Güzel insan Yasemin GÖKSEL
Hanım'ın aziz hatırasına...
Güzel güneşli bir sabah.
Pencereden içeri esen rüzgâr tülleri uçururken fırladım yatağımdan. Bu gün
çoktandır beklediğim bir gün.18 Eylül 2010 cumartesi. Edebiyatsever dostların
aile tadında buluştukları Sen de yaz sitesinin tarihi buluşma günü. Ben öyle
diyorum çünkü bu benim için asla unutmayacağım bir tarih olarak kalacak.
Değerli kalemlerimizin aynı ortamı paylaşarak, sevgi ve saygı dolu buluşması.
Acele ile hazırlanmaya başladım.
Sevgili dostlarımdan ikisi beni almaya geleceklerdi hem de tüm itirazlarıma
rağmen. Aslında teklif karşısında çok mutlu olmuştum, böyle bir davranış bana
göre fedakârca ve gerçek bir dostluk örneği idi. Hâlbuki bunu belki de benim
yıllarımı verdiğim dostlarımdan biri bile yapmazdı. İstanbul trafiğini sabırla
aşarak yaşadığım beldeye gelen iki dostumu da görür görmez tanımıştım. Ne
harika insanlardı ve ne güzel yüreklere sahiptiler. Yine aynı meşakkatli yolu geri
teperek buluşma mekânına doğru yola çıktık.
Heyecandan ağzım kuruyordu ama
bir an önce de tüm dostlarımla gönül gönüle kucaklaşmak için can atıyordum.
Palma Doro diye nezih bir mekânın ikinci katına çıkan merdivenleri tırmanırken
içimde mavi bir okyanusun çılgın dalgaları şahlanmış gibiydi. Kapıda değerli
kurucumuz Adem Baba, Zekeriya Efiloğlu ve sevgili dostum Ebru Nil Us ile
kucaklaşmanın mutluluğu karşılamıştı bizi. Selamlaştıktan sonra gelen dostların
birçoğunu sitedeki resimlerinden tanımıştım. O kadar harika dakikalardı ki
burada anlatmaya yeterli kelime bulmakta zorlanıyorum. Sadece o anı yaşamak
gerek diyorum. Bir yıl boyunca şiirlerini okuduğunuz, eleştirdiğiniz, takdir
ettiğiniz ve merak ettiğiniz kişileri bir arada görmek çok farklı bir
atmosferdi ve hiç bir ana değişilmezdi.
Açılış konuşması sanıyorum biz
trafikten kurtulup gelene kadar bitmişti ama Adem Babam bir kez de bizim için
mikrofonu eline alarak kısa bir ''Hoşgeldiniz''konuşması yaptı. İkramlar,
tanışmalar eşliğinde harika şiir dinletileri ve hatta bir ara mikrofonu eline
geçiren Zekeriya Bey'in ''Şimdi uzaklardasın, gönül hicranla doldu'' şarkısı ve
tüm dostların eşlik etmesi ile harika bir düet olmuştu.
Tanışma sonrasında msn adresleri ve telefon numaralarının birbirlerine verilmesi ve hatta görüşmek üzere evlerimize davet etmelerimiz ile pekişmiş olan dostluklarımız gerçek bir aileye dönüştürmüştü bizleri. Başka bir davete gitmek zorunda oluşum toplantıdan erken ayrılmamı gerektirmişti ama aklım arkadaşlarımda kalarak onlara veda etmiştim. Uzun zamandır yaşadığım en güzel ve anlamlı gündü. Ha, bir de o günü bana anımsatacak iki de güzel kitabın sahibiyim şimdi. Biri Sayın Nejat Gülümser Beyefendi'nin ''Şiiri şiir gibi yazmak'' ve Sayın Zekeriya Efiloğlu'nun ''Aşk(l)a yürümek''. Her iki usta kaleme bir kez daha teşekkür ediyorum.
Benimle birlikte toplantıya katılan kızım, harika insanlarla birlikte geçirdiği günün sarhoşluğunda hâlâ. Orada tanıdığı herkesi dilinden düşürmüyor. Kendisine hediye edilen şiir kitabı da başucuna yerleşti bile. Sanırım o da artık şiir yazmak istiyor.
Bu güzel organizasyonda emeği
geçerek bizleri bir araya getiren sayın yönetici ve kurucularımıza, katılan tüm
dostlarımıza, bizlere o gün hizmetleri ile yardımcı olan Palma Doro
çalışanlarına çok teşekkür ediyorum. Umuyor ve istiyorum ki bir dahaki
buluşmamızda bu defa katılamayan tüm dostlarımızla görüşme imkânını
bulabiliriz.
Yeniden görüşmek ümidi ve baki sevgilerimle...
Yasemin Göksel