İnsan eğer kendini sevdirmek istiyorsa önce kendini sevmesini bilmeli. Kendini seven insanları da sever. Tüm canlıları sever. Bütün yaratılanları sever. Hele yüreğinde Allah korkusu var ise sevmekten kendini alamaz.
 
Her zaman söylüyoruz sevmek nedir ? İnsan oğlu nasıl mutlu olmalı ? Sevmeyi, mutluluğu nasıl yakalamalı ? Çoğu insanımıza bu sorular çok zor gelebilir. Ben inanıyorum ki herkesin yüreğinde hep huzurlu bir ortam bulmak. Sevmek ve sevilmek ister.
 
Sevgiden yoksun olan, sevgiden nasibini alamayan ya da sevgiyi bulmada zorlanan insanlar genellikle çevresinin olumsuz baskısı yüzünden yüreklerini körletmeye terk eden insanlardır. Zorluğa gelemiyen. Tatlı ile acının ne olduğunu bilmeyen insanlardır. Kısacası bu hayatta her şeyin olabileceğini düşünen insan mutlu olmasını aramasını bilen insandır. 
 
Ne yapmalı ki her zaman mutlu olmayı başarmalı. Aslında işin özünde hayat gerçeğini bilmekten kaynaklanmaktadır. Bir de kendi durumunuzu karşınızda ki kişiler ile birlikte paylaşmak gerekiyor. Konuşmak gerekiyor. Karşınızda ki kişi sizi anladığında o kadar rahatlayıp "Allah senden razı olsun" diyerek onun yüreğine su serpmeyi bilmelisiniz. Her zaman karşınızda ki kişiye değer verdiğinizi hissettirmelisiniz.
 
Akşam yemeği hazır. Evde bulunan herkesin eve gelmesi bekleniyor. Bir kişi eksik ya da birazcık geç gelecek. Diğer fertler bilerek ve sebrederek gelecek kişi bekleniyor. Yer sofrası hazır. Kapı zili çalar. Beklenen gelir. İçeri girer girmez "Siz hala beni mi bekliyorsunuz, başlasanıza yemeğinize" Bu söze karşılık "Olur mu kızım sensiz boğazımdan nasıl ekmek geçer, hadi çabuk ol" Daha üstünü değiştirmeden bu lafa karşılık "Ah benim babam" der yanına gelerek yanaklarından ısırırcasına öper.
 
Birlikte yemek yerken "kızım bu günün nasıl geçti" der demez zaten anlatacakları hazırdır. "babam benim bu gün okulda acaip bir şey oldu" ya da "baba bizim Kamil var ya bizi yine güldürmekten kırdı geçirdi" Heyecanlı bir şekilde başlar anlatmaya. "Kızım biraz yavaş ol, sakin bir şekilde anlat, yoksa genizine ekmek kaçacak" derken diğerlerini de boş bırakmayacaksın. Birlikte muhabbetle yemekler yenir, hemen peşinden çay faslı ile muhabbete devam edilir. Günlük olup bitenler anlatıldıktan sonra. "bebeklerim bir sorununuz veya ihtiyacınız var mı" dediğim zaman "Seni gidi babacık yine maç var değil mi"
 
Böyle muhabbetler olduğu zaman o evde hiç bir sorun kalır mı ? Kalmaz tabii ki. Hele bir de evden çıkarken yanına çağırır kapı eşiğinde "gelin bakayım babanız sizi öpmeden gitmek istemiyor" Gönül rahatlığı ile haydi doğru maç seyretmeye.
 
Evde ki bu ayarı vermek genelde hep bana düşüyor. Kimsenin yüreğinde ufacık da olsa bir burukluk kalmasın. Herkes söyleyeceğini söylesin. Bir de arada sırada analarının üzerine çullandırır hep birlikte analarının yanaklarından, gözlerinden öptürürüm.
 
Bunları yapmak veya yaptırmak bizim elimizde. Bazen bakıyorum küçük kızım kaşlarını çatmış, yine olmadık bir şeye canı sıkılmış, kafasında çözümünü bulamamış, mutlaka benim "ne o kız karadenizde gemilerin mi battı" dediğimde, o karamuk surat gülümsemeye geçer "baba ya yok bir şey" dese de "var var, hadi anlat bakalım babasının kızı" başlar yavaş yavaş anlatmaya. Çocukların mutlaka bir şeylere canı sıkılmış olabilir. Çünkü yaş itibarı ile çok basit konuları da kafalarında sorun yapabilirler. Çocuğunuza sormazsanız, ya da sorma şekliniz güzel olmazsa nasıl cevap alacaksınız.
 
Mutlu olmanın sırrını anladınımız mı ? Susmayacaksınız, ortalığı şenlendirmek için atılım yapmaya başlayın. Önce sevgiliden başlayın. Sırasıyla tüm sevdiklerinize pozitif enerjiyi verin. Yoksa hayatınız boyunca mutlu olamazsınız.
 
Haydi gülümseyin. En azından tebessüm edin.
 
08.10.2010
( 318- Haydi Gülümsemeye Başlayın başlıklı yazı Necmi Yaprak tarafından 8.10.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu