Turana soruları ard arda sorarken aklından geçen isimler,İnci Merve ve çiğdemdi...İnşallah onlardan biri değildir diyordu içinden.Turan henüz cevap vermemişti ki bir yığın polis girdi içeri ,ikisi de kapıyı tutmuştu...İçeriye giren ekip doğrudan Turanın bulunduğu nöbetçi kulubesine girmiş,
-Nöbetçi sen misin...
-Evet,benim buyurun ne istiyorsunuz...
-Bize yurtta kalan herkesin listesini getir hemen...
-Tamam getireyim de,hayırdır ne oldu ki...
-Kardeşim denileni yap,bu yurtta kalan şu öğrencileri alacağız,listeyi Turana uzatmıştı,polis.Başta ozanın ismi vardı.Ozanın yüzüne baktı, işaret etti Turan gitmesi için...Ozan ters bir şeyler olduğunu anlamıştı ve Hemen İlyasın odasına çıktı...Çünkü biliyordu ki bu tutuklama olayı kızlarla ilgiliydi ve kendilerine bulaşacaktı...İlyasa kısaca durumu anlattı ve derhal yurttan uzaklaşmamız gerek dedi.İlyas soğukkanlıydı.
-Dur hele gardaş,niye kaçalım suçlu gibi...İyisi mi bekleyelim polisi gelsin,anlayalım...Çok çok birkaç gün içerde tutarlar.Merak etme.demiş ve ozanı sakinleştirmişti...
Henüz konuşmaları bitmeden iki polis içeri girdi,asabi ve sert,
-iLYAS HANGİNİZ
iLYAS GAYET SAKİN,
-Buyurun benim,hayırdır niye arıyorsunuz...
-Tutuklusunuz,bizimle geleceksiniz.
-Yahu polis gardaş,geleyim gelmesine de niye tutuklanıyorum,onu da bilmek hakkım herhalde...Polis öfkeli,
-Kardeşim,bize verilen emir bu...karakola gidince neden tutuklandığını öğrenirsin...
İlyas polislerden bir şey öğrenemeyeceğini kabullenmiş,eline kelepçeyi takan polislerin önünde yürürken,polisler Ozanın odasına yönelmişti.İçerde kimse yoktu çünkü ozan İlyasın odasında kalmıştı.Olayı anlamaya çalışıyordu hala...
Ozanın eşyalarını karıştırdı polislerden biri ve,
-Kaçmış,uyanık...dedi.İlyas kızmıştı.
-Kimi arıyorsunuz kardeşim,Ozanı mı...gülmüştü sinirden...
-Ne gülüyorsun dedi polislerden biri...
-Ne kaçması kardeşim,Ozan az önce benim yanımdaki arkadaştı.
-Niye söylemedin o zaman...
-Sordunuz mu ki söyleyim.Geri döndüler ,Ozan olduğu yerde oturuyordu.Geri geldiklerini görünce güldü,
-Beni mi arıyordunuz beyler dedi ve ellerini uzattı.
Bu tutuklama olayı sabaha kadar sürmüş,Alparslandan başlayarak TÜRKÇÜLÜK HAREKETİNİN tüm kadrosunu kızlı erkekli tutuklamışlardı..
 
Toparlananları,ikişerli,üçerli hücrelere koyuyorlar...İlyas,ozan,Alparslan aynı hücrede,kızlar ayrı hücrelere...Henüz daha ne olduğunu anlamamışlar,anlamaya çalışıyorlar,biraz da şaşkınlık var üzerlerinde...
Alparslan hiçbir şey olmamış gibi soğukkanlı,İlyas öfkeden kuduruyor çaresiz.Ozan suskun...Ozan sonunda dayanamadı içinde bulundukları halin gizemine patladı,
-Alp dede,nedir bu hal bir bilgin var mı ?Niye aldılar bizi içeri ?
-Niye olsun,Türk olmamız yetiyor herhalde.dedi İlyas.Lan bu vatan bizim mi elin gavurunun mu anlamadım gitti,kimin tavuğuna kış dedik.Vatanın bekası için değil miydi kavgamız...Şu halimize bak...
-Sinirlerine hakim ol İlyas gardaş,adamların istediği de bizim sinirlenip,öfkelenip hata yapmamız,sakin olun...dedi alp dede.Tutuklandıktan sonra ilk kez konuşuyordu hep susan şarkılar mırıldanan Alparslan.Konuşmuştu içinde bulundukları durumun vehametini görüp...
-Birazdan sorguya alırlar,aman ha ağzınızdan dava ya da onu çağrıştıracak kelimeler kaçırmayın...sadece arkadaşız.Dahası benim son sınıfta olmam sizlerin birinci sı8nıf ikinci sınıf olmanız da sorulabilir,nasıl arkadaşlık diye...Yurttan tanıştığımızı,abilik yaptığımı vs söylersiniz...sakın ha Türkçülükten bahsetmeyin.Bunlar yeni bir 1944 olayı yaratmaya çalışıyorlar...Belki de rahmetli Başbuğ ve Atsız hocam gibi eziyet edecekler, işkence yapacaklar.Sakın olaki ağzınızdan davayla ilgili tek kelime etmeyin,bu alehinize ,alehimize kullanılır....Ha şunu da bilkin ki polislerin en büyük silahı bizi birbirimizer düşürüp kullanmaya çalışabilirler buna alet olmayın...Alparslan uzun uzun duruş ve pozisyon hakkında bilgiler verdi...
Birkaç kez ihtiyaç ve yemek için polisler hücreye gelmiş ama ketumdular...Hiçbirşey söylemiyorlardı,tutuklanmalarıyla ilgili...Niçin getirildiklerini de henüz öğrenememişlerdi,asıl can sıkıcı olan da buydu.Akşama kadar gelen giden olmadı,bir sinir harbi uygulanıyordu sanki...
Nihayet sabah olmuştu,iki polis göründü kapıda,demir kapının gıcırdayarak sinir bozucu sesiyle açıldı nezarethanenin kapısı...
-Alparslan Oranlı,iki adım öne çık diyordu polisin biri...Alparslan iteat etti bu söze ve ellerini uzarttı.Kelepçe vurup götürdüler onu...İlyasla ozanın şaşkın bakışları arasında...Giderken bile sakin olun diye Alparslan uyardı onları...
Alparslan şimdi emniyetin sorgu odasındaydı...Bir sigara istedi polislerden,polis sigarayı verip yaktı hem ve alparslanın gözünün içine bakarak...
-Alparslan Oranlı,Denizli Çan doğumlu,Namı değer reis ya da Alp dede,tanıdın mı beni...derken pispis sırıtıyordu...Alparslan gülerek,
-Hıı ,tanıdım takipçim,acemi polis...Bu acemi sözcüğü diğer polisi güldürürken sorgucuyu kızdırmıştı anlaşılan...Bir tekme attı alparslanın oturduğu sandalyeye,öfkesini ,kızgınlığını göstermek istercesine...

( Katil .... 18 başlıklı yazı Lütuf VELİ tarafından 4.10.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu