Her gelen bir parmak atsa balına,
Ağzını şaplatıp, yalar sa yandık.
Boynundan tutupta çök se dalına,
Saçlarını bir bir yolar sa yandık.

Geçen zamanlarda ne günler gördük;
Bari gösterecek gün olsa derdik.
Zalimin eline mazbata verdik,
Hışımla harime dalar sa yandık.

Kalbimiz yokuşlu yolda teklerken,
Hayat bize onca yükü yüklerken,
Ruhumuz a temiz hava beklerken,
Ciğerlere zehir dolar sa yandık.

Yandık ki, ne yanma? Sakın aldanma,
Yanmak şart ise, bu ateşte yanma.
Çalıyı dolan da, ite dolanma,
Boşaltıp zinciri salar sa yandık.

Figanda görünce,  şeyda bülbülü,
Sandım ki bağında gülleri ölü.
Kalbimizde açan sevdanın gülü,
Durmuşoğlum birden, solar sa yandık.

Hüseyin Durmuş.

( Yandık başlıklı yazı Hüseyin Durmuş tarafından 10.10.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu