On beşinde bir güzele vuruldum,
Beni baharımdan yazımdan etti.
Ona bu gönlümü kalbimi verdim,
Daha saramadan el oldu gitti..

Sevdasıyla yüreğimi dağladım,
Senelerdir arkasından ağladım.
Alların üstüne kara bağladım,
Daha saramadan el oldu gitti..

Kaşaları sürmeli,gözleri ela,
Yar kurban olayım bu nasıl eda.?
Bu nasıl bir ceza verdiğin cana?
Daha saramadan el oldu gitti..

Bakınca yüzünde güller açardı,
Aşkın beni için, için yakardı.
Adımı ayyaşa,berduşa çıkardı
Daha saramadan el oldu gitti..

Gelde bir bak neolur allah aşkına,
Narına yandığımdır döndüm şaşkına.
Hiçmi insafın yok allah aşkına ?
Daha saramadan el oldu gitti..

Yağmur gibi gözümdeki bu yaşlar,
Aktığı yanakta adını yazar.
Hasretin yüreğimde oldu ahızar
Daha saramadan el oldu gitti..

Kıyamazdım gülüm sana bakmaya,
Ne kastın var idi böyle yakmaya ?
Gel artık şimdi mezarımı kazmaya.
Daha saramadan el oldu gitti..

Durak YİĞİT derki, nasıl gülecem,?
Sana kavuşmadan ölüp gidecem.
Bana yar olduğunu nerden bilecem ?
Daha saramadan el oldu gitti..


Durak YİĞİT
2010....KOCAELİ


( Saramadan El Oldu Gitti başlıklı yazı Durak YİĞİT tarafından 25.09.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu