Kimler vardı yatsı vakti öfkesine yenilen?
İçi çekilince kaskatı kesilip,çözülerek eriyen,
Mücerret başlarken her can Arz ı endama,
Hangi nasibe meyl ettin ey gönül ki!
Örtmemiş kimsenin daha üryanlığını,
Atlas kumaş,
Üstündeki tırnak izlerinden belli..
 
Öyle bir çember ki, sülbünden çoğalır niceleri,
Kimi doğmadan batar,kiminin geçtiği bir iğne deliği
Bu devranda  öyle ketumdur ki Aşkın gülfemi,
Zerresinde açılır kainatın kapısı,
Öpsede karartır gayrısı, kara taşın  alnını..

 
Kimi, yalana düçar satmış kendini,
Kimi ,menzilsiz yolda kaybetmiş gözünü,
Bu uykuda herkes görürken aynı düşü,
Gölgesinin peşinde gidenler bile,
Cam fanusun ışığından alır nasibini..
 
Bir melanın içine hapset kendini,
Görmeden gez,gündüzsüz gecelerde derya,denizi
O Celalin önünde tüket tüm takâtini,
Aslının haşmetinden sıyrılsın sende ki, sen,
Bir od düşsün ki ,bir O kalsın yanan,
 Savursun Ondan gayrısının küllerini..

Yazan Ümit SEYHAN
( Cam Fanusun Işığı başlıklı yazı Ümit Seyhan tarafından 22.09.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu