Damıtılır güzellik iner şeffaf odaya.
Billûr bakış benziyor ince bellide aya.
Yükselen buğusunda gönül çelen albeni.
Gümüş tepside gelir şehrayinle masaya.


Davetkârdır edası şıngırtılı sedası.
Onun sıcaklığında ufunetin vedası.
Itırı usaresi haz verir gönüllere.
Demlikle çaydanlığın güzellik iddiası.


İftar demine inen demlerin en hasıdır.
Ateşle suda doğan ünsiyet nadasıdır.
Tevazu ikliminde boy veren ince nihal.
Feri sönen gözlerde ışıkların asıdır.


Yağar sahur deminde sofraya ince ince.
Gelen oysa meclise miyar olmaz sevince.
Gamzesi ışıltılı haza masal perisi.
Cümle dertler dökülür o dudağa değince.


Çaydanlıktan demliğe iner muhabbet demi.
Suyun ateşe tavrı,ateşinse sitemi.
Sohbetlere mihenk o dostluğun has bahçesi.
Her katresi eritir sinelerde elemi.


Itırıyla demiyle sohbetlerin süsüdür.
O sıcacık haliyle bir huzur tütsüsüdür.
Işıl ışıl güzellik bardaklarda el eder.
Cem olan güzellikler hep çayın öyküsüdür.
Ankara,18.08.2010 İ.K

( Bir Yudum Öykü başlıklı yazı İbrahim Kilik tarafından 19.08.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu