ne delilikler esiyo

aklıma ne çılgınnıklar geliyo

mütamadiyen Özlemi düşünüyon ya

sahat kaç olusa olsun

çıkıp varmak

alıp-ğaçmak

ya da heş değilise

camda da olsa

kölgesini de olsa ğörmek namına

gecenin geç yarısında

aklıma neler geliyo neler

sahat kaş deye düşünmeden

gecenin leylisi olmuş

sabahın seheriymiş

fark etmeden

 

len ben Özlemi ıcıcık

son bi tefa ğörmeğ  uçu

nerelerde zabahlayon

eyi de esgerlikde nasıl ta(ham)mil edecen

aman canım onu da o zaman düşünürüz

benimki de keyfe keder

sanki her şeyi halletdik de

anasını sattımın

 

emme hinci ğetmeli

evlerinin öğünden geçmeli

garşılardakı çelenlere sinmeli

köpekler havlamış

dayısığil dışarı fırlamış

umrumda mı

 

yerden bi çiğil almalı

cama atmalı

ya özlem o odada yatmayosa

ya dayısı çıkarsa

“-ulen çocuk senin zavırına”

            demeye gakarsa

bi gocaman daş da sol elime

n’olur-nolmaz

olmaz olmaz

olur ya iki kişi çıkarsa

            bi birine

            bi ötekine

ya da dabana guvvet gaçacan

aklıma neler geliyo neler

yüre(ği)mde bi gümbürtü

 

 

çiğili[25] tam atacan

“-boş ver” deyon kendime “-boş ver”

Özlem bilse düşlerimi

valla hakır hakır güler

ben de gülüyon anasına satayın

 

yanıma ğadar geliyo

            goca-ğoca köpekler

benden yana dizgirdiyollar[26]

hırlayollar

onarı görünşe barabar

ben de sıkışmışıyın,

fark etdim emme nası edecen

zati orda olcak şey değil

ıçcık höyle sivişebilsem

 

orada cımıcık[27] debelenivisem

hepiciği her yerden

-üst ayağa gakacak[28]-

ne var, noluyo deye dam başına çıksalar,

etirafdakı evlerden desdiliklere üşüşseler,

ele-ğüne irezil olacaz,

            dile düşmek işden bile değil

ya da bu döyüs, “hırsızlığa geldi”ydi

der mi

der

elin ağzı kesen de büze mi bilecen

………

hayalarımı bile sıkıyon

eğişiyon[29] filen emme narasın

açcık aralaşdılar da

ordan dabannarı yağladığım gibi

yampiri-yumpiri

aşıtladırına-aşıtlatmaz[30]

ıra(ha)tlayıvıdım

nassı ıratladım

ulen sırra gadem basamacağımışıyın

töbeler töbossun az daha

            altıma goyvurayazcamışışıyın…

 

 

 

hele bi de köpekler

            sıkışdırsa file etseydiler

………

o değilden gene

            çal(ı)lığın yolunu dutdum

bireşden gene davetsiz musafirler de

yenitten ora ğeldiler

 

yalbastılardan ikisi de çatışmış[31] 

biri de(y)zemgilin gancık[32] köpek

ötekide Al(i)day(ı)ların kör güdük[33]

Şeytan Alinin sürü köpe(ği)

            Başarannarın Almalıkdan

                        peydahlamış  ya hani

ülen ikisinin arasına bi sırık endirecen

emme nüsubet kirt[34] bişiyidin

depesine vurup öldüresin

 

çoluk-çocu(ğu) yoldan geçirmez

Deli Ğelin sahannıkdan file oş dese

            bana mı deyon demez

aldırdığım file yok nineyeyin[35]

guduruk[36], sinece[37] filen olularımış 

aklıma geliyosa namerdin

ganarelerin peşleri sıra gıçıgırıg biri

            onara etişmeye çalışıyo

götünü sürüye sürüye

gülesime ğediyo

 

gözüm Özlemin geşçe(ği) yerlerde

“ülen de(y)zo(ğ)lu vala billa haklı” deyon

 “enikleri daşlayalak öldürüyo” deye

ardından dezeoğlunu gayarlardım[38] bi de

içimden de olsa;

 

 

 

 

 

 

 

 

hakılar..

haklılar töbossun

her sene her sene altışardan

bi köpeg alsan

üş seneye varmaz köpeg sürün olu

depit mi yeter len

demek ki(y)ne,

            çoğ olan şeyin gıymatı olmayo

hani anası gızını çırak çıkarıkana

“her gün yenen soğan olma

ayda yılda gelen bayram ol deye”

aklım nerelere gediyo film gibi

ille direm direm

köpeg yerine goyunnarı altışar guzlatmanın[39]

imkanı olsa

…….

ya onnar da ısdırısaaa

nasırattın hocanın dediği gibi

Alla(hı)n işine bek garışmaya bakma

bili(r) bili(r) işler vallahi

……..

aman, neyise,

bana ne

 

Alla(hı)n işine garışmaya ğelmez

vardır bi bildiği, ne üsdüme farz

o O’nun işi

oyusa  köpekden ne ğadar gorkarıdım

güççüğüken dibek döğmeye ğetdiğimizde

Akmemetlerin goca köpeg

            ölşmek[40] gibi olmasın

ta huramdan, höyle valla

dübürümün yan(ın)dan daladıydı da

hemen teze deri sardıydılarıdı

 

yara tam da eyi oluyo derken

bi helaya gedeyin de bi

“ıkınıvırayın” dedimmiydi

haydi gülüüüm …yandı keten halva

öyle-böyle dert deği valla

Allah gandüşmanıma vermesin

gıçımın üsdüne oturamayodum

yara ganadıyısa,

ya da ponturun dışına filen geşdiyse deye

el yanında, oyunda bile açcıcık gıynaşamayodum,

durduk yerde irezil olmakdan gorkuyodum..

 

ganlı-kinli düşmanımısı da

Allah gul başına vermesin

..

el hasıl epili bi gan telef etdik

da!

ha deyinşe kendime gelemediydim

güçcüklüğümde zırtıl[41] bişiyidim

gıçımda don durmazıdı da göbeğimden

anam ponturuma asgı dikividiyidi

o mubarek de ıccık dar mıyıdı bilemecen

ya iliği gopardı

ya deliği yırtılıdı

olmadı asgısı sökülü(r)dü

ulamak yerine dikdikçene

            gısalırıdı tabi

de! hinci nerdeee!

eridim ğetdim

 

de! deyceğin

hâlâ

aklım depemden çıkar

bi köpek havlayvısa

emme

o ğün erkekliğe su  sıçratmadık işde

cühela cüretimidir

garazevdadan mıdır, nedir

valla kendim bile şaşıyon

ne hekmetise

aşk başa ğirdimi akıl gezmeye gederimiş

yalan deği(l) valla-billa

garazevda

öyle bişiy işde

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

bi ğün Gök Kezban

“-len oğlannn” dedi

“-sen eller gibi gayfaya ğetmezdin

hinci zabahdan da(ha) o yana gediyon

gece yarısı da

nere ğediyon

nerede zabahlayon Alla(hını) se(verse)n

kimin yana varıyon bilmeyon

ne zaman uyku uyuyon

ne zaman işe gayda bakıyon

şaşdım sana valla ha”

 

Alibee(y)nin garı da

“-o ne va!

Mısır’da Sağır Sultan duydu va

sen bu çocu(ğu)n

            cayır cayır

çıra ğibi yandığını bilmeyon mu”

 

“-va!

valla ben hiş duymadım ay İmine aba

kime len o(ğ)lumuz”

“-eyi gari ay Kezban

bu köyde havas oluncak kim mar”

“-ne bileyin ay aba, kiim”

“-Özleme zahar”

“-ee eyi valla

şey mi len ay çocuk

gızın da habarı var mı bari(k)”

“-gara cücen habar eder mi”

“-deyvisen ya len

gaş atdın mı”

“-…..

ya a(h)!”

“-olum nekdipleşdiniz mi”

..

“-gonuşdunuz mu”

“-….. ı ıh!”

“-eee”

“-..”

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

“-zahır insan bi nekdip yazar

habar eder

saklı bi yer de filen

buluşur;  gardaşım”

“-hincikinner bilmez öyle şeyi”

“-……..”

“-va!

o ne len çocuk

            gaş yok,

            göz yok,

orta yerde söz yok

dedikleyin”

 

“-eyi de aba ne yazayın”

“-va! ne yazarsın

ay gardaşım

zahır

            “seni seviyon” dersin

            “hep seni düşünüyon”

            “hayalımdan getmeyon” dersin

            “gece düşüme giriyon” dersin

 

            “her yere adını yazıyon” dersin

            “bu dünnede senden gözel kız

                        “senin adından gözel

            gız adı mı var da” 

“başkasının adını sayıklayan” dersin

 

“dişim arıyodu

            seni ğöreli unutdum” dersin

“ekmekden aşdan kesildim” dersin

sensiz bi lokma bo(ğ)azımdan geşmeyo”

“anam sana bakmaya

ağzını kokmaya ğelcek” dersin

 

“saçından bi tel yolla da

            goynumda saklayan” dersin

“benim olmazsan ölürün”

“başkasına varısan kendimi

            int(ih)ar  ederin

seni başkasına yar etmen” dersin

 

“boban vermezse seni gaçırın” dersin

“bana mekdip yazarsan

            dünneler benim olu(r)” dersin

“eğerinem bana gelisen

            elini ılıdan sovuğa vurdurman” dersin

“çocuklarımızın gözlerinin,

gözelliğinin sana

benzemesini isderin” dersin

 

“dünne bi yana,

            sen bi yana” dersin

“seni gördüm müydü mü

            dünneler benim oluyo” dersin

“seni mutlu etmeğ uçu her şeyi

            elimden gelenin bile fazlasını

            yapmaya hazırın” dersin

“yeter ki sen benim ol” dersin

 

 

“bi galp iresmi cızarsın

içine hemi onun

hemi de kendiyin adını yazarsın

ya da başharflerinizi

bi de galplerimiz dayima

            birlik atacak” deye yazarsın

“kestane kebab-acele cevap”   deye yazarsın

 

sepet sepet yımırta

sakın beni unutma

unudursan küserin

merabayı keserin” deye yazarsın

 

daha ne deyen gara gardaşım

ben cahıl bi garıyın

aklım tahasına ermez

felek dünnede bi de okula ğetseymişiyin

sen o zaman görceğdin beni

evelallah

…….

iki ğün sonura çekdiler getdiler miy di

“heyvah”

dersin emme iş işden geçer

getdimiydi de zati

elden geder”

……….

 “-geder mi!? ………….”

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

hadi deyelim yazdım

yazsam

ne yazcan

hadi aldım gabil etdim

Kezban Abanın dediklerini yazayın da

nası vercez

en eyisi ellerin etdiği gibi

bizim gız emme

ne deycen

dedik, hadi gabil etdi, aldı

gız gısmı bu işi becerebili mi

becerdi deyelim

ele-ğüne garşı

el ne der

hadi eli sittiret

ya Özlem almazsa

aldı deyelim

ya yazımı beğenmezse

ya garşılık vermezse

ya dayısı ğilin

anasının habarı olu(r)sa

ya cevap mermezse

 

ya veriseee, sen seyreyle beni

seyret gari

nassı uçuluyomuş

bi ğün ebem ıramatlıg; höyle

söğeye dutunalak

yanıma ğeldi

yanıbaşıma oturdu

eliynen sırtımı sıvazladı

sol eliynen dizimi dutdu

sağ elini de sırtıma go(y)du

“-endeki yüzünü sıdırıp[42] durma

“kaşıma yarayı şıban[43] edersin” demişler

yüzün çiçek bozuğuna döner sonura

evlendinmiydi geçer

marağ etme”

dedi.

 

böğün kü ğibi aklımdadır

ıramatlık yüzümü avışladı,

derin derin üzümü gözümü seyretdi

soluklandı bekledi

“-ah.. ah” dedi

“-Allah kimseye evlat acısı vermesin

çekmeyenler bilmez evlad acısını

 

derdini hiş kimselere deyemedi

yavrııım!

hiş adını bile anmadı kimsenin yanında

Emmin Iramatlık varıdı da!

senin ad aldığın gari

yaşı benzemesin

garazevdalara yandı ay yavrım

“-sevipde bi ğızı alamazsan

adını yadellere destan eyleme”

deye türkü söyler dururdu

o söylerdi

benim burnumun dire(ği) sızılarıdı

gözlerimden siğim-siğim yaş boşanırıdı

ahım-şahım bişiy olsa hadi bi-ta[44]

değilidi valla,

değilidi billaha yerler yeyesice

onmadan gedesice

o zamannar da anası ğibi

usdurası içinde nekbetin[45] tekiydi

emme gönül bu;

ota da gonaaar,

bokada!

gondu da bok yedi işdeecik

 

geldi-ğeşdi

emme Allahı var

kimsenin adını yavız etmedi,

ağa adam ğız vermez çobana

derdini kimselere deyemedi

emme ben biliyo(r)dum

ana yüreği bilme(z) mi

 

garağuzum!

içine ata ata dertlere ğardı

ağa ğızının umurunda mı

o gelini gördüm müy dü hala

boğazım sıkılıyomuş ğibi

            nefesim daralı(r)

gerşi ha! onun da....

çoluk-çocu(ğu) file olmadı

yüzü gülmedi emme!

bana ne

beniki benden getdikden keyri ne fayda

geri getiri mi garaguzumu

 

 

ilk yoklamaya sediyeynen götürdük şubeye

akrenneri esgercili(ği) işledi geldi de

ben daha gara yazmamı çıkarmadım

hala daha düğünner de bile

            eller ğibi şenlenemen

oynayıp-galgıyaman

guzuunn

 

üş ğün sonura unuduldu

“-ince hasdalık”dan deyividiler

anası unudabildi mi bakalım

ataş düşdü(ğü) yeri yakar

ebeyin halını soran

bilen mi var

 

yemeden işmeden kesil di de

beylerin gonaklarına taraf

gözleri dönü-dönüvüdüğünde

içimde bi alaf

“-Ğözel Irapbın sen bilin gari

 sen bilin” dedim

“-ne yanı hayırlıysa

nası bilisen gari” dedim!

dedim emme, yan yana

içim gan ağlaya ağlaya

........!

kim bili dovam gabil oldu da böyle oldu

kim bili yazgısı[46] buyudu

bilemecen gari, orasını Allah bili

ğözel Alla(hı)m bili bili işler

“her şey de bi hayır vardır” demişler

 

en sonunda garağuzum

ğözlerimin önünde eridi getdi

hemi de nassı, ğünden-ğüne

dakgası-dakgasına uymadan

 

günahı obal(ı)[47] boynuna

barabar çobannıg etdiği Hebiboğlu önsıra[48]

“-oğlum onnar ağa-bey çobana-yabana ğız vermezler

alıp gaşsan

bobayın zaten  ileç dutar[49] yeri yok

Allah m(a)hafaza anana filen eziyet ederler

ğızgardaşını güce ğörüler[50]

onnarın her cihetde köpee bulunu

dağ başına budayvırılar ganadını-golunu

sen yol bilmen yolak bilmezsin taha

            üç adım atmadan yakalanısın

“Gövcelli’ye varı,

            Aydına geldim sanı(r)sınµ

 

böyle deyon emme

ğızın gönlü sende mi bilmeyon

olsa ne yazar

böğün sana ırazı geli

yarın bobasının evindeki ıratlığı arar

 

bir olur, iki olur

üçüncü de bok olur

sen gel bu sevdadan vazgeş

gonu-gonşu da,

            köyde başga ğız mı yok

evelallah aslınız asaletiniz belli

beyin deyen sana eliynen getiriviri”

 

“-Allah bili ya o da kendi gızını

            gascan deye haralda

çalıya daş atıyomuş anlaşıldı ğari

sankı ğaraguzum ağa ğızından

başkasına bakıyomuş ğibi

o marağınan zaten, ne yedi, ne işdi

ne de bi başga tarafa bagdı

ana yüreği dayanır mı,

dayandım;

 

“ölsün de gurtulsun yavrım”

bu dert irezil eder bunu

ölmez sağ olusam ömrümün yettiği yere ğadar

bakarın gurda-ğuşa irezil etmen yederin[51] emme

yarına çıkcamıza Allah Kerim

hemi de ağa ğızını verse de

ğaraguzumdan hayır gelmez gari

gözel ırapbım ele-ğüne irezil etme

al tez elden amanetini”

deye dova etdim

 

 

 

bi ana evladı ölsün deye dova eder mi

ediyo işde”

……..

“-onun uçu,

neye mal olusa-olsun

dikil karşısına olusa-olu(r)

olmazsa gam yemezsin

ben elimden geleni

ardıma gomadım dersin

içine dert etme

ince hasdalıklara garma sen de

ecelsiz götürme beni

kınalı guzummm

gadersiz guzum”

……….

 

“-yeter ki dertlere garma yavrım

anca kendine edersin

el gızının uruhu bile duymaz

yazık olu, sana yazık,

anana-gardaşlarına yazzık

zati ba(ğ)rım yanık

bi de senin ardından yanmayayın

sana ağıt etmeyen

Allah bana bi da bu acıyı yaşatmasın

ölürün hakkımı halal etmen

 

evlerinin yolu bükülü geder

zülüfü gerdana dökülü geder

bir yiğit de sevdiğini almazsa

o yiğidin beli bükülü(r) gider”

 

sana ğız mı yok len

hay gapbiicik hay

Allah hiş bi ğulunu tek yaratmamış

onun uçu gereğirse ğaçır

emme elden ğaçırma

ğereğirse

emmilerine ben deyen

hiş umudum yok emme  ..........”

 

“-Allah ırazı olsun

elerin dert görmesin

ömrüne bereket ebe”

 

 

 

 

 

 

ebemi Allah gonuşduruyo belli

hadi hayırlısı,

yüre(ği) de yanık olunşa zavallının

elden geldik gayret ediyo

olmaycak bile bi iş

            yönedine gedmeye durdu muydu

                        geder de geder gari

marağ etme sen

emme…gelgelelim

             bi tersine geddimiydi

yönedine döndürmenin

                        imkanı var mı

mümkünü olca(ğı) yokdur

ı-ıhhn

o hesap;

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

gari söz vahtında açılı derler

işde böyle bi bayram günü

Hesne Gelin,

beni gayfadan ça(ğı)rdı

“-len çocuuuk bura bak bii”

sırtına Şabanı ebişdirmiş

“-mücüdemi isderin emme ha”

Özlemden bi habar,

el gadar kıyat parçası da olsa

mekdup mu varıdı acaba

gayfadağı cemi cümle ahali

bana bakışıyo

“-buyur gellaba” dedim

 

içimde bi kürpüldeme[52]

soluğum daşdı valla

yonusa Özlemi

bana isdeyvicekler mi,

demek ebem, emmime demiş

hadi hayırlısıyna

olum memed!..

 

“-Özlem sizin evde” dedi,

o an uçu, bu hepisinden daha

            mühimidi valla

hayal edebileceğimden

            çok çok fazla bişiy

 

hemen eve seğirtmeliyin

emme nassı

ne uçu getmiş olacan

ne olacak mahanası[53]

“sağol gellaba[54],

elin ayağın dert görmesin

Allah dutduğunu altın etsin

Allah senin de murazını[55] versin”

yol boyunca da dovalarıma dövam etdim

            şükrün dersen, bini bi para

içimde bi sevinç

öylesine bi safa

bi heyecan

ömrümde bi daha olmadık,

            olma(ya)cak kadar,

 

 

 

gayfaynan bizim evin arası bu ğadar uzak mıydı

o ğüne ğadar bilmeyodum

galbim küt-küt atıyo

“Özlem bizim evde ha!

vay anasına olcak şey mi len”

dovalarımı bitiremeden

bi solukda varıvıdım eve

bi bakdım hanayda

değişik değişik bis sürü papba

içerden cağıl-coğul sesler gülüşmeler geliyo

duralakdan birinin Özlemin dayısı

            olduğunu anladım

“varsın ossun

Özlemi getirmiş ya

varsın ossun”

Allah senden ırazı osun Gara Dayı

 

o değilden, habarsızımışıyın gibi içeri ğirdim

“-hoş geldiniz amca”

şeytana uydum

get nalet ossun

ötekinnerinen de yanak-yanağa öpüşeyin deye

Özlemin dayısını da yanaklamadım mı

adam ileş gibi cığara kokuyo

tütdürüp duru(r)

bereket e(vi)mizde cığara içen yok

soluğu demişsin daha iğrenç

insanın nevri bulanıyo[56]

            emme aldıran kim

tasası bana mı düştü

alcak de(ği)lin…., satcak de(ği)lin!

 

zatinden hemen onu geşdim

araya dayısının ğızı girdi

nusibet[57]

yaltak yaltak, dudakları boyalı

bi de gaşlarını filen almış haspam

aklı sıra; sosyete olmuş, inceliyo[58]

“küt” deye belinden gırılacak

seninki  göğüslük[59] filen keymiş haralda

bicikleri yokarda, sankine ben burdayın deyo

ya Rebbim ya Resullah bi iş var bunda

bi halt demeğ isteyo aklı sıra emme

dur bakalım

amaaan bana ne…

 

“-nassısınız abi” falan

ulen bi lafazan olmuş

her ilafın işinde, gör bi

bi de gözlerimin işine işine bakıyoru ku

benin deyen adamın içini yakacak zilli

valla vız gelir-tırıs geder

bakarsam iki gözüm öğüme aksın

hemide Özlem var işin işinde

işin can alıcı nokdası o

 

valla Özleme ne zaman

            “-hoş geldiniz” dedim

ne zaman tokalaşdım

elim, eline değdi mi,

            değmedi mi

böğün dahi vallahi-billahi bilmeyon

biliyosam namerd olayın

sekiye[60] geşdim bi götlük yer buldum

sığışdım[61] oturdum

ne dayısından,

ne dayısının gızından

o ğüne ğadar o ğadar

nefret ettiğimi bilmeyodum

 

len bunnar kendilerini ne zannediyollar yahu

ikisi de; her boku biliyollar

her olayın, her ilafın içindeler

her şeylerden habarları var

biz bunnarı hiş farketmemişiyiz

 

dayısı beni devamlı meşgul ediyo

adama cevap yetirmeden ğızı

bişiyler soruyo

sankı sorgu hakiminin garşısındayın yau

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Özleem;

Özlem bambaşka tabi,

o mahsınlık

o ğözellik

inci gibi dişler

ıldır ıldır ıldırdayan ğözler

ğözlerinin ğarası ğara

ağı ak!

bal rengi yanaklar

bal süzülür ğibi saşlar

tel-tel valla,

her şeyi bal gibi

emme kendi baldan datlı

 

o yüzündeki allık

o gülüş

yau bi insan bu ğadar nasıl ğözel olabili

Cenabı Rabbil Alemin birine daa böyle bi

ğözellik bahşetmiş olabili mi

ben cee ı-ıhm valla olamaz

billa olamaz

ya da bana ööle ğeliyo

ya(h)ut da gözüme öyle görünüyo demek ki

ya da herkes, sevdiğini böyle seviyo

bobam da anamı böyle sevmiş olmalı

bizim gızı da biri ..

böyle gözel bulur, böyle severse elden ne geli

 

emme ben ne dayısından

ne dayısının ğızından

bi türlü Özlemime bakamayorun ku

tam cuvaplarını vereyin de

Özleme bişiyler sorma mahanasıyınan bari

bakayın, o da “cevaplarkan bana bakar” deyon

ne mümkün bilader

gerçi bi de ne sorcaz,

hala aklıma ğelmiş deği(l).”

 

“-yau acaba saçlarını bi ta ğörebilcen mi

gözlerinin irengi ne

dudakları boyalı mı

anam “şe(hi)rli garının dudak boyasına

            dik topu(ğ)una yetemessin” deyo ya

ne yetemecen Alla(hı)n aşgına

istesin canımı vereyin

ondan gıymatlı ne var yalan dünnede

canımı o kere versem uğruna

gene de az geli(r) valla

 

 

emme

Özlemin dudakları boyalımı,

hakiki mi,

boyalıysa boyası ne renk

dönüp bakmak mümkün mü

hay senin dayını,

dayının gızını

töbe töbe

 

bi de düşünüyon

“-ne deyon o(ğ)lum len sen

yarın bu adama “dayı” deycen

öyle ya

“gülü seven dikenine gatlanı”

biz de dayısına da,

dayısının ğızına da gatlancaz gari

çare yok

 

emme..  bi dakga

dur orda..dedim kendime

valla Allah bili ya… bu adam

bana kendi gızını gasmayı düşünüyo

ğızının hallarına da bakarsan

“yeme de yanında yat,

orasbı! dünden ırazı”

bi de dönüp kendime;

 

“-len o(ğ)lum, dur bi leenn

sen kendi-kendine gelin güvey oluyon

gübe girmeden turşu oluyon

daha hol[62] yok-yumurta yok dedikleyin

gapılarını çal bakalım bi ne deycekler

kaş para başlıg[63] isdecekler

 

garısızlıkdan ölürün,

ona dönüp bakarsam ne olayın,

değil bi üsdüne üsdelik para ha!

“kırtıklı guruş[64]” vermen valla

kendi hesabıma, geşmez gavır parasıynan

bi guruş verenin sülalesini …

değil bedafa da  vercekler geç dee 

üsdüne para verseler de

on gönlüm olsa da..

            onunu da

Özlemden başgasına ayırman asla

 

asıl can alıcı noktası ne biliyonuz mu

Özlem n’olacak abey

öte tarafdan

Özlemin kötü habarını almak var

ğız ayda yıl da bi köyü zeyarete gelse

bana enişde mi deycek

ya ben enişdeye ne deycen

düşüncesi bile

nutgumu garışdırıyo

alt-üsdediyo valla

len bunnar nerden neşet ediyo[65]

nerden zeynimi garıncalattırıyo yauu

 

bi yandan da bakınca

bu adamın, bu ğüne gadar,

ne halımızı, hatırımızı

sormuşluğu var

ne gapımızı çalmışlığı

daha ötüyon[66] yoldan geçiyokan

anam çağırdıydı da gelmediydi

“-bi hızmat var akraba

sonura işallah”

tabii o zaman gızı şe(hi)rde,

halası gildeydi

            yani Özlemlerdeydi”

 

“-len yoğusa bu .mına .odumun döyüsü

bizim gızı kendi oğluna filen düşünüyo olmasın

kelp olayın ırazı gelmen len

keser köpe(ği)n öğüne atarın

genede olmaz” deyon gafamca

emme bizim gız ne deyo bu hususda

gönlü var mı acaba

her şey ıldırım fızıynan gelip-geçiyo aklımdan

ulen o(ğ)lum dur

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

emme bu ğarada

bizin gızın da hamaratlığı üstünde

Özleme hoş görünmeğ uçu tabi canımm

hemencik zufra hazırlamış

gayıse ireçeli, badılcan turşusu

süt-yoğurt, peynir, zeytin

yağlı dolazda yumurta, çılbır

afıyon[67], yemlik, guzugula(ğı)

Allah  ne verdiyse

 

 “-len yonusa bizim gız da

Özlemin dayısına guyruk sallayo olmasın ha”

gatil olmak işden deği valla-talla

emme Özlem uçu yapmışdır canım,

Özleminen değişik[68] edelim derlerse

derler mi derler valla

anam da gakar dutar da “akrabam” deye

“-ne garışman valla

südümü halal etmen,

ben söz verdim onnara

sonura ne derin adamlara

bu iş böyle olacak” derse

der mi, der

 

goca köyde, bizikinnerin gubudukçu,

aferim delisi olduğunu bilmeyen mi var

dedem söz verdiyse kendisi alsın

anam söz verdiyse kendisi varsın

benim keyfimin –a(y)şa abılası mılar-

bana sormadan

gönlüm olup olmadığını bilmeden

taha türkçesi

Özlem durup-durukana

benim başgasının goynuna girmeyceğimi

            bilmesi ilazım değil mi? bunnarın

emme kime deyon boba

dediğim dedik

çaldığım düdük

töbe estağfirullah

ikisi de inadın önde gedeni

kendimi bilip durun işde

o taraf da öyle bu taraf da

iki ucum da boklu deynek

 

 

 

 

 

bana soramayosa anama

“-yau gelin

Garalar değiş-tokuş edelim” deyollar

bizim oğlanın ağzını ara bakalım bi

ne deyo, ne go(yu)yo(r)

öyle ya

çalıya bi daş at bakalım” demesi

ilazım değil mi

zahır o(ğ)lunu öyle taha ondördündeyken

zengin gızı deye anamınan everivimiş ya

o öyle olacak zannediyo

ahhh Özlem ah!

hadi beni geş,

            bizim gıza da mı sormaycak bunnar

 

hinci isder misin sana

ya bizim gızın göynü de onnardaysa!

“gövde bulut, sen o yolları unut” bakalım

gala gala o cığaracı,

gumarcıya mı galdın a! bacım

gafamda kırk dilki dolaşıyo

kırkının guyruğu birbirine dokanmayo

valla billa

şert ossun

 

herkeşden sonuraya galdım kı

Özlemin garşısına oturayın

ne mümkün gardaşım

başımı galdırdım mıydı

dayısının ğızı gözümün içine içine bakıp duru

“bakan olur, gören olur”

“elalem var” demeyo

bırak eli,

bobasını file dagmayo

fira[69] beni kesiyo[70]

ele avradını …

valla billa

gözleri; gocası asgerden gelmiş

yeni ğelin gibi

            ıldır ıldır,

iki de bi[71] “-abi-mabi” ayaklarıynan

aklı sıra beni cerbediyo[72]

 

 

onu geşdim,

            bobasının  heş “çüüş!” dediği yok

bu nası mezhebi genişlik,

            anlayan beri ğelsin

“at sabısına ğöre kişner” yalan deği

depesine indirilecek bişi(y)

 

emme ğızı,

beni kendine bakmaya mahkım ediyo

olmadı hiş başga yerde yoğumuş gibi

taa benim öğümden ekmek-duzlug alıyo

olmadı veriyo gerisin-geri

dadından yarlıyo mubarek

bi de şirinleşiyo kuu aklım şaşcak

san ki ben ona havasın

“bobam mar”, başgaları var file demeyo

ar damarı çatlamış

gudurmuş eyicene gudurasıca

fira beni kesiyo

ha-bire dikizleyo

valla göz-ğöze geldikmiydi

ben bozarıyon

onun yüzünde, donuz derisi gerili

uruhu file duymayo

da.. benim derdim Özlem

bişiy depğil de valla

aramızda bi mazi var sanacak

 

o görcek deye ötekinner görcek deye

            ben Özleme

Özlemime bakamayon bi türlü

dinine yandımın

belki Özlemde bana

“yüzüme bakmayo” deye

geçiriyo işinden,

gızgılı belki bana kimbili(r)

beni hafakan[73] basıyo,

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

onu deyviriyodum,

bi zamannar

evlerinin öğünden geçerken

isderine isdemez

gözüm perdenin arkasından ona ilişdiydi

işin aslı oda bana gapbeleniyo[74]

Allah biliyo ya bireş de fingirdeg[75] bişiyidi

cilveleşmeğ isdeyo aklı sıra

umrumdaydı sanki[76]

bu dayısının gızı

namı diğer senin Gara Hava

kesbetmeye gakıyo[77]

üsdünü değişdiriyo ayaklarında

bana galısa bireş

ı ıh baya baya bildiğin has öz gurampa[78]

 

türkü filen söyleyo

 “ince geyerin ince

penbe yakışır gence

insan bi hoş oluyo

sevdiğini görünce”

evin içinde gısağollu keyiyo

açık-saçık dolaşıyo

saşlarını darayo

 

bazı yediğinden bana vermeye gakıyo

bi seftesinde  almayı dişlemiş verdi

bi sefer de gocaman bi armıdı

“-sen armıtdan annarsın” dedi

alsam mı, almasam mı

Allah’ın orasbısı

aklı sıra bana “-işaretden anlamaz ayı”

demeğ isdeyo gari

            öyle ya

 

bazı da fesliken koklayo

bana vermeye gakıyo

bi ğün elindeki gülü kokdu

            bana uzatdı

“-haralda sizin harımda

gül açmayo

olsa biz de görüdük”

demez mi

gancık!! sanki gül olsa

verecek başgası yok öyle ya!

 

anam bile fehmetmiş

uzak dur hundan dedi

bişi biliyo ku

başga bişiy demedi

iresmen başa bela

amme kendimi orda buluvuruyon

bi fzınan pıırr

neyse..

 

gene böyle bi ğünüdü

göyne(ği)nin işindeki gülü

gözlerime baka baka kokdu

bana verdi

Allahım Ya Rabbim yau

aklı sıra beni yoldan çıkaracak

üsdümde galmaya[79] ğakçak

 

ondan ötürü ben ne zaman oradan

geçiyo olsam,

gözlerim onnarın pencerelerine dakılıyo

isderine isdemez

bizim gızınan da oldukça sıkı-fıkı

ben ordan geçerkene

mahana[80] filen bulamadı mı

            bizim ğıza sözde selem ediyo

abidik-gubidik işde

bennen olmadık muhabbetler guruyo

 

falancadan örneğ almış bek gözelimiş

“ona da bellede(yi)n”

 “-Macar Ebe hasdaymış öyle mi?

len garı ben kendimi bildim bileli küküm hıh

hemi ben nerden bileyin

osdurukdan teyyare

yok işde

“-ine(ği)niz buzalamış[81] öyle mi”

adını ne godunuz

len bunu alt tarafı bücük

sanki çocuk da ezeninen adını mı gocaz

erkekmiy miş, dişi miymiş

üş semeye galmaz o inek olunca

sarığızı sağ(a)cak biri ilazımımış

yani üş seneye gamlan öyle ya

elini şabık dut

dam başından saksağan..

 

“-dellal ne deyo”

“-ganal ne zaman akacağımış”

“-i(l)k yoklaman geldi mi”

“-esgere ğetmeden nişanlanısın ğari

esgercilikde nekdipsiz gomaz seni

heş değilise yolunu ğözleyen biri olu

belki de evlenisin de

            tosunun bekler yolunu”

ulen bu ne demek

nası bok yemek

iresmen şeytanımın aklını çelcek

“ehli keyfe keyf veri

gayfanın gaynaması

eşşe(ği) başdan çıkarı(r)

            sıpanın oynaması” hesabı

bu eyice gudurmuş valla deyon içimden

gerdek gecesinde gebe galı(r)

bunun böylesi

cıplak gıça şaka olmaz

get öte yannına bacım

töbe töbe

 

biğün gene böyle

ordan geçiyon

içerden türküler filen geliyo

perdenin gıranı gene gıynaşık[82]

senin ki gene üsdünü değişdirme rollerinde

perdeyi birden çağışdadak aşdı

zert zert

“-ne o len”

sonura gerdanını gıralak

“-Memet  aga yonusa beni mi

gözetleyon” deme(z)mi

 

efe valla gıpkırmızı galdım

“-yok yau, Hava gardaşıma da bak,

heç olur mu öyle şey,

sen benim bacım sayılısın,

ben hiş öyle şey yaparmıyın” dedim

emme….

rengim-solu(ğu)m getdi

 

“-tabi canıımm tabi,

bilme(z) miyin heş” deye

hınzır-hınzır, güldü,

            fettan şey

yaşına-başına bakmadan

            beninen oynadı

kedinin fareynen oynadığı gibi

“-hadi orasbı senin alaca(ğı)n olsun” dedim

emme bi da da

            golay-golay ordan geçemedim

 

mezbur galıp da geşdiysem de

fızınan, soluk bile almadan,

heç o tarafa bakmadan

bereket versin bi gören, bi duyan

olmadı,

valla köyü terketmem ilzamıdı

işin aslı

 

işin aslı o’zmanlar bende aklımdan

Haçcayı geçiriyon,

Haçca da nası emme, bi içim su

resmen servi boylu

gaşla ğöz arasında

birden süydü

kimse bunun farkında değiliken

            çelimsiz bişiyidi işin aslı

yeşil fistan, al-gırmızı fanilla

akrannarının içinde farklıydı

           

gür sarı saşlı,

buyday yanaklı

gocaman-gözlerinin ağı ak, ap-apbak

ala-ala[83] pam-parlak gözler

yok denecek gadar gaybolmuş (h)okka burun

yeni aşmış gül gibi dudaklar

gelincik sapı ğibi, incecik boyun,

emme asıl o yörürkene ki

dik başlılığı,

ne de olsa zengin gızı arkadaş

duruşundahı asalet

taa garşıya bakar

gevşek, gaynaşık, fingirdek bi durumu yok,

kimseye eyvallah etmez

burnu yere düşse eğilip almaz derler ya

ta öyle valla

dobura-dop[84],

burnundan kıl aldırmaz

 

 

 

 

emme…..

tam bi şerli,

hanım efendi

ya da bana ööle geliyodu o zamannar

gari orasını bilemecen

gönülün dediğine toz gonmazımış

sevdiğinde gusur olmazmış

belki de ööle bişii

hu ankı aklımınan ne bileyin

onu kimselere vermeye gönlüm olmazdı

o da .ikdiroldu ğetti de

bilemecen valla eyi mi etdi

köyde kimseyi beğenmedi

goya şe(h)ere varcan deye

zilli

 

neyise de işdee

o(ğ)lak-guzu ğütmeye filen ğetdiğmizde

bobaçca falında filen  bakıyoz

akrannarına ya

hep Haçca çıkıyo

taha dorusu ben hep Haçca’yı dutuyon

hani

işde bi yaprak goparıyon Haçça

ötekinde hinci adı ilazım deği

meselaki aşa-imine,

hatma, gülüzar.. neyise

bi da goparıyon işdecik deyelim

            elif, nezire ya(h)utda Fadime

sonura cennet, almes, firdes dedikleyin işde

aklın sıra havas olabileceğin

            akranın yaştahkı gızların adını

                        tekrallayıp duruyon

son yaprakta kim çıkarsa

            onu alacan

yani gurra[85] çekmiş oluyon

 

gerçi hiş biri bizi beklemedi

            hepisinin bizden önşe

            düğünü oldu da

nerdeyse çocukları etişdiydi biz evlenesiya ya

o ayrı bi mezuu

orayı garışdırman garii

Allah var birez de biz mırın-gırın ederkene

armıdın sapı-üzümün çöpü hesabı geş galdık

hanı “akıllı o(ğ)luna gız beğeneyin derkene

deli torununu esgere yollarımış”

aynı mitli o hesap işde

 

bi de benim gafada iki burgalaç[86] var biliyonuz mu

“-iki garı alacan olum valla” deye

            deliganlı abeyler e(ğ)lendileridi

her e(ih)timala ğarşı ben de

            Haçça’yı elde bir dutuyon

ikinciyi de bireş güçcüklerden sıralayon

ku.. nolur-nolmaz

 

emme; Allah var bu Gara Hava olacak şetdeli

bobaçca falı çekerken de,

beliklediğim Haççadan sonurakınnarın,

yedeklerin, adayların içinde de olmadı hiç

aklımın ucundan geşdiyse köpek olayın

emme hinci hu hale bak

ne yanna bakarsan bak

biciklerinden önce gözleri

ben buradayın deyo

biciklerini insanın gözüne gözüne

kendini gözlerimin içine içine sokuyo

vay oraspı vay

şaşdım galdım valla billa

 

de deycem

anam ıramatlık nası fe(h)metdiyse

feyilledi[87] durumu emme

neyeyse verip-alıp inkar ediyon ben de

altdan aldı üsden savırdı,

höyle dedi

böle etdi

ı-ıh, olmadı..

Kel Haçcayı ele vermedim..

 

net(i)çe

nayetinde..

“-ölen aban onun ağası Mamıdınan emişik[88]” dedi

“-olsuun” dedim

“-ööle deme” dedi

“-neye!” dedim

“-bi zamnnar Suvatda yolmadaydık daa”

“-ee”

“-işdacıık aban da dahacana emiyodu

benim südüm enmedi de

Hesne ğelin emdirividiydi Dudu’yu”

 

“-emdirmeye gomaya yermeyesiceler

hemi de emişiğiseler n’olcak” dedim

“-emişikler sütgardaş olu

            hemi de gardaşdan eleri”

“-o zaman onnar sütgardaş” dedim

“-emişiklerin gardaşları da sütgardaş olu zahır

hemi de has gardaşdan eleri

has-öz gardaşların çocukları birbirine varı da

sütgardaşların torunnarı bile

birbirlerine varamaz

zinhaar[89] sizi nikah dutmaz” dedi

 

emişikler yedi ğöbek birbirine haramdır”

deyelek aklı sıra gandıracak beni

bakdım, horata eder gibi deği

“-peygamberimiz

“-haram” demiş” dedi

“-kitabımız haram”

“-Allah Mafaza[90]

efe valla!

o takike bizim gızdan ileri

gardaş oluvuduk sanki

süt gardaşım Kel Haççayna

 

gerçi daha sonra o da dutdurmuş

“-ille şeere varacan,

mamir garısı olacan

gadillağa binecen” falan demeye

sağdan soldan duy(u)yoz gari

o uğurda da harcandı getdi

zavallı, ..

sonratdan annadık, me(ğ)erem[91]

sadece emişiğinin hardaşları emenin

emen de ötekinnerin süt gardaşı oluyomuş

emme ben onu hep gardaşım bildim

annaycağınız Kel Haçca

bizimki süt gardaşlık file değilimiş,

gadillak dediği de gıreşşeğimiş,

gülesime ğetdi valla,

Ah ahh Kel Haçcaa

neyise işdee..

2525

 

 

 

 

ben bu hengameler[92] arasında

            gedip geliyon

Özleme, özlemler içinde

dönüp bi defacık bile bakamadan

sadaca önümden yeyebiliyon

o da guru-deri peyniri

mubarek boğazımı bile garakdırdı

kaş bardak su işdim

bilmeyon..

 

bizim gız da Allah ne verdiyse

tabağı zeytinyağıynan doldurmuş

Allan onarca(ğı) işde

niyeyse

iri-yeşil bi zeytini gözüme kesdirdim

çatalınınan bir iki uğraşdım

bu sefte tamam deyon

zeytin fırtıyo

 

tabağın içinde bir-kaş tur attırdıkdan sonura

zeytin pırtdı, 

bu sefte de tabakdan ziniye sıçradı

içimden “-hinci çatalı kesin zipledim” deyon

narasın..

            gene garavana

bir iki hamle derkene sıkışdırdım bi köşeye

hinci gaşcak yerin galmadı gari

son bi atak daa

ne ğezer,

net(i)çe gene mafiş,

gene p(f)iyasgo

ya kayıyo bi yana gediyo

ya da patanaş yapan gamyon tekeri ğibi

olduğu yerde

fırıl fırıl dönüyo

amma.. yağ gaygan

öyle olmasa pelvannar

haşgaş yağı sürer öyle demi

ya da çatalın ucu kütüdü

yalan söylemeyen hinci

valla orasını bilemecen,

 

zorda galan kedinin

köpeğe hışardığı[93] ğibi

her seftesinde elimizden gaçırdık

bi türlü galebe çalamadık

zeytini

 

yalınız benim asabım oldukca bozuk

bırak gülmeyi, nefesini dutdu çoluk-çocuk

soluk almayı bile

aklının ucundan geçirmeyo kimse

emme bütün gözler benim çatalın ucunda

zeytin yakalansa da hu işgence bitse deye

dova ediyollar belli

nayeti gene elden gaçırdık yeşil zeytini

 

dayı efendi iki barnağıynan dutdu

benim yeşil zeytini

önşe bana uzatdı

alayın deye elimi uzadınca elimi

adam yangından mal gaçırıyomuş gibi

çevik bi hamleynen ağzına atdı

 

gevişini gösdere-gösdere

“-len gara yeğen bırak .mına ğodumun

hu fanteziliği yauu

adam gibi elininen al ye hunu

biz köylüyüz,  o(ğ)lum

gorkma kimse seni gınamaz

zufrada iki gancık var deye

hemi de  ne demişler

alışmadık götde don durmaz”

 

“-bak zeytin böyle yenir

sen gakmış Fıransız gaşşığıynan

Alaman herzesi[94] yeyon

ben senin uruhunu bilirin

alt tarafın anan sarımsak-boban soğan

sen daha dünkü bok,

ne oldun da ne oluyon

sen kiiim,

çatalınan zeytin yemek kim

a gapberif”

 

daha bi sürrü bişiyler dedi

ne dediğini duyduğum mu var

emme bilemeyon irengim

penbe miydi, mor muydu

kül müydü, boz muydu

Özlem ordamıydı,

ve hepsinden can alıcı nokdası

halımı görüyomuydu

ooff off

 

 

 

öldüm, bittim mahf oldum

terledim, eridim gahroldum

Garanın gaflarından perişan oldum

vel hasıl açcık da

cehaletimin gurbanı oldum

 

bereket versin Özlem..

Özlem hemen devreye girdi

dayısını azarladı

hem de nassı!

“-dayıcığım zeytinyağının çok olduğundan

herhalde çatalın ucu da kütelmiş

olu böyle şeyler

lütven uzatma” dedi

 

sonura yerinden bi hışımınan gakıp

“-gayfanız varısa ben bi gayfa içebilir miyim

kimsenin bişi demesine fırsant bile vermeden

“-ya da bende nesgayfa var getireyim

beraber içelim” dedi

bizim gızınan getdiler getirmeye

orta malledeki dayısı gile

ben ha deyinşe kendime gelemedim

kimsenin sesi-soluğu çıkmadı

ebi-cetdi esamesi okunmadı

 

neçe sonura bizim sütlü nesgayfalar geldi

fazla sürmedi musafirler de gakdılar

ebem bile onnarı hayada gadar savışdırdı

bizim gızda onnarınan getdi

uğurladı

geldi..

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Özlemin hanımefendiliği,

anlayışı, galenderliği[95]

ille de ğözelliği

geyimi-guşamı

gonuşması

kültürü, göreseği

 

buğarada ben kendimi gapdırmışıyın hâlâ

 “Özlemin dudak boyası ne renk” deye düşünüyon

dönüp bi defa bile bakamadım kı anasına sattımın

aklıma geldi sütlü nesgayfa bardağı

elime aldım, cama dooru dutdum

dudaklarının izine bakdım

bek bişiy görünmeyo

“-şükür dedim” boya sürmeyo

 

gene de şeytan dürtdü

oradakı su lekesine bakdım

olmadı

dilimin ucuynan dokandım

dat-mat yok

höyle her bi tarafını yalayalak dolandım

acı bile canım sıkıldı

bi de içini höyle barnağınan siler gibi

diliminen sile-süpüre yaladım

baya bildiğin bardak

emme.. o acılık hala var

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

duralakdan bizim gız geri döndü

ha bire Özlemden bahsediyo

Özlem hep beni gonuşmuş,

“-abin çok efendi” deniş

“-çok terbiyeli” demiş,

“-okuyor mu” deye sormuş

“dayım çok kaba, çok üzüldüm” deniş

“-abin lütven üzülmesin” demiş

dayısına çok gızmış

“kültürsüz” deye

“kaba herif” demiş

 

 “-ne kadar gözel,

ne ğadar anlayışlı

nassı bi hanımefendi görüyon mu

nassı ağırbaşlı,

ne ğadar olgun deği mi”dedi

“-ne ğadar akıllı-uslu”

beni daha fazla üzgün görmemek uçu

nesgayfa almaya ğetmiş

gedip gelesiye dek dayısına

söylenmiş, gahretmiş

 

“-dayısına gızgısından, 

o ğadak emek verdi de

            nesgayfa bile işmedi” dedi

“-ne sen işdin,

ne de bi başgası işdi

dayısı gökgörmedikden başgası da işmedi”

“-neh!” demişiyin kendi-kendime

nassı seğirtdim ordan

tükürüvüdüm, öğüyvüdüm

narasın,

 

sabınınan sürtü-sürtüvüdüm a(ğ)zımı yüzümü

ovu-ovudum bulaşık deterjannarıynan

bulaşık bezleriynen filen emme

ı-ııh!

öğüre-öğüre[96] bi hal oldum

öğümekden  boğazım gurudu

gözlerim gan çanağı

aklıma geldikce

kansırıyon, tükürüyon

emme faydasız,

 

 

 

 

 

ne ağzımdan acı,

ne yüzümdeki sıyrıklar eyileşdi

burnumdam koku ğetmedi

bi hafta file hep böyle

            ne bişiy yeyebiliyon

ne de içebiliyon

boğazımdan bişiy geşmeyoru ki

 

 

“-ülen

bayram önsıra

elde avışda yok derken

bi toklu satdık halletdik,

herkeşlerin manitası var

yangınnar

iki ğün sonura anam “hadi bakalım” deyvise

“hu” deycek gız galmadı deyip batırkana

cayır-cayır havas olmağuçu yanıyoduk

Özlem çıkağeldi,

herkeş Özleme havasıkan

gönlü benden yana

 

biçcik[97] görebilecen mi derkene

hiç yokdan e(vi)mize ğeldi

da(h)a Allahdan ne isderin” derkene

hu başımıza gelene bak

olcak şey mi yau

“-vay .mını-dinini.......

………………………….....”

 

bu ğadar herşeyin yolunda getmesinde

zati bi bokluk varıdı

“ne günah işledim bilmen ki

vay .mını-dinini gelmişini-geşmişini  ...........”

bi küfürler eder oldum ku sorma

tevatür en az on beş gün sövdüm

dayısından da, dayısının gızından da

ne gadar tiskindiğimi[98]

tasav(v)ır edemezsiniz

 

o ğün, bu ğün cığara içen,

soluğu kokan insandan nefret ederin ki

o ğadar olu

cığara içen, dişleri temiz olmayan insan bana

Özlemin dayısını hatırladır

 

 

 

gonuşgan, lavlav, müzevir

çok konuşan gız-gısmı da dayısının

hafif, fingirdek, garı-olmaz zilli gızını

yani hayatımı mahveden insanları

ve ben onnardan hala nefret ediyon

onnardan da

cığaradan da

ne ğadar dayı varısa

adı gara...........

 

kimsenin dudak boyasını marağ etmedim bi da

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

saşlarımı sabınnadım

tıraş olayın derkene

            yeni ciletinen barna(ğı)mı do(ğ)radım

favilimi düzeldeyin derkene de

            şaka(ğı)mı cızdım

çenemdekinnerin haddi hesabı yok zati

tabi özlemden bi hatıra deye avındım

höyle elimin tersiynen yokladım

bi tüy dokandıysa

            orayı bi da gazıdım

kokulandım,

 

saşlarımı darayıp-keyindim

heş bi vuk(u)at olmamış ğibi

guytu bi yere oturayın dedim

çakdırmadan gözetlerin eyicene bi

anasının dıkgatını celbetdirtmeden[99]

son bi tefa görebilsem

            ömrümü verecen

bi kimsenin uruhu duymaz deyon gafamca

bi de duymayan-bilmeyen mi ğaldı deyon

            bobasından başga

o da biliyosa

            ayıp ediyoz valla

 

evden usulcacık çıkdım

            köşeyi de dönerine-dönmez pırrrr!

sığır sürmeden ğelenner

“-anan ısmarış ısmarladı”

“-bazar gamyonu ğetdi” deyollar

“-etişemessin len ne seğidiyon”

            fark etdiğim mi var

duyduğumu

kelp olayın anlamayon

“-Akgulakların evin orda etişirsin”

ne bileyin kim biri

            gasa mı yükletçeğmiş

hasda mı, varımış neyimiş

“-demek ağırlaş mı ğız”

“-kaş gündür eyileşmemiş”

“-cığara anam cığara”

 

 

 

 

 

 

 

ben aynı fızınan son sürat

ülüzger ediyon etirafa

            pat pat pat

tam da Müslüğün köşeyi döndüm

bakdım gamyon ğediyo

benim seğitdi(ği)mi ğörenner

fıyığımı duyannar

elbirlik fıyık-ıslık ba(ğı)rışannar

gamyonu durutdular

soluk-soluğa varıvıdım

şükür Alla(hı)ma etişdim

“şükür”ün-“sağolun”ların arasında

har soluk kendimi atdım gamyona

ara-yere sığışdım yönü-geri de ossa

gamyon yörüdü

emme ne yalan söyleyen   

herkeş beni bi ğözel süzüyo

gaşımı ğaldırıp kimseye bakamadım

mahanam anasına yakalanmayan

onun saşlarını dalgalandıran yel

yüzümü okşayo ya yetiyo

onu gören gözler bana da bakıyoya

aynı havayı soluyon ya

Allahdan başga ne isterin

 

“-len o(ğ)lum ıçcık erken gakıvısan ya”

“-madem getçeğdin anan neye ısmarıç etdi”

“-ağşamdan deden bazara getçek filen demediydi”

“-hinçiki ğenşler”

“-erkenden gakmaya kerasınıyollar”

her gafadan bi ses

zart-zort[100], evir-zavır[101]

sankı size ne el alemin işi-ğücü

kiyasımın sen müzevir [102]

            hökela adam

işin yoğusa

herkeşe cüvab yetir

hayır Özleme ğarşı ma(h)çıp oluyo insan

emme ne Özlem

ne anası “gıık” demeyollar

 

 

 

 

 

 

birine bişiy desen

dikleşsen,

cuvap bersen

adım hökelaya çıkacak

bakarsın gene dayısının hışımına u(ğ)rarın

bişiy deel

topuğuna çıkmaycak adamlardan laf eşidecen

 

emme Allahı var  anası hiç ağzını aşmayo

aşsa hayırlı laf etmeycek o belli

bobası da heş bişiy demeyo

adam bilmemi benim neye geldiğimi

emme belki bilmeyodur durumu

adam bu yaşın,

o makamın saabı olmuş hiş bilmemi

tilkinin neye dolanıp durduğunu

kendi genç olmadı mı

havas olmadı mı hiş

 

haralda arkamdan yandalar

dönüp baksam,

göz-göze gelimiyiz, Özlemine(n)

ya anasıynan göz-göze gelisek

onun orda olduğunu bilmek yetiyo bana

………..

otoposları kaşda gediyo acaba savışdırsam

hööyle uzakdan,

çook.. çok uzaktan

fark ettirmeden el sallasam

“gelcek seneye

bi dene var

emme ben her saniye seni düşünecen

bekleycen” dercesine

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

“-şükür valla eyi ğeldik

zabah ezeninden beri direkson sallayon

bazarda galacaklar parasını versin

geş galanı beklemecez haauu”

 

Alibenin ğarı yüzüme baka baka

“-musafirler ğetdi mi ğayrıı!”

“-Senget’e ğetdiler

zabahdan onnarı eletdim ğeldim

ordan ğedeceklerimiş”

 

“-ha sonura ğediviseler olmayomuymuş”

 “-bazarçıları eletip gelip götüreyin dedim

geş galılarımış, otoposu gaçırtdırılarımış

zabah(ı)n ayazını da yeyinçe

valla gulunçlarım[103] filen dutuldu

küre(ği)m, eğeylerim,

çinizim dutuldu ğaldı”

 

“-len hinci çarpılacan öte ğet”

Sidikli Sülemen

“-ne bakınıyon olum aval-aval”

Karirbem

“-me asdanım madem sen geldin

anayın hu ısmarışlarını kendin al”

………

 

 

 

 

 

 

nere ğetdim, nerde ğaldım

            farkındamıyın

oralarda gezenledim, gurdandım[104]

son tefi geşmiş gün valla bilemeycen

            biri elimden dutdu aldı ğetdi

yüzümü filen yüdürdü Şadırvanda

            kendimi köy arabasında buldum

araba bizim köyün müydü,

            arabadakınnar bizim köylü mü

köye ne fakıt varız

anam-bobam sorarlar mı

ne sorarlar

ne cevab berin

Özlemi bida göre bilecek miyin

…………

Özlem köyde kalmış olabilir mi?

işallah

 

……..

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

“-galan var mı? galan biri ……

herkeş zabala gelikene ki

            yandakınnara baksın bi”

“-len olum

gödenci[105] ğarıların eşek ba(ğ)ladıkları yerde

            yüzünguyu öylene ğadar

            kösüle-kösüle sineklenen[106]

                        senmiydin len

Çınaraltına ğelseydinde sovuk şerbet işsen

            olmamıydı a gabbicik”

“-bizinen Dondurmacı Kemal’a ğelseydin ya”

“-adam gatırına(n) gar getirmiş

            bışkıynan kesip satıyodu”

“-mubarek kışın olsa da bekmezinen”

 “-Şemşitdinin aşçı dükgeninde tas-kebap

bi de gaymaklı gadeyfi”

“-ekmeğ arası küfte”

“-basdık işine acı büberi”

“-benim goca ğarı peynir çomacı dürüvümüş

bi baş da sovan

yumrukladım bi ğözel

            Şadırvanın orda yedim”

bi de üsdüne su işdim

goyup gedennerin canına değisin

valla bi de acıkmışıyın ki”

“-susamlı simit”

“-bi de cığara doladım

bacak-bacağ üsdüne atdım bi tellendirdim

sanısın bin goyunnu kürdoğlu”

 

“ “-insan böyle ciğara tirekisi oluyo haral

aşlı(ğı)mı bile unutdum

hinci bi cığara olsa ……….

Özlem gızarmı acaba

dayısı ğibi kokarın

.ikdiret

cığarasının .mına ..”

 

 

 

 

 

 

 

 

Özlem söğmemi de isdemezdi

            deyon kendi-kendime

“-len olum gak gıçıyın üsdüne otur bi de

            iki kelam da sen et a gapberif”

“-hincikinner böyle hökela”

 

“ “sizin benden başka işiniz gücünüz

yokmu len”

………….

“hinci birinizin gafasına bişiy endircen”

……………

“geçin dalganızı bakalım

anasını avradını sülalesini, yedi ceddini

………………””

 

“-dinini imanı

…………… Garası”

 

 

 

 


[1] seme:alık, ahmak, sersem, saf

[2] efsun: afsun, tılsım, gözbağı, büyü, keramet

[3] hindikten keyri: bundan sonra, şu andan itibaren, bundan böyle

· Yedidağ Çiçekçisi Aşağı Kaşıkara’lı Karadilli (ya da Karaadil’li) Hasan namlı poçucu, (poçu, yazma, eşarp, yağlık ve koku satardı)

[4] dahasına ermemek: karşılayabileceğinden pahalı, ekonomik durumuna göre ederini karşılayamamak

[5] ahdı kalmak: uhdesinde kalmak

[6] kaş atmak: göz kırpmak, cinsel ilgi gösterisi

[7] arın boku: ar belası, hatır belası, namus meselesi, davranma mecburiyeti

[8] daklaşmak: takışmak, kavgaya tutuşmak

[9] sefte / siftah : ilk defa demek ise de uzun bir aradan, ya da o gün ilk anlamında kuulanılır

[10] arayer: ortalık, çevre, etraf, köydekiler kastediliyor

[11] gülesine gitmek: komik bulmak

[12] sirke : bit yumurtası

[13] yavşak : bit yavrusu

[14] me(h): al, buyur

[15] Sıkı: arkadaş, yoğun birliktelik - muhabbet, kardeşten ileri dostluk

[16] gızoğlan gız / kız oğlan kız : hiç evlenmemiş, bakire kız

[17] kursak: (özellikle tavuklarda karın-mide) iç anlamında

[18] havas: heves, beklenti, umut, hedef

[19] zabala / sabala : sabah, sabahleyin

[20] dik topuk: yüksek ökçeli ayakkabı

[21] ka’ale (gaileye) almak: aldırmak, aldırış etmek, umursamak, hesaba katmak anlamında

[22] derekap: derhal

[23] kat’a: katiyetle

[24] zıt: ters, uyumsuz

[25] çiğil: kumdan iri, çakıldan küçük taş

[26] dizgirtmek: fışkırtmak, siğmek, işemek

[27] çok az, azıcık

[28] üst ayağa kalkmak: birinin bütün gücüyle karşı koyması, ya da hepsinin birlikte harekete geçmesi, diğer bütün konuların bir tarafa itilerek belli bir konuda  yoğun harekete geçilmesi

[29] eğişmek: belli belirsiz hareket etmek, kıvrılmak, bekleyerek hareket etmek, zaman geçirmeye çalışmak,

[30] aşıtlatmak: köşeyi döner dönmez, kuytuya varınca, geçidi geçince

[31] çatışma: köpeklerin çiftleşmesi

[32] kancık: dişi

[33] güdük: kısa, kısa kuyruklu, kuyruksuz, kuyruğu kesik

[34] kirt: inatçı, sırnaşık

[35] ninemek/niynemek/neylemek/ne yapmak: bana ne, beni ilgilendirmez, ne yapabilirim ki

[36] guduruk / kuduruk : kudurmuş, kuduz olmuş

[37] sinece: aniden saldırıveren köpek

[38] gayar/kayar: küfür, sövmek

[39] kuzlatma: kuzulatma, yavrusunu alma

[40] ölşmek: aşağılayarak karşılaştırmak (uğursuzluk getirir diye kabul edilir)

[41] zırtıl: oldukça dolgun, etli-butlu

[42] sıdırmak: sıkarak içindeki sıvıyı çıkarmak

sıtmak: küçük bir delikten akmak

[43] şıban / çıban : cerahatlı yara,

[44] bi daa / bi ta / bi taha : bir daha

[45] nekbet: kötü kaderli, talihsiz, marazlı, güçsüz, hayatdan vazgeçmiş, elinden bir şey gelmez, pasaklı

[46] yazgı: alın yazısı, kader

[47] vebal:günah, vicdani sorumluluk anlamında

[48] önsıra: önü sıra, önünden, yol gösterme, aklına getirme, vesile olma

[49] ileç dutar (ilaç tutar) yeri olmaması: ilaç fayda etmeyecek derecede takatsız, zavallı, güçsüz, perişan anlamında

[50] güce görmek: tecavüz, ırza geçmek

µ Gökçeali (komşu köy) bir ova köyü olduğundan, düz arazi ve ekili alanı gören hayalinde Aydın Ovası olduğuna vehmedermiş, o yıllarda Aydın Ovasına çalışmaya gidenler olduğundan bazı cemiyetden uzak yol iz bilmeyen kişiler Gökçeali’ye vardığında kendini Aydın’a geldim zannedermiş. (nitekim böyle bir hikaye var.)

[51] yedemek: desteklemek, yedeklemek,ayakta kalmasına yardımcı olmak

[52] İç kürpüldemesi: heyecanda kalbin duracak kadar yüksek atması

[53] mahana: bahane-sebeb

[54] gelleba (gelinabla): yenge, kocası tarafından yakınlık bulunan kadın

[55] muraz: murat, dilek, istek, emel

[56] nevir: bet-beniz, yüz

nevri bulanmak: tiksinmek, beti-benzi atmak, kusacak gibi olmak

[57] nusibet/musibet: uğursuz, nalet

[58] incelmek: kibarlama, nazikleşme, özentili konuşma anlamında

[59] göğüslük: sütyen

[60] seki: duvar dibinde yüksekçe oturulabilecek yer, teras

[61] sığışmak : sıkışmak, yer bulmak

[62] fol: yumurtlaması için follukta tavuğun altına konulan yumurta

[63] başlık parası: oğlan tarafınca, kız tarafına verilen bedel

[64] kırtıklı kuruş: değeri en düşük para anlamında,

kırtık / kirtik / kertik : tırtık, girinti, çıkıntı, gedik,

[65] neşet etmek: bir sebepten, bir kaynaktan ortaya çıkmak, var olmak anlamında

[66] öteki gün: geçen gün, bir-kaç gün önce

[67] afyon: haşhaşın ot hali

[68] değişik: değiştirme, değiş-tokuş, yerine, trampa

[69] fira/vira: sürekli, durmadan, biteviye, sürekli devamlı

[70] kesmek: kur yapmak için bakmak

[71] iki de bir, sık sık

[72] cerbetmek, cebretmek : zorlamak, mecbur bırakmak, başka çıkar yol kalmamak

cebir: zorlama

[73] hafakan/afakan: bunalma, sıkıntı

[74] gapbelenmek: kahpelenmek, cilve yapmak, kur yapmak

[75] fingirdek: oynak, şuh, kahpe, zilli, yosma

[76] umur: aldırış etmek, ka’le almak

[77] kesbetmeye kalkmak: iç etmeye, kendine mal etmeye çalışmak

[78] kurampa: kurmak, planlı davranmak

[79] üstünde kalmak: bekaretinin bozulması durumunda onunla evlenmeye mecbur kalmak

[80] mahana: bahane, sözde sebep

[81] buzalamak:  (süt veren hayvanlar için hamile) gebe kalıp, doğurmak

[82] kıynaşık: yarı aralı gibi, isterek aralanır gibi yapılmış

[83] ela

[84] dobura dop: dobra dobra, lafını esirgemez, kimseye yalakalık yapmaz, gözünü budaktan sakınmaz, söyledikleriyle birileri incinecekmiş diye amdırmaz

[85] gurra / kura : ad çekme

[86] burgalaç : döner

burgalaşık: dolaşık, aralaştırmak gereken

burkmak: çevirerek sıkıştırmak, döndürmek, kıvırmak, burmak

[87] feyillenmek: farkına varmak, vehmetmek, pirelenmek, kuşkulanmak

[88] emişik: aynı anadan aynı dönemde süt emen bebekler, süt kardeşlik, ancak emişik kardeşlerin kardeşleride süt kardeştir.

[89] zinhar: sakın, çok tehlikeli, aman ha, karışmam,

[90] Allah Muhafaza etsiz, Allah saklasın, Allah Korusun

[91] merem / meğerem / meresem /me(ğ)erisem : meğer, oysa ki

[92] hengame: karışıklık, kargaşa

[93] hışarmak: meydan okuma, kavgaya davet, kavga etmek, kavgaya zorlamak,

[94] herze: b.., pislik, gereksiz söz ya da davranış

[95] kalender: yufka, yufka yürekli, hoşgörülü, nazik, ince

[96] öğümek, öğürmek: şiddetli şekilde kusacak gibi olmak ancak; kusamamak

[97] biçcik: bir kerecik, bir defacık

[98] tiksinmek: nefret

[99] celbetmek / cebretmek: karşıdakinin özellikle bakışlarını kendi üzerinde yoğunlaştırmaya zorlamak

[100] zart-zort :atıp tutmak, bilgiçlik  taslamak, aklının estiğini konuşmak, böbürlenmek

[101] evir-zavır : ıvır-zıvır boş gereksiz laf kalabalığı

[102] müzevir: laf taşıyan, ara bozucu, çok konuşan

[103] gulunç / kulunç : yel, omuz ve sırt (kürekler arası) ağrısı

[104] gurdanmak /kurcanmak: kurcalanmak, bir şeylerler uğraşmaz, dolaşmak, gezinmek, bakmak, oyalanmak

[105] göden: kalın bağırsak (bumbar) bulgur ve diğer malzemelerle doldurularak pişirilen bir yemek çeşidi, yörede özellikle Sücüllü’lüler bu isimle anılır

[106] sineklenmek: hareketsizlikten sineklerini kovalayamamak, sineklerin üşüşmesi

( Özleeemm başlıklı yazı İ.ÇELİKLİ tarafından 2.08.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu