Artık, vefa semtinden  ne bir ses ne bir seda.

Şimdi   tüm  şarkıların nakaratı elveda.

Hüzün yağmur misali yere inen sağanak.

Yârin dudağında kor bende yangındır veda.

 

Bilmem ki bu tavırlar naz mıdır  eda mıdır?

Cefa dağından esen rüzgâr  elveda mıdır?

Seherlerde bülbülün feryadı her dem gülden.

Bülbülü dertli kılan gül tonlu  seda mıdır?

 

Soru içinde soru gönlün özünde ateş.

Bir gün vefa semtinden doğsa beklenen güneş.

Veda yangınlarından kalan külüm savrulur.

Bu sineyi  yandıran ahuya cerene eş.

 

Eyvah, vefa semtinde vefasızlar mukimdir!

Vefalı  vefasızın adı dudakta imdir.

Ve artık  şarkıların nakaratı elveda.

Mevsim yârin  bırakıp da gittiği mevsimdir.

 

Alnımdaki ateşi vuslat busesiyle al.

Vedaı ertele yâr  yanımda ebedi kal.

Vefa’ya  kur otağı  en güzel sakini ol.

İşte aşk efsanesi işte en güzel masal.

Ankara,18.10.2010 İ.K

 

 

( Vefa Ve Elveda başlıklı yazı İbrahim Kilik tarafından 18.10.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu