Özlem 1122 sh
“-onu-bunu boş verin
ben size bi bayramda
başımdan geçenneri deyivireyin
görün bi nassı bayram geçirmişiyin”
“……”
“-o aralar yeni yeni deliganlı oluyon
nerdeyse her gün tıraş oluyon,
aynaya bakıp duruyon
Müslük Ebe bile gördü müydü
“-len çocuk, seni gördüm müydü
başım dönüyo seme[1] ğibi oluyon
hinciki ğızların hiç aklı yok töbossun
ben olsam valla,
dikilirin garşına
“yiğit ben sana havasın” derin
olmadı geder evinize
otura-ğorun valla
beni gaçırdı deye, neydebilecen
gözelliğise-gözelliğinen
olmadı,
tüfeğise tüfenen
dabancaynanısa dabancaynan
taha da olmadı cavırlığınan
len gözel çocuk,
gel seni bi afsınlayıvırayın[2]
maazallah göze-möze ğelisin
neminazım
aman ha
gıyaman sana” derdi
biz de eşek değiliz ya
o keyfinen
avcına bişiyler sıkışdırıdık,
“-ğözel o(ğ)lan senden para alırmıyın heş”
dese de, guşağının arasına sokardı
o bir arabuluculuk sevdasındaydı
hep keyif bağışlardı
“-madem izbar etdin
Omar’ıma vereyin
değilise alımıyın, ben netçen hindikten keyri[3]
parayı-marayı”
de!
emme ben de hani, o ğünnerde
beyaz laylom sıkma,
ütülü pantul-iskarpin
bobalı o(ğ)lannarda yok valla o fors
saşlar arkaya daralı
ıldır ıldır
“arko grem” filen sürünüyon
kokular demişsin cabası
görün bii(hh)
poçucu Yedidağ Çiçekcisinin·
en birinci müşderisiyin
zati bedafadan önşe bi beni
başdan aşşa fısfıslardı
“bu hu koku”
“bu şu”
“bunun bahasına eremen
sen bunu alma
bu benden” falan filan
aslı mı var,
yoo!
deyuslug, emme..
elden ne geli.
ipin ucunu vermişiyiz eline
köye gelen başka kokucu mu var
Allah var ya… insanın canı da
ille onu o bahalı dediğini isdeyo
hani “bahasına eremen[4]” dedi ya
ahdım kalıyo[5]
neydip edip ben de illem onu sürünecen
ver bakalım “garakedi” den
ya da “arap garısı”ndan
üçün beşin gözüne bakmayoz gari..
hele paramız varısa
bu yaşda altın akça birikdircek de(ği)liz ya
o öyle deyincekleyin,
en birinci müşderisi oldum.. Yedidağ Çiçekçisinin
garakedi’nin..
bana hususi..
garakedinin tek müşderisi benin ya
fiyet aramızda,
bana yarı pahasına
ya da o herkeşe aynını deyo..
neyise, gısa kese(yim)n
köşeden çıkdım mıydı
garşıkı damlarda
perdesiz camlarda
etişgin, yeniyetme serpilen gızları
hep benim yolumu
gözlerlerkene buluyon
çakdırmadan el sallayannarı mı,
fırsantını bulup -gaş atannarı[6]- mı
ayna dutannarı mı ararsın
“ben buradayın” deye, öyle ya
yalan-yanlış ona-buna, başkasına
can havliynen bağırannarı mı
ne de(rsi)n sen
zopaynan ürküt
sevabına say valla
yalan söylemiş olmayan
gayfaya vardığım bille
önşe ğız bobaları
“-buyur gara yeğen
bi çay iç”
“-nassınız,
deden neytdiyo” filen deye
muhabbet guruyollar akılları sıra
tabi biz de yeyip yuduyoz
mahana valla
emme aldım gabil etdim
elim ma(h)kım,
neydeyin canıma minnet
dezelerim-halalarım düğünnerde
ben davılın öğünde oynarkana barabar
para dakıyollar
gula(ğı)ma da
işde “-………………..”
hundan, şundan, falandan”
deye fıslayollar..
keyf binbeşyüz
daha bi cakgaraklı oynayon..
“-len gad(i)uğrayasıca
yoluna ölüyo len” falan
deye böğrümü dirsekleyollar
tenimi buruyollar
Allah sizi inandırsın
düğün ertesilerinde
yanlarım, gollarım
mosmor-çümçürüg oludu
keyfe keder, sefam osun
ta .mına ğoyan
işdeee… tam da o ğünnerde,
Özlem gil geldi köye
Özlem de… Özlem.. hani
ne zaman sokağa çıksam,
gözlerim benden habarsız
Özlemin olabileceği yerleri darayo
emmeee valla-billa bi ben deği
herkeş birbirinden gizli
Özlemin hayalını guruyo
farkında olmamıyın hiş, eşek gibi
farkındayın tabi
emme arın bokuna[7]
irenk vermeyoz,
bela bakıp duru
bişiy olsa da bi artalık gızışıvısa da
ötekini kim vurduya havale edivise
herkeş birbirine hınşlı
gav gibi dutuşuvucak yer arayo
Allah var o değilden, usul yollu
kimse kimseye daklaşmayo[8]
hiş birimiz başga bi kimseye de bişiy demeyo
alayında atıp dutmak yok,
dediğodudan uzak,
hani kim ne dersedesin
kimse lafın nerden türediği derdinde değil,
herkes gafasını dakdığının üsdüne yörücek
cahan harbi an meselesi
tabii… benim Musduğa attığım havayı saymazsan
yazık “-valla dünür file yollamadım” deyo
emme -osdurmasa kokmaz- de(ğil)mi
eyi oldu herifi safdışı bırakdık
ömrünce ordan geşmediğine eminin
zengin çocuğu belasını da öyleynen savışdırdık
Allah mafaza “-heyt len” file deyvicek var ya..
belaya garılıp galcaz
Alla(hı)m sevgili guluymuşuyun
bereket Musduk inkar geldi de
herifi bida(ha) da o yollarda
görmedim zati
bi de aklıma
“zavallının ordan geşmesi mezbur da
niza bela çıkmasın deye başga yerlerden gediyosa”
ayıp edtik valla,
hak var hukuk var
gapı ğonşu deelise de
aynı mallenin çocuğuyuz
bayramdan bayrama da olsa
ebemin yana geli ğederler maayilecek
bi dee
ne de olsa yaşca-başca bizden ilerde
ben onun okuduğunu bile bilmen
kader işde,
o’da gaderine küssün
neydeyn epap hinci
heyvah desem var mı faydası
olan oldu bi kere
deligannılık ö(y)le işde
o da tekerime daş gomaya gakmayvısaydı
valla arayer lafının aslı fesli var mı ,yd,ı hala bilmeyon
do(ğ)ruyu ahretde mi sö(y)lecez
hemin de ben biliyon mu,
ne bok yediğimi
deliğannı olduk ya
o zamannnar öyle olcak zannediyoduk zahır
hatda ve hatdaa ben
hele bi Özlemin gulağına gedsin
onun uçun elin adamına hava atdığım
“hoşuna ğeder” deye
“keyfden dört köşe” oluyon
insan gözünü daldan-budakdan sakınmayo
ö(y)le zamannarda
aklımız bi garış havada….
dahası… sabah ovaya mı getdim
söz temsil..
tabii esgisi ğibi işe gederkene
esgi-püsgü keyinmeyon
n’olmaz, n’olmaz
işdeykene, köye gelikene, köyde
yolda-belde, orda burda
Özleminen garşılaşma(ya)ca(ğı)m
ne malim de(ğil) mi?
öyle ince düşünceliyin ki yahay valla
bu gadar olu(r)..
işe ğetdim ya hani
alelacale işe duman atdırıyon,
olmadı mı bi mahanaynan
çifte ğetdiysem de zelveyi gırıp, gayış atıyon
neydip edip,
kuşlukdan eveli
Özlem yüzünü yumadan
gargalar gayfaltısını etmeden önşe
yallah köye
emme köye gelelekten,
sankı Özlem’e geliyomuşuyun gibi
gönlüm akıp gediyo
dayısı gillerin evden yanna
emme oraya varana gadar
düşlerim dovalarım neyise
tam da görebileceğim an!
onu görmekten değil de,
ona yakalanmakdan
gorkuyon göze alamayon haralda
gözlerim pencerelerde onu arayokan
bi de içimden
“-işallah yokdur” deyon
şaş bari.. bu nası işdir
töbe töbee
bu nası bişiy!
neyeyse;
belki de daha fazla hasret galmağ uçundur
sevda çekmek bu mudur?
her şeye bin şükür
gıreşşek bizim evden yana sapınca
sanki zıyana gediyomuş gibi
çevirmeye gakıyon o yanna
neçeden sonura aklım başıma geliyo
Şeddeli Haçca görü(r) de,
olmadık yerde anar,
onun-bunun yanında gınar deye
betim benzim atıyo
“aman neyderse etsin”
deyon kendi-kendime
Aça’nın köşeyi dönünce
yolum düşüyo her tefasında Ortamelle ye
nerden geli(r), nere ğedersem
gözüm anında o yanna gayıyo
bulduğum her fırsantta
öte yandan işin aslı ben de
Özlemine(n) bi(r)-kaş kere
göz göze geldiğimde
oldukça mahçubudu,
kirpikleri uzun uzun
gara gözlerinin içi parıl-parılıdı
yüzünde bi allık uçuşurdu
helecandan
her seftesinde[9] gözlerini saklardı
gıyamazdım
seninen gonuşurkana
bişiy demesen bilene
gamzeleri alana çıkar
töbe estafurullah sanki ömrü hayatımda
o ğüne gadak
hiş gamze ğörmemişiyin
bi an höyle
yüzüne bakdığın bille
gözleri, taa içine işler
işte o zaman,
..
galbim durcak gibi olurdu
nutgum dutulurdu
o fakıt içimde geçerdi “canımmm”
hayalına sarılı(r)dım
insan uçar mı
valla uçuyodum sevincimden
o haylaz hallarım filen getdiiiii
melaike gibi bişiy oldum
iresmen canım!
onun o gözel yüzü
gözlerinin parıltısı,
gülüşü
yüzünün alı
utancından, gözlerini gaçırışı
beni bekleyişi
yolumu gözleyişi
gözlerimin öğünden getmeyo
bu nasıl bişi(y)
havaslık bu mu ki:
gara zevdaa böle bişiy mi ki
“insan başgasının uçu
ölümü göze alır mı” deyodum ya
ben onun bi gülüşü uçun bile
canımı vermeye
dünden ırazıyın şartlar şart ossun
arayer[10] lafı çoğ oludu da
gülesime gederidi[11]
hinci benim durumum
o annadılanlardan bin gat da(h)a beter
şikatçı mıyın,
ı-ıhn
valla billa değilin
o üzülmesin
bana yeterdi
Esmecik
“-len çocuk sen havasmın” dediydi
mekdepde saçında sirke[12] bulunmuş..
yavşak[13] öldürülmüş gız gibi
ya da ebemin holluğundan
yumurta çalarkana yakalanmışıyın gibi
ben yüzüm gıpgırmızı
“-kime” dedim
“-Özlemee”
“-ne havaslığı ya!
bi de o lafı çıkarman
…. bacım
zatinden ..”
“-yani sen o ğızı sevmeyon mu”
birden yımışadım
“-şeyyy
….
seviyon da!
bakalım o
o.. beni beğeni mi”
“-civan gibi deligannısın
neyini beğenmeycek”
“-o okuyomuş
zahır okuyana varı”
“-sen de oku!
üç otuzuna mı girdin
eşşe(ği)n eşek dölü”
esgiden olsa gızar
nize filen ederdim en azından
hinci hoşuma bile gedti
Esmeciğin söylenmesi,
dediğinin hankı biri yalan
“-seviyosan,
götünü sıkacan sende
eller gibi okuucan
okuyannar anasının garnında mı öreniyo
yonsa okuyannardan bi noksanın mı var”
“-yoook.. ”
“……”
“yoğ emme..”
“-durduk yerde,
adam getirip de
“sen benim gıza havasımışsın
me![14]” mi deycek”
………..
“-haaaaa! gız da seni seviyosa
o başga!!!
okumasan da
çoban olsan da geli,
okumuşsun okumamışsın fark etmez
emme…
bu senin başını göğe değdirmez”
…
yakganı yere eğdiri
herif değiğin; güş guvatda
boyda, tahsılda, gazanşda
hanımından yünsek olmalı,
olmadı mı olmaz valla
“-ebi-cetdi mutlu eyi olaman,
gönlün ıra(ha)t etmez
ben sana deyvireyin
demedin deme”
…
“-sağol Esme Aba …….
okuycan, anasına satayın,
gecemi gündüzüme ğatıp”
….
havasın
havasın işde
aşığın
seviyoooon
Özleeeemmmm
herkeş onun hakkında bişiyler annadıyo
yok filana “megdup yazmış” da
yok filanca “isdetceğmiş” de
yok şonnara “anası olabili demiş” de
yok falanın “gardaşıynan sıkıymış[15]” da
yok falancalara
“ağşam çorbası işmeye getmişler” de
filancalarda henk etmişler
plak çalmışlar,
oyun çıkarmışlar
e(ğ)ienmişler
yok işte hunnarın ba(h)çaya erik de(v)şirmeye
yok eşeğe binmişler de
falancaların harımdahı göğeriye getmişler
armıt üleşmişler
ötekinnerde bosdan yemişler,
pıransaynan çökeleği çomaç etmişler
sirkeli yımırtalı temizlik salatası
afıyon çapası, kelek tarlası
ille de gözüme gözüme bakıyollar
bana neyise
taha do(ğ)rusu kime ne
goya ben de irenk vermeyon emme
gel bana sor
köfte oluyon işin aslı,
keyfden sekiz köşeyin taa öyle
kimi de aklı sıra beni avıdıyo
“-yanal almaya daş atan çoğ olu” deye
“ neyimiş dee; bi ğızı bin gişi isderimiş” de
“bi gişi alırımış” da
“gönül kimi severse
sultan oyumuş” da
“Özlem de isdenmecek gız değil”imiş hani de
“-ee Özlem de seni isdediğine ğöre”
demeye getiriyollar akılları sıra”
yani “sağa-sola sataşma”
demeğ isdeyollar
öye ya gari
biz andavallımıyız..
gasalıyoz görseniz
bin goyunlu kürdoğlu ğibi
demek kiyne
Musduğa atdığım havayı
duymuş herkeş
zengin çocuğu deye
belki onu goruyollar
ya da bana “bak asdanım zengine çatma
belanı bulusun” demeğ isdeyollar
umrumdaydı sanki
emme açcık da
“onnara yaranmak isdeyenner
bi bok yemesin
kim vurduya getmeyelim” deye de
aklıma ğelmeyo deği
gudursunnar dinine yanayın
ne taş atannarı ga(a)le alıyon
ne avıdannarı duyuyon
ne cay edennere
ne ıvga verennere aldırdığım var valla
ne de şantacı, tehdidi dakdığım
anasına satayın
elinden geleni arkasına goyanı taa..
emmeee!
anası olcak cadaloz garı, huyu gurusun
o yok mu o!
anası iliğimi damarımı guruduyo,
cansuyumu kesiyo töbossun
“-tahsılı neyimiş” deye
benden uçu sormuş da
“-bana damad olacağın tahsılı
benim gızın tahsılından
yünsek olması gereğir” demiş de
sankı kendisi ne
“-önşe gızın beğenmesi ilazım deği mi” demiş de
“-bobası köye ğız verceğdi de
neye şe(hi)re getmiş” de
bobası neye köyden evlendiyse
“-okuyan ğız köye gelin olu(r) muy muş” da
san ki okumayannar köye gelin oluyo
“-bu dul ğarı mıy mış,
gız oğlan ğızımış[16]” da
“-onun da gursağında[17] havası[18] varımış” da
“-gızının daha vahtı var”ımış da
kendisi kaç yaşındaydı acabına ola
alleı duvaklı gelin olduğunda
neyimiş de
neyimiş
ne olmuş da
ne gonmuş
ohooo!
bi dinne bin ah eşit,
helbet deyecek, havası olcak da..
çok da tın.
bilmeyon başga hiş bi zaman
goca köyde sadaca bi konu
bu ğadar gonuşuldu mu
ne anası,
ne bobası,
ne de bi başgası
varısa da Özlem,
yoğusa da
Özlem-aşşa,
Özlem yokarı
Özlem filan yerde
Özlem falan yerde
Özlem honnarda
hinci şonnarda
dün şurdaydı
zabala[19] hordaydı
falanca filancalarda görmüş
öteyki feşmekancalarda görmüşümüş
yau hiş başga işiniz
galeniz yok mu arkadaş
keyfimin a(y)şa abılasımısınız
yok!!
Özlem hunu demiş, Özlem bunu yemiş,
Özlem böğün mor keyinmiş,
Özlem saşlarını höyle daramış
Özlem hu türküyü ça(ğı)rmış
Özlemin dik topuğu[20],
Özlemin uzun boyu,
Özlemin çentesi,
Özlemin mavı eteği,
Özlemin ponturu
bana ğöre de illem Özlemin gözleri,
yakdı yandırdı bizleri..
parıl-parıl parıldayan
gülümseyen gözleri
bal süzülür gibi omuzlarına dökülen saşları,
guduret vereseği hilal gaşları
ay gibi yüzndehi
gül gibi gamzeleri, gamzeleri….
Özlemin her şeyi, her şeyii
sankı başka bişiyi gale alacan[21]
Özlem cennetten ileri..
başga hiş bi şeyi gale aldığım yok
garşımda datlı-datlı gülüvürüyo
Özlemin hayalı
benim gözlerim parıldayvırıyo
Özlem……….
göz parıltılarımın kaynağı
yaşama şevkimin can suyu
o serseliklerimiz,
haylazlıklarımız filen…
galmadı gari canııım
hemi deee nassı valla
anam olmaycak bişiy bile istesin
derakab[22]!
“hu işi höyle edersem,
evdekinner sevinir” deye
aklıma bişiy gelse,
anında!
esgisi gibi,
böyükleri gızdırıp tüngüldetcek
sinirlendirecek
güplere bindircek,
evdeki asabiyet gatayısını
yünseldecek bi durum
asla!
ve kat’a[23]
valla bi hanımevladı oldum evde
mübala(ğa) deği
o olur-olmaza sinirlenen,
köpeğe oş,
tavığa kiş deyen
ayağıma bastı deye bücüğü
mızıldadı deye çocuğu
çitme attı deye beygiri
dengi davşımadı deye eşşeği
topal eşşek sudan gelinşeye gadak döğen
hiş bi mahlıka Allah yaratdı demeyen ben
bi(r) nevi
peygamber sıpası oldum vesselam
o her şeye zıt[24] geden
çoluk-çocuğa het-hüt deyen
söğüp-sayıp, silip-süpüren ben
garıncayı incidirin deye
yere basmaya gorkar oldum
elhasılı kelam;
melaike gibi bişiy oldum canım
kert-kortluğum filen galmadı
görseniz inanmazsınız valla
sevda böyle bişiy işdecik
bazı-bazı canım sıkıldığında
Özlemin hayalının gülüvürüşü bana yetiyo
bazan da
“-seni mi bekleycen,”
“-kim isderse ona varın”
“-ben köye gelin olman”
ya(hu)t da
“-anam bili” falan deyiviriyo ya
o zaman bu iş yatar deye
valla deliriyon
sankı hayalı
“-bobam bili” dese
bobası köye verceğmiş ğibi
anasından gorkuyodum işin aslı
fellik fellik gaçıyodum ondan
oyusa oldu-bitdi,
ğeldi-geşdi
ne garşı garşıya ğeldik
ne yüzünü ğördüm
ne sıfatını bilirin
ne simam tadıdık garıya
emme o zamannar çok güna(hı)nı aldım
Özlem olmayan herkeşi anası sandım
ben ağşama gadak Özlem’i sayıklayon ya
gece boyu da Özlem hayalımdan
düşümden gedmeyo
bi de anası olmadık zaman
garşıma çıkıyo
aramıza ğiriyo
gan ter içinde uyanıyon
yasdık yorgan cımcılık
nere ğedersem gedeyin
nerden gelisem geleyin
gözlerim Özlemin oluvucağı yerlerde
bi kölge geçivise
yaprak gımıldayvısa,
irkiliyon
solu(ğu)m daşıyo
her gördüğümü o sanıyon
oyusa kim benzeye bili(r)ki ona..
bilseniz içimde ne delilikler esiyo
aklıma ne çılgınnıklar geliyo
mütamadiyen Özlemi düşünüyon ya
sahat kaç olusa olsun
çıkıp varmak
alıp-ğaçmak
ya da heş değilise
camda da olsa
kölgesini de olsa ğörmek namına
gecenin geç yarısında
aklıma neler geliyo neler
sahat kaş deye düşünmeden
gecenin leylisi olmuş
sabahın seheriymiş
fark etmeden
len ben Özlemi ıcıcık
son bi tefa ğörmeğ uçu
nerelerde zabahlayon
eyi de esgerlikde nasıl ta(ham)mil edecen
aman canım onu da o zaman düşünürüz
benimki de keyfe keder
sanki her şeyi halletdik de
anasını sattımın
emme hinci ğetmeli
evlerinin öğünden geçmeli
garşılardakı çelenlere sinmeli
köpekler havlamış
dayısığil dışarı fırlamış
umrumda mı
yerden bi çiğil almalı
cama atmalı
ya özlem o odada yatmayosa
ya dayısı çıkarsa
“-ulen çocuk senin zavırına”
demeye gakarsa
bi gocaman daş da sol elime
n’olur-nolmaz
olmaz olmaz
olur ya iki kişi çıkarsa
bi birine
bi ötekine
ya da dabana guvvet gaçacan
aklıma neler geliyo neler
yüre(ği)mde bi gümbürtü
çiğili[25] tam atacan
“-boş ver” deyon kendime “-boş ver”
Özlem bilse düşlerimi
valla hakır hakır güler
ben de gülüyon anasına satayın
yanıma ğadar geliyo
goca-ğoca köpekler
benden yana dizgirdiyollar[26]
hırlayollar
onarı görünşe barabar
ben de sıkışmışıyın,
fark etdim emme nası edecen
zati orda olcak şey değil
ıçcık höyle sivişebilsem
orada cımıcık[27] debelenivisem
hepiciği her yerden
-üst ayağa gakacak[28]-
ne var, noluyo deye dam başına çıksalar,
etirafdakı evlerden desdiliklere üşüşseler,
ele-ğüne irezil olacaz,
dile düşmek işden bile değil
ya da bu döyüs, “hırsızlığa geldi”ydi
der mi
der
elin ağzı kesen de büze mi bilecen
………
hayalarımı bile sıkıyon
eğişiyon[29] filen emme narasın
açcık aralaşdılar da
ordan dabannarı yağladığım gibi
yampiri-yumpiri
aşıtladırına-aşıtlatmaz[30]
ıra(ha)tlayıvıdım
nassı ıratladım
ulen sırra gadem basamacağımışıyın
töbeler töbossun az daha
altıma goyvurayazcamışışıyın…
hele bi de köpekler
sıkışdırsa file etseydiler
………
o değilden gene
çal(ı)lığın yolunu dutdum
bireşden gene davetsiz musafirler de
yenitten ora ğeldiler
yalbastılardan ikisi de çatışmış[31]
biri de(y)zemgilin gancık[32] köpek
ötekide Al(i)day(ı)ların kör güdük[33]
Şeytan Alinin sürü köpe(ği)
Başarannarın Almalıkdan
peydahlamış ya hani
ülen ikisinin arasına bi sırık endirecen
emme nüsubet kirt[34] bişiyidin
depesine vurup öldüresin
çoluk-çocu(ğu) yoldan geçirmez
Deli Ğelin sahannıkdan file oş dese
bana mı deyon demez
aldırdığım file yok nineyeyin[35]
guduruk[36], sinece[37] filen olularımış
aklıma geliyosa namerdin
ganarelerin peşleri sıra gıçıgırıg biri
onara etişmeye çalışıyo
götünü sürüye sürüye
gülesime ğediyo
gözüm Özlemin geşçe(ği) yerlerde
“ülen de(y)zo(ğ)lu vala billa haklı” deyon
“enikleri daşlayalak öldürüyo” deye
ardından dezeoğlunu gayarlardım[38] bi de
içimden de olsa;
hakılar..
haklılar töbossun
her sene her sene altışardan
bi köpeg alsan
üş seneye varmaz köpeg sürün olu
depit mi yeter len
demek ki(y)ne,
çoğ olan şeyin gıymatı olmayo
hani anası gızını çırak çıkarıkana
“her gün yenen soğan olma
ayda yılda gelen bayram ol deye”
aklım nerelere gediyo film gibi
ille direm direm
köpeg yerine goyunnarı altışar guzlatmanın[39]
imkanı olsa
…….
ya onnar da ısdırısaaa
nasırattın hocanın dediği gibi
Alla(hı)n işine bek garışmaya bakma
bili(r) bili(r) işler vallahi
……..
aman, neyise,
bana ne
Alla(hı)n işine garışmaya ğelmez
vardır bi bildiği, ne üsdüme farz
o O’nun işi
oyusa köpekden ne ğadar gorkarıdım
güççüğüken dibek döğmeye ğetdiğimizde
Akmemetlerin goca köpeg
ölşmek[40] gibi olmasın
ta huramdan, höyle valla
dübürümün yan(ın)dan daladıydı da
hemen teze deri sardıydılarıdı
yara tam da eyi oluyo derken
bi helaya gedeyin de bi
“ıkınıvırayın” dedimmiydi
haydi gülüüüm …yandı keten halva
öyle-böyle dert deği valla
Allah gandüşmanıma vermesin
gıçımın üsdüne oturamayodum
yara ganadıyısa,
ya da ponturun dışına filen geşdiyse deye
el yanında, oyunda bile açcıcık gıynaşamayodum,
durduk yerde irezil olmakdan gorkuyodum..
ganlı-kinli düşmanımısı da
Allah gul başına vermesin
..
el hasıl epili bi gan telef etdik
da!
ha deyinşe kendime gelemediydim
güçcüklüğümde zırtıl[41] bişiyidim
gıçımda don durmazıdı da göbeğimden
anam ponturuma asgı dikividiyidi
o mubarek de ıccık dar mıyıdı bilemecen
ya iliği gopardı
ya deliği yırtılıdı
olmadı asgısı sökülü(r)dü
ulamak yerine dikdikçene
gısalırıdı tabi
de! hinci nerdeee!
eridim ğetdim
de! deyceğin
hâlâ
aklım depemden çıkar
bi köpek havlayvısa
emme
o ğün erkekliğe su sıçratmadık işde
cühela cüretimidir
garazevdadan mıdır, nedir
valla kendim bile şaşıyon
ne hekmetise
aşk başa ğirdimi akıl gezmeye gederimiş
yalan deği(l) valla-billa
garazevda
öyle bişiy işde
bi ğün Gök Kezban
“-len oğlannn” dedi
“-sen eller gibi gayfaya ğetmezdin
hinci zabahdan da(ha) o yana gediyon
gece yarısı da
nere ğediyon
nerede zabahlayon Alla(hını) se(verse)n
kimin yana varıyon bilmeyon
ne zaman uyku uyuyon
ne zaman işe gayda bakıyon
şaşdım sana valla ha”
Alibee(y)nin garı da
“-o ne va!
Mısır’da Sağır Sultan duydu va
sen bu çocu(ğu)n
cayır cayır
çıra ğibi yandığını bilmeyon mu”
“-va!
valla ben hiş duymadım ay İmine aba
kime len o(ğ)lumuz”
“-eyi gari ay Kezban
bu köyde havas oluncak kim mar”
“-ne bileyin ay aba, kiim”
“-Özleme zahar”
“-ee eyi valla
şey mi len ay çocuk
gızın da habarı var mı bari(k)”
“-gara cücen habar eder mi”
“-deyvisen ya len
gaş atdın mı”
“-…..
ya a(h)!”
“-olum nekdipleşdiniz mi”
..
“-gonuşdunuz mu”
“-….. ı ıh!”
“-eee”
“-..”
“-zahır insan bi nekdip yazar
habar eder
saklı bi yer de filen
buluşur; gardaşım”
“-hincikinner bilmez öyle şeyi”
“-……..”
“-va!
o ne len çocuk
gaş yok,
göz yok,
orta yerde söz yok
dedikleyin”
“-eyi de aba ne yazayın”
“-va! ne yazarsın
ay gardaşım
zahır
“seni seviyon” dersin
“hep seni düşünüyon”
“hayalımdan getmeyon” dersin
“gece düşüme giriyon” dersin
“her yere adını yazıyon” dersin
“bu dünnede senden gözel kız
“senin adından gözel
gız adı mı var da”
“başkasının adını sayıklayan” dersin
“dişim arıyodu
seni ğöreli unutdum” dersin
“ekmekden aşdan kesildim” dersin
sensiz bi lokma bo(ğ)azımdan geşmeyo”
“anam sana bakmaya
ağzını kokmaya ğelcek” dersin
“saçından bi tel yolla da
goynumda saklayan” dersin
“benim olmazsan ölürün”
“başkasına varısan kendimi
int(ih)ar ederin
seni başkasına yar etmen” dersin
“boban vermezse seni gaçırın” dersin
“bana mekdip yazarsan
dünneler benim olu(r)” dersin
“eğerinem bana gelisen
elini ılıdan sovuğa vurdurman” dersin
“çocuklarımızın gözlerinin,
gözelliğinin sana
benzemesini isderin” dersin
“dünne bi yana,
sen bi yana” dersin
“seni gördüm müydü mü
dünneler benim oluyo” dersin
“seni mutlu etmeğ uçu her şeyi
elimden gelenin bile fazlasını
yapmaya hazırın” dersin
“yeter ki sen benim ol” dersin
“bi galp iresmi cızarsın
içine hemi onun
hemi de kendiyin adını yazarsın
ya da başharflerinizi
bi de galplerimiz dayima
birlik atacak” deye yazarsın
“kestane kebab-acele cevap” deye yazarsın
sepet sepet yımırta
sakın beni unutma
unudursan küserin
merabayı keserin” deye yazarsın
daha ne deyen gara gardaşım
ben cahıl bi garıyın
aklım tahasına ermez
felek dünnede bi de okula ğetseymişiyin
sen o zaman görceğdin beni
evelallah
…….
iki ğün sonura çekdiler getdiler miy di
“heyvah”
dersin emme iş işden geçer
getdimiydi de zati
elden geder”
……….
“-geder mi!? ………….”
hadi deyelim yazdım
yazsam
ne yazcan
hadi aldım gabil etdim
Kezban Abanın dediklerini yazayın da
nası vercez
en eyisi ellerin etdiği gibi
bizim gız emme
ne deycen
dedik, hadi gabil etdi, aldı
gız gısmı bu işi becerebili mi
becerdi deyelim
ele-ğüne garşı
el ne der
hadi eli sittiret
ya Özlem almazsa
aldı deyelim
ya yazımı beğenmezse
ya garşılık vermezse
ya dayısı ğilin
anasının habarı olu(r)sa
ya cevap mermezse
ya veriseee, sen seyreyle beni
seyret gari
nassı uçuluyomuş
bi ğün ebem ıramatlıg; höyle
söğeye dutunalak
yanıma ğeldi
yanıbaşıma oturdu
eliynen sırtımı sıvazladı
sol eliynen dizimi dutdu
sağ elini de sırtıma go(y)du
“-endeki yüzünü sıdırıp[42] durma
“kaşıma yarayı şıban[43] edersin” demişler
yüzün çiçek bozuğuna döner sonura
evlendinmiydi geçer
marağ etme”
dedi.
böğün kü ğibi aklımdadır
ıramatlık yüzümü avışladı,
derin derin üzümü gözümü seyretdi
soluklandı bekledi
“-ah.. ah” dedi
“-Allah kimseye evlat acısı vermesin
çekmeyenler bilmez evlad acısını
derdini hiş kimselere deyemedi
yavrııım!
hiş adını bile anmadı kimsenin yanında
Emmin Iramatlık varıdı da!
senin ad aldığın gari
yaşı benzemesin
garazevdalara yandı ay yavrım
“-sevipde bi ğızı alamazsan
adını yadellere destan eyleme”
deye türkü söyler dururdu
o söylerdi
benim burnumun dire(ği) sızılarıdı
gözlerimden siğim-siğim yaş boşanırıdı
ahım-şahım bişiy olsa hadi bi-ta[44]
değilidi valla,
değilidi billaha yerler yeyesice
onmadan gedesice
o zamannar da anası ğibi
usdurası içinde nekbetin[45] tekiydi
emme gönül bu;
ota da gonaaar,
bokada!
gondu da bok yedi işdeecik
geldi-ğeşdi
emme Allahı var
kimsenin adını yavız etmedi,
ağa adam ğız vermez çobana
derdini kimselere deyemedi
emme ben biliyo(r)dum
ana yüreği bilme(z) mi
garağuzum!
içine ata ata dertlere ğardı
ağa ğızının umurunda mı
o gelini gördüm müy dü hala
boğazım sıkılıyomuş ğibi
nefesim daralı(r)
gerşi ha! onun da....
çoluk-çocu(ğu) file olmadı
yüzü gülmedi emme!
bana ne
beniki benden getdikden keyri ne fayda
geri getiri mi garaguzumu
ilk yoklamaya sediyeynen götürdük şubeye
akrenneri esgercili(ği) işledi geldi de
ben daha gara yazmamı çıkarmadım
hala daha düğünner de bile
eller ğibi şenlenemen
oynayıp-galgıyaman
guzuunn
üş ğün sonura unuduldu
“-ince hasdalık”dan deyividiler
anası unudabildi mi bakalım
ataş düşdü(ğü) yeri yakar
ebeyin halını soran
bilen mi var
yemeden işmeden kesil di de
beylerin gonaklarına taraf
gözleri dönü-dönüvüdüğünde
içimde bi alaf
“-Ğözel Irapbın sen bilin gari
sen bilin” dedim
“-ne yanı hayırlıysa
nası bilisen gari” dedim!
dedim emme, yan yana
içim gan ağlaya ağlaya
........!
kim bili dovam gabil oldu da böyle oldu
kim bili yazgısı[46] buyudu
bilemecen gari, orasını Allah bili
ğözel Alla(hı)m bili bili işler
“her şey de bi hayır vardır” demişler
en sonunda garağuzum
ğözlerimin önünde eridi getdi
hemi de nassı, ğünden-ğüne
dakgası-dakgasına uymadan
günahı obal(ı)[47] boynuna
barabar çobannıg etdiği Hebiboğlu önsıra[48]
“-oğlum onnar ağa-bey çobana-yabana ğız vermezler
alıp gaşsan
bobayın zaten ileç dutar[49] yeri yok
Allah m(a)hafaza anana filen eziyet ederler
ğızgardaşını güce ğörüler[50]
onnarın her cihetde köpee bulunu
dağ başına budayvırılar ganadını-golunu
sen yol bilmen yolak bilmezsin taha
üç adım atmadan yakalanısın
“Gövcelli’ye varı,
Aydına geldim sanı(r)sınµ”
böyle deyon emme
ğızın gönlü sende mi bilmeyon
olsa ne yazar
böğün sana ırazı geli
yarın bobasının evindeki ıratlığı arar
bir olur, iki olur
üçüncü de bok olur
sen gel bu sevdadan vazgeş
gonu-gonşu da,
köyde başga ğız mı yok
evelallah aslınız asaletiniz belli
beyin deyen sana eliynen getiriviri”
“-Allah bili ya o da kendi gızını
gascan deye haralda
çalıya daş atıyomuş anlaşıldı ğari
sankı ğaraguzum ağa ğızından
başkasına bakıyomuş ğibi
o marağınan zaten, ne yedi, ne işdi
ne de bi başga tarafa bagdı
ana yüreği dayanır mı,
dayandım;
“ölsün de gurtulsun yavrım”
bu dert irezil eder bunu
ölmez sağ olusam ömrümün yettiği yere ğadar
bakarın gurda-ğuşa irezil etmen yederin[51] emme
yarına çıkcamıza Allah Kerim
hemi de ağa ğızını verse de
ğaraguzumdan hayır gelmez gari
gözel ırapbım ele-ğüne irezil etme
al tez elden amanetini”
deye dova etdim
bi ana evladı ölsün deye dova eder mi
ediyo işde”
……..
“-onun uçu,
neye mal olusa-olsun
dikil karşısına olusa-olu(r)
olmazsa gam yemezsin
ben elimden geleni
ardıma gomadım dersin
içine dert etme
ince hasdalıklara garma sen de
ecelsiz götürme beni
kınalı guzummm
gadersiz guzum”
……….
“-yeter ki dertlere garma yavrım
anca kendine edersin
el gızının uruhu bile duymaz
yazık olu, sana yazık,
anana-gardaşlarına yazzık
zati ba(ğ)rım yanık
bi de senin ardından yanmayayın
sana ağıt etmeyen
Allah bana bi da bu acıyı yaşatmasın
ölürün hakkımı halal etmen
“evlerinin yolu bükülü geder
zülüfü gerdana dökülü geder
bir yiğit de sevdiğini almazsa
o yiğidin beli bükülü(r) gider”
sana ğız mı yok len
hay gapbiicik hay
Allah hiş bi ğulunu tek yaratmamış
onun uçu gereğirse ğaçır
emme elden ğaçırma
ğereğirse
emmilerine ben deyen
hiş umudum yok emme ..........”
“-Allah ırazı olsun
elerin dert görmesin
ömrüne bereket ebe”
ebemi Allah gonuşduruyo belli
hadi hayırlısı,
yüre(ği) de yanık olunşa zavallının
elden geldik gayret ediyo
olmaycak bile bi iş
yönedine gedmeye durdu muydu
geder de geder gari
marağ etme sen
emme…gelgelelim
bi tersine geddimiydi
yönedine döndürmenin
imkanı var mı
mümkünü olca(ğı) yokdur
ı-ıhhn
o hesap;
gari söz vahtında açılı derler
işde böyle bi bayram günü
Hesne Gelin,
beni gayfadan ça(ğı)rdı
“-len çocuuuk bura bak bii”
sırtına Şabanı ebişdirmiş
“-mücüdemi isderin emme ha”
Özlemden bi habar,
el gadar kıyat parçası da olsa
mekdup mu varıdı acaba
gayfadağı cemi cümle ahali
bana bakışıyo
“-buyur gellaba” dedim
içimde bi kürpüldeme[52]
soluğum daşdı valla
yonusa Özlemi
bana isdeyvicekler mi,
demek ebem, emmime demiş
hadi hayırlısıyna
olum memed!..
“-Özlem sizin evde” dedi,
o an uçu, bu hepisinden daha
mühimidi valla
hayal edebileceğimden
çok çok fazla bişiy
hemen eve seğirtmeliyin
emme nassı
ne uçu getmiş olacan
ne olacak mahanası[53]
“sağol gellaba[54],
elin ayağın dert görmesin
Allah dutduğunu altın etsin
Allah senin de murazını[55] versin”
yol boyunca da dovalarıma dövam etdim
şükrün dersen, bini bi para
içimde bi sevinç
öylesine bi safa
bi heyecan
ömrümde bi daha olmadık,
olma(ya)cak kadar,
gayfaynan bizim evin arası bu ğadar uzak mıydı
o ğüne ğadar bilmeyodum
galbim küt-küt atıyo
“Özlem bizim evde ha!
vay anasına olcak şey mi len”
dovalarımı bitiremeden
bi solukda varıvıdım eve
bi bakdım hanayda
değişik değişik bis sürü papba
içerden cağıl-coğul sesler gülüşmeler geliyo
duralakdan birinin Özlemin dayısı
olduğunu anladım
“varsın ossun
Özlemi getirmiş ya
varsın ossun”
Allah senden ırazı osun Gara Dayı
o değilden, habarsızımışıyın gibi içeri ğirdim
“-hoş geldiniz amca”
şeytana uydum
get nalet ossun
ötekinnerinen de yanak-yanağa öpüşeyin deye
Özlemin dayısını da yanaklamadım mı
adam ileş gibi cığara kokuyo
tütdürüp duru(r)
bereket e(vi)mizde cığara içen yok
soluğu demişsin daha iğrenç
insanın nevri bulanıyo[56]
emme aldıran kim
tasası bana mı düştü
alcak de(ği)lin…., satcak de(ği)lin!
zatinden hemen onu geşdim
araya dayısının ğızı girdi
nusibet[57]
yaltak yaltak, dudakları boyalı
bi de gaşlarını filen almış haspam
aklı sıra; sosyete olmuş, inceliyo[58]
“küt” deye belinden gırılacak
seninki göğüslük[59] filen keymiş haralda
bicikleri yokarda, sankine ben burdayın deyo
ya Rebbim ya Resullah bi iş var bunda
bi halt demeğ isteyo aklı sıra emme
dur bakalım
amaaan bana ne…
“-nassısınız abi” falan
ulen bi lafazan olmuş
her ilafın işinde, gör bi
bi de gözlerimin işine işine bakıyoru ku
benin deyen adamın içini yakacak zilli
valla vız gelir-tırıs geder
bakarsam iki gözüm öğüme aksın
hemide Özlem var işin işinde
işin can alıcı nokdası o
valla Özleme ne zaman
“-hoş geldiniz” dedim
ne zaman tokalaşdım
elim, eline değdi mi,
değmedi mi
böğün dahi vallahi-billahi bilmeyon
biliyosam namerd olayın
sekiye[60] geşdim bi götlük yer buldum
sığışdım[61] oturdum
ne dayısından,
ne dayısının gızından
o ğüne ğadar o ğadar
nefret ettiğimi bilmeyodum
len bunnar kendilerini ne zannediyollar yahu
ikisi de; her boku biliyollar
her olayın, her ilafın içindeler
her şeylerden habarları var
biz bunnarı hiş farketmemişiyiz
dayısı beni devamlı meşgul ediyo
adama cevap yetirmeden ğızı
bişiyler soruyo
sankı sorgu hakiminin garşısındayın yau
Özleem;
Özlem bambaşka tabi,
o mahsınlık
o ğözellik
inci gibi dişler
ıldır ıldır ıldırdayan ğözler
ğözlerinin ğarası ğara
ağı ak!
bal rengi yanaklar
bal süzülür ğibi saşlar
tel-tel valla,
her şeyi bal gibi
emme kendi baldan datlı
o yüzündeki allık
o gülüş
yau bi insan bu ğadar nasıl ğözel olabili
Cenabı Rabbil Alemin birine daa böyle bi
ğözellik bahşetmiş olabili mi
ben cee ı-ıhm valla olamaz
billa olamaz
ya da bana ööle ğeliyo
ya(h)ut da gözüme öyle görünüyo demek ki
ya da herkes, sevdiğini böyle seviyo
bobam da anamı böyle sevmiş olmalı
bizim gızı da biri ..
böyle gözel bulur, böyle severse elden ne geli
emme ben ne dayısından
ne dayısının ğızından
bi türlü Özlemime bakamayorun ku
tam cuvaplarını vereyin de
Özleme bişiyler sorma mahanasıyınan bari
bakayın, o da “cevaplarkan bana bakar” deyon
ne mümkün bilader
gerçi bi de ne sorcaz,
hala aklıma ğelmiş deği(l).”
“-yau acaba saçlarını bi ta ğörebilcen mi
gözlerinin irengi ne
dudakları boyalı mı
anam “şe(hi)rli garının dudak boyasına
dik topu(ğ)una yetemessin” deyo ya
ne yetemecen Alla(hı)n aşgına
istesin canımı vereyin
ondan gıymatlı ne var yalan dünnede
canımı o kere versem uğruna
gene de az geli(r) valla
emme
Özlemin dudakları boyalımı,
hakiki mi,
boyalıysa boyası ne renk
dönüp bakmak mümkün mü
hay senin dayını,
dayının gızını
töbe töbe
bi de düşünüyon
“-ne deyon o(ğ)lum len sen
yarın bu adama “dayı” deycen
öyle ya
“gülü seven dikenine gatlanı”
biz de dayısına da,
dayısının ğızına da gatlancaz gari
çare yok
emme.. bi dakga
dur orda..dedim kendime
valla Allah bili ya… bu adam
bana kendi gızını gasmayı düşünüyo
ğızının hallarına da bakarsan
“yeme de yanında yat,
orasbı! dünden ırazı”
bi de dönüp kendime;
“-len o(ğ)lum, dur bi leenn
sen kendi-kendine gelin güvey oluyon
gübe girmeden turşu oluyon
daha hol[62] yok-yumurta yok dedikleyin
gapılarını çal bakalım bi ne deycekler
kaş para başlıg[63] isdecekler
garısızlıkdan ölürün,
ona dönüp bakarsam ne olayın,
değil bi üsdüne üsdelik para ha!
“kırtıklı guruş[64]” vermen valla
kendi hesabıma, geşmez gavır parasıynan
bi guruş verenin sülalesini …
değil bedafa da vercekler geç dee
üsdüne para verseler de
on gönlüm olsa da..
onunu da
Özlemden başgasına ayırman asla
asıl can alıcı noktası ne biliyonuz mu
Özlem n’olacak abey
öte tarafdan
Özlemin kötü habarını almak var
ğız ayda yıl da bi köyü zeyarete gelse
bana enişde mi deycek
ya ben enişdeye ne deycen
düşüncesi bile
nutgumu garışdırıyo
alt-üsdediyo valla
len bunnar nerden neşet ediyo[65]”
nerden zeynimi garıncalattırıyo yauu
bi yandan da bakınca
bu adamın, bu ğüne gadar,
ne halımızı, hatırımızı
sormuşluğu var
ne gapımızı çalmışlığı
daha ötüyon[66] yoldan geçiyokan
anam çağırdıydı da gelmediydi
“-bi hızmat var akraba
sonura işallah”
tabii o zaman gızı şe(hi)rde,
halası gildeydi
yani Özlemlerdeydi”
“-len yoğusa bu .mına .odumun döyüsü
bizim gızı kendi oğluna filen düşünüyo olmasın
kelp olayın ırazı gelmen len
keser köpe(ği)n öğüne atarın
genede olmaz” deyon gafamca
emme bizim gız ne deyo bu hususda
gönlü var mı acaba
her şey ıldırım fızıynan gelip-geçiyo aklımdan
ulen o(ğ)lum dur
emme bu ğarada
bizin gızın da hamaratlığı üstünde
Özleme hoş görünmeğ uçu tabi canımm
hemencik zufra hazırlamış
gayıse ireçeli, badılcan turşusu
süt-yoğurt, peynir, zeytin
yağlı dolazda yumurta, çılbır
afıyon[67], yemlik, guzugula(ğı)
Allah ne verdiyse
“-len yonusa bizim gız da
Özlemin dayısına guyruk sallayo olmasın ha”
gatil olmak işden deği valla-talla
emme Özlem uçu yapmışdır canım,
Özleminen değişik[68] edelim derlerse
derler mi derler valla
anam da gakar dutar da “akrabam” deye
“-ne garışman valla
südümü halal etmen,
ben söz verdim onnara
sonura ne derin adamlara
bu iş böyle olacak” derse
der mi, der
goca köyde, bizikinnerin gubudukçu,
aferim delisi olduğunu bilmeyen mi var
dedem söz verdiyse kendisi alsın
anam söz verdiyse kendisi varsın
benim keyfimin –a(y)şa abılası mılar-
bana sormadan
gönlüm olup olmadığını bilmeden
taha türkçesi
Özlem durup-durukana
benim başgasının goynuna girmeyceğimi
bilmesi ilazım değil mi? bunnarın
emme kime deyon boba
dediğim dedik
çaldığım düdük
töbe estağfirullah
ikisi de inadın önde gedeni
kendimi bilip durun işde
o taraf da öyle bu taraf da
iki ucum da boklu deynek
bana soramayosa anama
“-yau gelin
Garalar değiş-tokuş edelim” deyollar
bizim oğlanın ağzını ara bakalım bi
ne deyo, ne go(yu)yo(r)
öyle ya
çalıya bi daş at bakalım” demesi
ilazım değil mi
zahır o(ğ)lunu öyle taha ondördündeyken
zengin gızı deye anamınan everivimiş ya
o öyle olacak zannediyo
ahhh Özlem ah!
hadi beni geş,
bizim gıza da mı sormaycak bunnar
hinci isder misin sana
ya bizim gızın göynü de onnardaysa!
“gövde bulut, sen o yolları unut” bakalım
gala gala o cığaracı,
gumarcıya mı galdın a! bacım
gafamda kırk dilki dolaşıyo
kırkının guyruğu birbirine dokanmayo
valla billa
şert ossun
herkeşden sonuraya galdım kı
Özlemin garşısına oturayın
ne mümkün gardaşım
başımı galdırdım mıydı
dayısının ğızı gözümün içine içine bakıp duru
“bakan olur, gören olur”
“elalem var” demeyo
bırak eli,
bobasını file dagmayo
ele avradını …
valla billa
gözleri; gocası asgerden gelmiş
yeni ğelin gibi
ıldır ıldır,
iki de bi[71] “-abi-mabi” ayaklarıynan
aklı sıra beni cerbediyo[72]
onu geşdim,
bobasının heş “çüüş!” dediği yok
bu nası mezhebi genişlik,
anlayan beri ğelsin
“at sabısına ğöre kişner” yalan deği
depesine indirilecek bişi(y)
emme ğızı,
beni kendine bakmaya mahkım ediyo
olmadı hiş başga yerde yoğumuş gibi
taa benim öğümden ekmek-duzlug alıyo
olmadı veriyo gerisin-geri
dadından yarlıyo mubarek
bi de şirinleşiyo kuu aklım şaşcak
san ki ben ona havasın
“bobam mar”, başgaları var file demeyo
ar damarı çatlamış
gudurmuş eyicene gudurasıca
fira beni kesiyo
ha-bire dikizleyo
valla göz-ğöze geldikmiydi
ben bozarıyon
onun yüzünde, donuz derisi gerili
uruhu file duymayo
da.. benim derdim Özlem
bişiy depğil de valla
aramızda bi mazi var sanacak
o görcek deye ötekinner görcek deye
ben Özleme
Özlemime bakamayon bi türlü
dinine yandımın
belki Özlemde bana
“yüzüme bakmayo” deye
geçiriyo işinden,
gızgılı belki bana kimbili(r)
beni hafakan[73] basıyo,
onu deyviriyodum,
bi zamannar
evlerinin öğünden geçerken
isderine isdemez
gözüm perdenin arkasından ona ilişdiydi
işin aslı oda bana gapbeleniyo[74]
Allah biliyo ya bireş de fingirdeg[75] bişiyidi
cilveleşmeğ isdeyo aklı sıra
umrumdaydı sanki[76]
bu dayısının gızı
namı diğer senin Gara Hava
kesbetmeye gakıyo[77]
üsdünü değişdiriyo ayaklarında
bana galısa bireş
ı ıh baya baya bildiğin has öz gurampa[78]
türkü filen söyleyo
“ince geyerin ince
penbe yakışır gence
insan bi hoş oluyo
sevdiğini görünce”
evin içinde gısağollu keyiyo
açık-saçık dolaşıyo
saşlarını darayo
bazı yediğinden bana vermeye gakıyo
bi seftesinde almayı dişlemiş verdi
bi sefer de gocaman bi armıdı
“-sen armıtdan annarsın” dedi
alsam mı, almasam mı
Allah’ın orasbısı
aklı sıra bana “-işaretden anlamaz ayı”
demeğ isdeyo gari
öyle ya
bazı da fesliken koklayo
bana vermeye gakıyo
bi ğün elindeki gülü kokdu
bana uzatdı
“-haralda sizin harımda
gül açmayo
olsa biz de görüdük”
demez mi
gancık!! sanki gül olsa
verecek başgası yok öyle ya!
anam bile fehmetmiş
uzak dur hundan dedi
bişi biliyo ku
başga bişiy demedi
iresmen başa bela
amme kendimi orda buluvuruyon
bi fzınan pıırr
neyse..
gene böyle bi ğünüdü
göyne(ği)nin işindeki gülü
gözlerime baka baka kokdu
bana verdi
Allahım Ya Rabbim yau
aklı sıra beni yoldan çıkaracak
üsdümde galmaya[79] ğakçak
ondan ötürü ben ne zaman oradan
geçiyo olsam,
gözlerim onnarın pencerelerine dakılıyo
isderine isdemez
bizim gızınan da oldukça sıkı-fıkı
ben ordan geçerkene
mahana[80] filen bulamadı mı
bizim ğıza sözde selem ediyo
abidik-gubidik işde
bennen olmadık muhabbetler guruyo
falancadan örneğ almış bek gözelimiş
“ona da bellede(yi)n”
“-Macar Ebe hasdaymış öyle mi?
len garı ben kendimi bildim bileli küküm hıh
hemi ben nerden bileyin
osdurukdan teyyare
yok işde
“-ine(ği)niz buzalamış[81] öyle mi”
adını ne godunuz
len bunu alt tarafı bücük
sanki çocuk da ezeninen adını mı gocaz
erkekmiy miş, dişi miymiş
üş semeye galmaz o inek olunca
sarığızı sağ(a)cak biri ilazımımış
yani üş seneye gamlan öyle ya
elini şabık dut
dam başından saksağan..
“-dellal ne deyo”
“-ganal ne zaman akacağımış”
“-i(l)k yoklaman geldi mi”
“-esgere ğetmeden nişanlanısın ğari
esgercilikde nekdipsiz gomaz seni
heş değilise yolunu ğözleyen biri olu
belki de evlenisin de
tosunun bekler yolunu”
ulen bu ne demek
nası bok yemek
iresmen şeytanımın aklını çelcek
“ehli keyfe keyf veri
gayfanın gaynaması
eşşe(ği) başdan çıkarı(r)
sıpanın oynaması” hesabı
bu eyice gudurmuş valla deyon içimden
gerdek gecesinde gebe galı(r)
bunun böylesi
cıplak gıça şaka olmaz
get öte yannına bacım
töbe töbe
biğün gene böyle
ordan geçiyon
içerden türküler filen geliyo
perdenin gıranı gene gıynaşık[82]
senin ki gene üsdünü değişdirme rollerinde
perdeyi birden çağışdadak aşdı
zert zert
“-ne o len”
sonura gerdanını gıralak
“-Memet aga yonusa beni mi
gözetleyon” deme(z)mi
efe valla gıpkırmızı galdım
“-yok yau, Hava gardaşıma da bak,
heç olur mu öyle şey,
sen benim bacım sayılısın,
ben hiş öyle şey yaparmıyın” dedim
emme….
rengim-solu(ğu)m getdi
“-tabi canıımm tabi,
bilme(z) miyin heş” deye
hınzır-hınzır, güldü,
fettan şey
yaşına-başına bakmadan
beninen oynadı
kedinin fareynen oynadığı gibi
“-hadi orasbı senin alaca(ğı)n olsun” dedim
emme bi da da
golay-golay ordan geçemedim
mezbur galıp da geşdiysem de
fızınan, soluk bile almadan,
heç o tarafa bakmadan
bereket versin bi gören, bi duyan
olmadı,
valla köyü terketmem ilzamıdı
işin aslı
işin aslı o’zmanlar bende aklımdan
Haçcayı geçiriyon,
Haçca da nası emme, bi içim su
resmen servi boylu
gaşla ğöz arasında
birden süydü
kimse bunun farkında değiliken
çelimsiz bişiyidi işin aslı
yeşil fistan, al-gırmızı fanilla
akrannarının içinde farklıydı
gür sarı saşlı,
buyday yanaklı
gocaman-gözlerinin ağı ak, ap-apbak
ala-ala[83] pam-parlak gözler
yok denecek gadar gaybolmuş (h)okka burun
yeni aşmış gül gibi dudaklar
gelincik sapı ğibi, incecik boyun,
emme asıl o yörürkene ki
dik başlılığı,
ne de olsa zengin gızı arkadaş
duruşundahı asalet
taa garşıya bakar
gevşek, gaynaşık, fingirdek bi durumu yok,
kimseye eyvallah etmez
burnu yere düşse eğilip almaz derler ya
ta öyle valla
dobura-dop[84],
burnundan kıl aldırmaz
emme…..
tam bi şerli,
hanım efendi
ya da bana ööle geliyodu o zamannar
gari orasını bilemecen
gönülün dediğine toz gonmazımış
sevdiğinde gusur olmazmış
belki de ööle bişii
hu ankı aklımınan ne bileyin
onu kimselere vermeye gönlüm olmazdı
o da .ikdiroldu ğetti de
bilemecen valla eyi mi etdi
köyde kimseyi beğenmedi
goya şe(h)ere varcan deye
zilli
neyise de işdee
o(ğ)lak-guzu ğütmeye filen ğetdiğmizde
bobaçca falında filen bakıyoz
akrannarına ya
hep Haçca çıkıyo
taha dorusu ben hep Haçca’yı dutuyon
hani
işde bi yaprak goparıyon Haçça
ötekinde hinci adı ilazım deği
meselaki aşa-imine,
hatma, gülüzar.. neyise
bi da goparıyon işdecik deyelim
elif, nezire ya(h)utda Fadime
sonura cennet, almes, firdes dedikleyin işde
aklın sıra havas olabileceğin
akranın yaştahkı gızların adını
tekrallayıp duruyon
son yaprakta kim çıkarsa
onu alacan
yani gurra[85] çekmiş oluyon
gerçi hiş biri bizi beklemedi
hepisinin bizden önşe
düğünü oldu da
nerdeyse çocukları etişdiydi biz evlenesiya ya
o ayrı bi mezuu
orayı garışdırman garii
Allah var birez de biz mırın-gırın ederkene
armıdın sapı-üzümün çöpü hesabı geş galdık
hanı “akıllı o(ğ)luna gız beğeneyin derkene
deli torununu esgere yollarımış”
aynı mitli o hesap işde
bi de benim gafada iki burgalaç[86] var biliyonuz mu
“-iki garı alacan olum valla” deye
deliganlı abeyler e(ğ)lendileridi
her e(ih)timala ğarşı ben de
Haçça’yı elde bir dutuyon
ikinciyi de bireş güçcüklerden sıralayon
ku.. nolur-nolmaz
emme; Allah var bu Gara Hava olacak şetdeli
bobaçca falı çekerken de,
beliklediğim Haççadan sonurakınnarın,
yedeklerin, adayların içinde de olmadı hiç
aklımın ucundan geşdiyse köpek olayın
emme hinci hu hale bak
ne yanna bakarsan bak
biciklerinden önce gözleri
ben buradayın deyo
biciklerini insanın gözüne gözüne
kendini gözlerimin içine içine sokuyo
vay oraspı vay
şaşdım galdım valla billa
de deycem
anam ıramatlık nası fe(h)metdiyse
feyilledi[87] durumu emme
neyeyse verip-alıp inkar ediyon ben de
altdan aldı üsden savırdı,
höyle dedi
böle etdi
ı-ıh, olmadı..
Kel Haçcayı ele vermedim..
net(i)çe
…
nayetinde..
“-ölen aban onun ağası Mamıdınan emişik[88]” dedi
“-olsuun” dedim
“-ööle deme” dedi
“-neye!” dedim
“-bi zamnnar Suvatda yolmadaydık daa”
“-ee”
“-işdacıık aban da dahacana emiyodu
benim südüm enmedi de
Hesne ğelin emdirividiydi Dudu’yu”
“-emdirmeye gomaya yermeyesiceler
hemi de emişiğiseler n’olcak” dedim
“-emişikler sütgardaş olu
hemi de gardaşdan eleri”
“-o zaman onnar sütgardaş” dedim
“-emişiklerin gardaşları da sütgardaş olu zahır
hemi de has gardaşdan eleri
has-öz gardaşların çocukları birbirine varı da
sütgardaşların torunnarı bile
birbirlerine varamaz
zinhaar[89] sizi nikah dutmaz” dedi
emişikler yedi ğöbek birbirine haramdır”
deyelek aklı sıra gandıracak beni
bakdım, horata eder gibi deği
“-peygamberimiz
“-haram” demiş” dedi
“-kitabımız haram”
“-Allah Mafaza[90]”
efe valla!
o takike bizim gızdan ileri
gardaş oluvuduk sanki
süt gardaşım Kel Haççayna
gerçi daha sonra o da dutdurmuş
“-ille şeere varacan,
mamir garısı olacan
gadillağa binecen” falan demeye
sağdan soldan duy(u)yoz gari
o uğurda da harcandı getdi
zavallı, ..
sonratdan annadık, me(ğ)erem[91]
sadece emişiğinin hardaşları emenin
emen de ötekinnerin süt gardaşı oluyomuş
emme ben onu hep gardaşım bildim
annaycağınız Kel Haçca
bizimki süt gardaşlık file değilimiş,
gadillak dediği de gıreşşeğimiş,
gülesime ğetdi valla,
Ah ahh Kel Haçcaa
neyise işdee..
2525
ben bu hengameler[92] arasında
gedip geliyon
Özleme, özlemler içinde
dönüp bi defacık bile bakamadan
sadaca önümden yeyebiliyon
o da guru-deri peyniri
mubarek boğazımı bile garakdırdı
kaş bardak su işdim
bilmeyon..
bizim gız da Allah ne verdiyse
tabağı zeytinyağıynan doldurmuş
Allan onarca(ğı) işde
niyeyse
iri-yeşil bi zeytini gözüme kesdirdim
çatalınınan bir iki uğraşdım
bu sefte tamam deyon
zeytin fırtıyo
tabağın içinde bir-kaş tur attırdıkdan sonura
zeytin pırtdı,
bu sefte de tabakdan ziniye sıçradı
içimden “-hinci çatalı kesin zipledim” deyon
narasın..
gene garavana
bir iki hamle derkene sıkışdırdım bi köşeye
hinci gaşcak yerin galmadı gari
son bi atak daa
ne ğezer,
net(i)çe gene mafiş,
gene p(f)iyasgo
ya kayıyo bi yana gediyo
ya da patanaş yapan gamyon tekeri ğibi
olduğu yerde
fırıl fırıl dönüyo
amma.. yağ gaygan
öyle olmasa pelvannar
haşgaş yağı sürer öyle demi
ya da çatalın ucu kütüdü
yalan söylemeyen hinci
valla orasını bilemecen,
zorda galan kedinin
köpeğe hışardığı[93] ğibi
her seftesinde elimizden gaçırdık
bi türlü galebe çalamadık
zeytini
yalınız benim asabım oldukca bozuk
bırak gülmeyi, nefesini dutdu çoluk-çocuk
soluk almayı bile
aklının ucundan geçirmeyo kimse
emme bütün gözler benim çatalın ucunda
zeytin yakalansa da hu işgence bitse deye
dova ediyollar belli
nayeti gene elden gaçırdık yeşil zeytini
dayı efendi iki barnağıynan dutdu
benim yeşil zeytini
önşe bana uzatdı
alayın deye elimi uzadınca elimi
adam yangından mal gaçırıyomuş gibi
çevik bi hamleynen ağzına atdı
gevişini gösdere-gösdere
“-len gara yeğen bırak .mına ğodumun
hu fanteziliği yauu
adam gibi elininen al ye hunu
biz köylüyüz, o(ğ)lum
gorkma kimse seni gınamaz
zufrada iki gancık var deye
hemi de ne demişler
alışmadık götde don durmaz”
“-bak zeytin böyle yenir
sen gakmış Fıransız gaşşığıynan
Alaman herzesi[94] yeyon
ben senin uruhunu bilirin
alt tarafın anan sarımsak-boban soğan
sen daha dünkü bok,
ne oldun da ne oluyon
sen kiiim,
çatalınan zeytin yemek kim
a gapberif”
daha bi sürrü bişiyler dedi
ne dediğini duyduğum mu var
emme bilemeyon irengim
penbe miydi, mor muydu
kül müydü, boz muydu
Özlem ordamıydı,
ve hepsinden can alıcı nokdası
halımı görüyomuydu
ooff off
öldüm, bittim mahf oldum
terledim, eridim gahroldum
Garanın gaflarından perişan oldum
vel hasıl açcık da
cehaletimin gurbanı oldum
bereket versin Özlem..
Özlem hemen devreye girdi
dayısını azarladı
hem de nassı!
“-dayıcığım zeytinyağının çok olduğundan
herhalde çatalın ucu da kütelmiş
olu böyle şeyler
lütven uzatma” dedi
sonura yerinden bi hışımınan gakıp
“-gayfanız varısa ben bi gayfa içebilir miyim
…
kimsenin bişi demesine fırsant bile vermeden
“-ya da bende nesgayfa var getireyim
beraber içelim” dedi
bizim gızınan getdiler getirmeye
orta malledeki dayısı gile
ben ha deyinşe kendime gelemedim
kimsenin sesi-soluğu çıkmadı
ebi-cetdi esamesi okunmadı
neçe sonura bizim sütlü nesgayfalar geldi
fazla sürmedi musafirler de gakdılar
ebem bile onnarı hayada gadar savışdırdı
bizim gızda onnarınan getdi
uğurladı
geldi..
Özlemin hanımefendiliği,
anlayışı, galenderliği[95]
ille de ğözelliği
geyimi-guşamı
gonuşması
kültürü, göreseği
buğarada ben kendimi gapdırmışıyın hâlâ
“Özlemin dudak boyası ne renk” deye düşünüyon
dönüp bi defa bile bakamadım kı anasına sattımın
aklıma geldi sütlü nesgayfa bardağı
elime aldım, cama dooru dutdum
dudaklarının izine bakdım
bek bişiy görünmeyo
“-şükür dedim” boya sürmeyo
gene de şeytan dürtdü
oradakı su lekesine bakdım
olmadı
dilimin ucuynan dokandım
dat-mat yok
höyle her bi tarafını yalayalak dolandım
acı bile canım sıkıldı
bi de içini höyle barnağınan siler gibi
diliminen sile-süpüre yaladım
baya bildiğin bardak
emme.. o acılık hala var
…
duralakdan bizim gız geri döndü
ha bire Özlemden bahsediyo
Özlem hep beni gonuşmuş,
“-abin çok efendi” deniş
“-çok terbiyeli” demiş,
“-okuyor mu” deye sormuş
“dayım çok kaba, çok üzüldüm” deniş
“-abin lütven üzülmesin” demiş
dayısına çok gızmış
“kültürsüz” deye
“kaba herif” demiş
“-ne kadar gözel,
ne ğadar anlayışlı
nassı bi hanımefendi görüyon mu
nassı ağırbaşlı,
ne ğadar olgun deği mi”dedi
“-ne ğadar akıllı-uslu”
beni daha fazla üzgün görmemek uçu
nesgayfa almaya ğetmiş
gedip gelesiye dek dayısına
söylenmiş, gahretmiş
“-dayısına gızgısından,
o ğadak emek verdi de
nesgayfa bile işmedi” dedi
“-ne sen işdin,
ne de bi başgası işdi
dayısı gökgörmedikden başgası da işmedi”
“-neh!” demişiyin kendi-kendime
nassı seğirtdim ordan
tükürüvüdüm, öğüyvüdüm
narasın,
sabınınan sürtü-sürtüvüdüm a(ğ)zımı yüzümü
ovu-ovudum bulaşık deterjannarıynan
bulaşık bezleriynen filen emme
ı-ııh!
öğüre-öğüre[96] bi hal oldum
öğümekden boğazım gurudu
gözlerim gan çanağı
aklıma geldikce
kansırıyon, tükürüyon
emme faydasız,
ne ağzımdan acı,
ne yüzümdeki sıyrıklar eyileşdi
burnumdam koku ğetmedi
bi hafta file hep böyle
ne bişiy yeyebiliyon
ne de içebiliyon
boğazımdan bişiy geşmeyoru ki
“-ülen
bayram önsıra
elde avışda yok derken
bi toklu satdık halletdik,
herkeşlerin manitası var
yangınnar
iki ğün sonura anam “hadi bakalım” deyvise
“hu” deycek gız galmadı deyip batırkana
cayır-cayır havas olmağuçu yanıyoduk
Özlem çıkağeldi,
herkeş Özleme havasıkan
gönlü benden yana
biçcik[97] görebilecen mi derkene
hiç yokdan e(vi)mize ğeldi
da(h)a Allahdan ne isderin” derkene
hu başımıza gelene bak
olcak şey mi yau
“-vay .mını-dinini.......
………………………….....”
bu ğadar herşeyin yolunda getmesinde
zati bi bokluk varıdı
“ne günah işledim bilmen ki
vay .mını-dinini gelmişini-geşmişini ...........”
bi küfürler eder oldum ku sorma
tevatür en az on beş gün sövdüm
dayısından da, dayısının gızından da
ne gadar tiskindiğimi[98]
tasav(v)ır edemezsiniz
o ğün, bu ğün cığara içen,
soluğu kokan insandan nefret ederin ki
o ğadar olu
cığara içen, dişleri temiz olmayan insan bana
Özlemin dayısını hatırladır
gonuşgan, lavlav, müzevir
çok konuşan gız-gısmı da dayısının
hafif, fingirdek, garı-olmaz zilli gızını
yani hayatımı mahveden insanları
ve ben onnardan hala nefret ediyon
onnardan da
cığaradan da
ne ğadar dayı varısa
adı gara...........
kimsenin dudak boyasını marağ etmedim bi da
saşlarımı sabınnadım
tıraş olayın derkene
yeni ciletinen barna(ğı)mı do(ğ)radım
favilimi düzeldeyin derkene de
şaka(ğı)mı cızdım
çenemdekinnerin haddi hesabı yok zati
tabi özlemden bi hatıra deye avındım
höyle elimin tersiynen yokladım
bi tüy dokandıysa
orayı bi da gazıdım
kokulandım,
saşlarımı darayıp-keyindim
heş bi vuk(u)at olmamış ğibi
guytu bi yere oturayın dedim
çakdırmadan gözetlerin eyicene bi
anasının dıkgatını celbetdirtmeden[99]
son bi tefa görebilsem
ömrümü verecen
bi kimsenin uruhu duymaz deyon gafamca
bi de duymayan-bilmeyen mi ğaldı deyon
bobasından başga
o da biliyosa
ayıp ediyoz valla
evden usulcacık çıkdım
köşeyi de dönerine-dönmez pırrrr!
sığır sürmeden ğelenner
“-anan ısmarış ısmarladı”
“-bazar gamyonu ğetdi” deyollar
“-etişemessin len ne seğidiyon”
fark etdiğim mi var
duyduğumu
kelp olayın anlamayon
“-Akgulakların evin orda etişirsin”
ne bileyin kim biri
gasa mı yükletçeğmiş
hasda mı, varımış neyimiş
“-demek ağırlaş mı ğız”
“-kaş gündür eyileşmemiş”
“-cığara anam cığara”
ben aynı fızınan son sürat
ülüzger ediyon etirafa
pat pat pat
tam da Müslüğün köşeyi döndüm
bakdım gamyon ğediyo
benim seğitdi(ği)mi ğörenner
fıyığımı duyannar
elbirlik fıyık-ıslık ba(ğı)rışannar
gamyonu durutdular
soluk-soluğa varıvıdım
şükür Alla(hı)ma etişdim
“şükür”ün-“sağolun”ların arasında
har soluk kendimi atdım gamyona
ara-yere sığışdım yönü-geri de ossa
gamyon yörüdü
emme ne yalan söyleyen
herkeş beni bi ğözel süzüyo
gaşımı ğaldırıp kimseye bakamadım
mahanam anasına yakalanmayan
onun saşlarını dalgalandıran yel
yüzümü okşayo ya yetiyo
onu gören gözler bana da bakıyoya
aynı havayı soluyon ya
Allahdan başga ne isterin
“-len o(ğ)lum ıçcık erken gakıvısan ya”
“-madem getçeğdin anan neye ısmarıç etdi”
“-ağşamdan deden bazara getçek filen demediydi”
“-hinçiki ğenşler”
“-erkenden gakmaya kerasınıyollar”
her gafadan bi ses
zart-zort[100], evir-zavır[101]
sankı size ne el alemin işi-ğücü
kiyasımın sen müzevir [102]
hökela adam
işin yoğusa
herkeşe cüvab yetir
hayır Özleme ğarşı ma(h)çıp oluyo insan
emme ne Özlem
ne anası “gıık” demeyollar
birine bişiy desen
dikleşsen,
cuvap bersen
adım hökelaya çıkacak
bakarsın gene dayısının hışımına u(ğ)rarın
bişiy deel
topuğuna çıkmaycak adamlardan laf eşidecen
emme Allahı var anası hiç ağzını aşmayo
aşsa hayırlı laf etmeycek o belli
bobası da heş bişiy demeyo
adam bilmemi benim neye geldiğimi
emme belki bilmeyodur durumu
adam bu yaşın,
o makamın saabı olmuş hiş bilmemi
tilkinin neye dolanıp durduğunu
kendi genç olmadı mı
havas olmadı mı hiş
haralda arkamdan yandalar
dönüp baksam,
göz-göze gelimiyiz, Özlemine(n)
ya anasıynan göz-göze gelisek
onun orda olduğunu bilmek yetiyo bana
………..
otoposları kaşda gediyo acaba savışdırsam
hööyle uzakdan,
çook.. çok uzaktan
fark ettirmeden el sallasam
“gelcek seneye
bi dene var
emme ben her saniye seni düşünecen
bekleycen” dercesine
“-şükür valla eyi ğeldik
zabah ezeninden beri direkson sallayon
bazarda galacaklar parasını versin
geş galanı beklemecez haauu”
Alibenin ğarı yüzüme baka baka
“-musafirler ğetdi mi ğayrıı!”
“-Senget’e ğetdiler
zabahdan onnarı eletdim ğeldim
ordan ğedeceklerimiş”
“-ha sonura ğediviseler olmayomuymuş”
“-bazarçıları eletip gelip götüreyin dedim
geş galılarımış, otoposu gaçırtdırılarımış
zabah(ı)n ayazını da yeyinçe
valla gulunçlarım[103] filen dutuldu
küre(ği)m, eğeylerim,
çinizim dutuldu ğaldı”
“-len hinci çarpılacan öte ğet”
Sidikli Sülemen
“-ne bakınıyon olum aval-aval”
Karirbem
“-me asdanım madem sen geldin
anayın hu ısmarışlarını kendin al”
………
nere ğetdim, nerde ğaldım
farkındamıyın
oralarda gezenledim, gurdandım[104] mı
son tefi geşmiş gün valla bilemeycen
biri elimden dutdu aldı ğetdi
yüzümü filen yüdürdü Şadırvanda
kendimi köy arabasında buldum
araba bizim köyün müydü,
arabadakınnar bizim köylü mü
köye ne fakıt varız
anam-bobam sorarlar mı
ne sorarlar
ne cevab berin
Özlemi bida göre bilecek miyin
…………
Özlem köyde kalmış olabilir mi?
işallah
……..
“-galan var mı? galan biri ……
herkeş zabala gelikene ki
yandakınnara baksın bi”
“-len olum
gödenci[105] ğarıların eşek ba(ğ)ladıkları yerde
yüzünguyu öylene ğadar
kösüle-kösüle sineklenen[106]
senmiydin len
Çınaraltına ğelseydinde sovuk şerbet işsen
olmamıydı a gabbicik”
“-bizinen Dondurmacı Kemal’a ğelseydin ya”
“-adam gatırına(n) gar getirmiş
bışkıynan kesip satıyodu”
“-mubarek kışın olsa da bekmezinen”
“-Şemşitdinin aşçı dükgeninde tas-kebap
bi de gaymaklı gadeyfi”
“-ekmeğ arası küfte”
“-basdık işine acı büberi”
“-benim goca ğarı peynir çomacı dürüvümüş
bi baş da sovan
yumrukladım bi ğözel
Şadırvanın orda yedim”
bi de üsdüne su işdim
goyup gedennerin canına değisin
valla bi de acıkmışıyın ki”
“-susamlı simit”
“-bi de cığara doladım
bacak-bacağ üsdüne atdım bi tellendirdim
sanısın bin goyunnu kürdoğlu”
“ “-insan böyle ciğara tirekisi oluyo haral
aşlı(ğı)mı bile unutdum
hinci bi cığara olsa ……….
Özlem gızarmı acaba
dayısı ğibi kokarın
.ikdiret
cığarasının .mına ..”
Özlem söğmemi de isdemezdi
deyon kendi-kendime
“-len olum gak gıçıyın üsdüne otur bi de
iki kelam da sen et a gapberif”
“-hincikinner böyle hökela”
“ “sizin benden başka işiniz gücünüz
yokmu len”
………….
“hinci birinizin gafasına bişiy endircen”
……………
“geçin dalganızı bakalım
anasını avradını sülalesini, yedi ceddini
………………””
“-dinini imanı
…………… Garası”
[1] seme:alık, ahmak, sersem, saf
[2] efsun: afsun, tılsım, gözbağı, büyü, keramet
[3] hindikten keyri: bundan sonra, şu andan itibaren, bundan böyle
· Yedidağ Çiçekçisi Aşağı Kaşıkara’lı Karadilli (ya da Karaadil’li) Hasan namlı poçucu, (poçu, yazma, eşarp, yağlık ve koku satardı)
[4] dahasına ermemek: karşılayabileceğinden pahalı, ekonomik durumuna göre ederini karşılayamamak
[5] ahdı kalmak: uhdesinde kalmak
[6] kaş atmak: göz kırpmak, cinsel ilgi gösterisi
[7] arın boku: ar belası, hatır belası, namus meselesi, davranma mecburiyeti
[8] daklaşmak: takışmak, kavgaya tutuşmak
[9] sefte / siftah : ilk defa demek ise de uzun bir aradan, ya da o gün ilk anlamında kuulanılır
[10] arayer: ortalık, çevre, etraf, köydekiler kastediliyor
[11] gülesine gitmek: komik bulmak
[12] sirke : bit yumurtası
[13] yavşak : bit yavrusu
[14] me(h): al, buyur
[15] Sıkı: arkadaş, yoğun birliktelik - muhabbet, kardeşten ileri dostluk
[16] gızoğlan gız / kız oğlan kız : hiç evlenmemiş, bakire kız
[17] kursak: (özellikle tavuklarda karın-mide) iç anlamında
[18] havas: heves, beklenti, umut, hedef
[19] zabala / sabala : sabah, sabahleyin
[20] dik topuk: yüksek ökçeli ayakkabı
[21] ka’ale (gaileye) almak: aldırmak, aldırış etmek, umursamak, hesaba katmak anlamında
[22] derekap: derhal
[23] kat’a: katiyetle
[24] zıt: ters, uyumsuz
[25] çiğil: kumdan iri, çakıldan küçük taş
[26] dizgirtmek: fışkırtmak, siğmek, işemek
[27] çok az, azıcık
[28] üst ayağa kalkmak: birinin bütün gücüyle karşı koyması, ya da hepsinin birlikte harekete geçmesi, diğer bütün konuların bir tarafa itilerek belli bir konuda yoğun harekete geçilmesi
[29] eğişmek: belli belirsiz hareket etmek, kıvrılmak, bekleyerek hareket etmek, zaman geçirmeye çalışmak,
[30] aşıtlatmak: köşeyi döner dönmez, kuytuya varınca, geçidi geçince
[31] çatışma: köpeklerin çiftleşmesi
[32] kancık: dişi
[33] güdük: kısa, kısa kuyruklu, kuyruksuz, kuyruğu kesik
[34] kirt: inatçı, sırnaşık
[35] ninemek/niynemek/neylemek/ne yapmak: bana ne, beni ilgilendirmez, ne yapabilirim ki
[36] guduruk / kuduruk : kudurmuş, kuduz olmuş
[37] sinece: aniden saldırıveren köpek
[38] gayar/kayar: küfür, sövmek
[39] kuzlatma: kuzulatma, yavrusunu alma
[40] ölşmek: aşağılayarak karşılaştırmak (uğursuzluk getirir diye kabul edilir)
[41] zırtıl: oldukça dolgun, etli-butlu
[42] sıdırmak: sıkarak içindeki sıvıyı çıkarmak
sıtmak: küçük bir delikten akmak
[43] şıban / çıban : cerahatlı yara,
[44] bi daa / bi ta / bi taha : bir daha
[45] nekbet: kötü kaderli, talihsiz, marazlı, güçsüz, hayatdan vazgeçmiş, elinden bir şey gelmez, pasaklı
[46] yazgı: alın yazısı, kader
[47] vebal:günah, vicdani sorumluluk anlamında
[48] önsıra: önü sıra, önünden, yol gösterme, aklına getirme, vesile olma
[49] ileç dutar (ilaç tutar) yeri olmaması: ilaç fayda etmeyecek derecede takatsız, zavallı, güçsüz, perişan anlamında
[50] güce görmek: tecavüz, ırza geçmek
µ Gökçeali (komşu köy) bir ova köyü olduğundan, düz arazi ve ekili alanı gören hayalinde Aydın Ovası olduğuna vehmedermiş, o yıllarda Aydın Ovasına çalışmaya gidenler olduğundan bazı cemiyetden uzak yol iz bilmeyen kişiler Gökçeali’ye vardığında kendini Aydın’a geldim zannedermiş. (nitekim böyle bir hikaye var.)
[51] yedemek: desteklemek, yedeklemek,ayakta kalmasına yardımcı olmak
[52] İç kürpüldemesi: heyecanda kalbin duracak kadar yüksek atması
[53] mahana: bahane-sebeb
[54] gelleba (gelinabla): yenge, kocası tarafından yakınlık bulunan kadın
[55] muraz: murat, dilek, istek, emel
[56] nevir: bet-beniz, yüz
nevri bulanmak: tiksinmek, beti-benzi atmak, kusacak gibi olmak
[57] nusibet/musibet: uğursuz, nalet
[58] incelmek: kibarlama, nazikleşme, özentili konuşma anlamında
[59] göğüslük: sütyen
[60] seki: duvar dibinde yüksekçe oturulabilecek yer, teras
[61] sığışmak : sıkışmak, yer bulmak
[62] fol: yumurtlaması için follukta tavuğun altına konulan yumurta
[63] başlık parası: oğlan tarafınca, kız tarafına verilen bedel
[64] kırtıklı kuruş: değeri en düşük para anlamında,
kırtık / kirtik / kertik : tırtık, girinti, çıkıntı, gedik,
[65] neşet etmek: bir sebepten, bir kaynaktan ortaya çıkmak, var olmak anlamında
[66] öteki gün: geçen gün, bir-kaç gün önce
[67] afyon: haşhaşın ot hali
[68] değişik: değiştirme, değiş-tokuş, yerine, trampa
[69] fira/vira: sürekli, durmadan, biteviye, sürekli devamlı
[70] kesmek: kur yapmak için bakmak
[71] iki de bir, sık sık
[72] cerbetmek, cebretmek : zorlamak, mecbur bırakmak, başka çıkar yol kalmamak
cebir: zorlama
[73] hafakan/afakan: bunalma, sıkıntı
[74] gapbelenmek: kahpelenmek, cilve yapmak, kur yapmak
[75] fingirdek: oynak, şuh, kahpe, zilli, yosma
[76] umur: aldırış etmek, ka’le almak
[77] kesbetmeye kalkmak: iç etmeye, kendine mal etmeye çalışmak
[78] kurampa: kurmak, planlı davranmak
[79] üstünde kalmak: bekaretinin bozulması durumunda onunla evlenmeye mecbur kalmak
[80] mahana: bahane, sözde sebep
[81] buzalamak: (süt veren hayvanlar için hamile) gebe kalıp, doğurmak
[82] kıynaşık: yarı aralı gibi, isterek aralanır gibi yapılmış
[83] ela
[84] dobura dop: dobra dobra, lafını esirgemez, kimseye yalakalık yapmaz, gözünü budaktan sakınmaz, söyledikleriyle birileri incinecekmiş diye amdırmaz
[85] gurra / kura : ad çekme
[86] burgalaç : döner
burgalaşık: dolaşık, aralaştırmak gereken
burkmak: çevirerek sıkıştırmak, döndürmek, kıvırmak, burmak
[87] feyillenmek: farkına varmak, vehmetmek, pirelenmek, kuşkulanmak
[88] emişik: aynı anadan aynı dönemde süt emen bebekler, süt kardeşlik, ancak emişik kardeşlerin kardeşleride süt kardeştir.
[89] zinhar: sakın, çok tehlikeli, aman ha, karışmam,
[90] Allah Muhafaza etsiz, Allah saklasın, Allah Korusun
[91] merem / meğerem / meresem /me(ğ)erisem : meğer, oysa ki
[92] hengame: karışıklık, kargaşa
[93] hışarmak: meydan okuma, kavgaya davet, kavga etmek, kavgaya zorlamak,
[94] herze: b.., pislik, gereksiz söz ya da davranış
[95] kalender: yufka, yufka yürekli, hoşgörülü, nazik, ince
[96] öğümek, öğürmek: şiddetli şekilde kusacak gibi olmak ancak; kusamamak
[97] biçcik: bir kerecik, bir defacık
[98] tiksinmek: nefret
[99] celbetmek / cebretmek: karşıdakinin özellikle bakışlarını kendi üzerinde yoğunlaştırmaya zorlamak
[100] zart-zort :atıp tutmak, bilgiçlik taslamak, aklının estiğini konuşmak, böbürlenmek
[101] evir-zavır : ıvır-zıvır boş gereksiz laf kalabalığı
[102] müzevir: laf taşıyan, ara bozucu, çok konuşan
[103] gulunç / kulunç : yel, omuz ve sırt (kürekler arası) ağrısı
[104] gurdanmak /kurcanmak: kurcalanmak, bir şeylerler uğraşmaz, dolaşmak, gezinmek, bakmak, oyalanmak
[105] göden: kalın bağırsak (bumbar) bulgur ve diğer malzemelerle doldurularak pişirilen bir yemek çeşidi, yörede özellikle Sücüllü’lüler bu isimle anılır
[106] sineklenmek: hareketsizlikten sineklerini kovalayamamak, sineklerin üşüşmesi