İster istemez bazı eski dostları anmaktan duramıyor insan. Hayat şartları veya nedenini bilmediğimiz durumlardan dolayı o eski dostları arayıp soramıyoruz. Ne zaman rastgele karşımıza çıktığında da ne yapacağımızı şaşırıyoruz.
 
Yıllar yıpratmaya başladıkça yaşlarımızı geçmiş anılar daha da sıklaşıyor gözlerimizin önünde. Ah ulan Kemal, Hakkı kardeşim, Hasan sadıç, deli Hamit nerelerdesin. gençliğimizde olur olmaz işler yapmadık mı ? Hiç aklınıza gelmiyor mu ? 
 
Yaşanmış anılardan en kötüleri bile aranıyor. Kavga ettiğiniz insanlar. Sevda uğruna kaç kez darbe yeseniz de yine görmek istiyorsunuz. Bir yerlerde kırık döküntüler kalmış olsa da. Hele o anıların yaşandığı yerlere gittiğiniz de gözlerin eski dostları arıyor. Kimseyi göremediğinizde kızarsınız kendinize.
 
Hangi çağda yaşıyorsun. Bir cep telefonunu bile bilmiyorsun. Şunu arayıp bulsam mı ? Aşağı yukarı volta atarsın. Arayıp aramamakta kararsızlığa düşüyorsun. Ulan arkadaş olsan bu zamana kadar arayıp bulurdu seni. Hep sen mi arayıp bulacaksın. Boşver şöyle otur çimenlerin üzerine. Seyret yoldan gelip geçenleri.
 
Bir zamanlar bu yollarda biz gezerdik. Bu yollar dillense de anlatsa başından geçenleri. Belki de üzerinde dolaşan en dertli dörtlü bizdik. Bütün köylü şahittir. Çoğu da itiraf eder. Bu yollar bir daha sizin gibisini görmez. Şimdiki gençler bırak yürümeyi, hiç bir şeyi beceremiyorlar. Bu köy sizin gençliğinizde çok şey öğrendi. Sizin her şeyiniz güzeldi.
 
Böyle güzel sözler duydum mu yüreğim ferahlanır. Nedir bu kadar çok şeyin değiştiği. Neden bu yollarda yürüyenler bizim gibi değiller. Dayanamam sorarım.
 
--Ahmet abi nedir senin bu dillerini güzel konuşturan
--Ulen Necmi bilmezmiş gibi konuşuyorsun
--Gerçekten değişen bir şeyler var bu köyde
--Ah Aaaah çok değişti be sizin kavgalarınız bile güzeldi daha ne diyeyim
--Anlaşıldı Ahmet abi senin derdin çok ama bir türlü anlatmayacaksın
--Köye girerken çam ağaçlığını gördün mü
--Bizim zamanımız da yoktu
--Keşke öğle kalsaydı, her yanı açık
--Ağaçlık olması daha iyi değil mi
--Ağaçlık olması iyi de bazı çirkinlikleri kapatıyor
--Nasıl yani
--Yahu Necmi beni açık açık konuşturma
--Tamam tamam kızma
 
Anlamıştım anlayacağımı. Bu defa yüreğim gerçekten sızlanmaya başladı. Tekrar döndüm Ahmet abiye
 
--Hasan'ı, Hakkı'yı arayıp çağırayım mı
--Ne güzel olurdu, çalar söylerdiniz, biz de dinlerdik
 
Esas burada değişen çok önemli bir konu var. Biz gençliğimizi yaşadık. Bir sürü sevdalık ettik. Sevdalarımızla yollarda birlikte volta attık. Çimenlerin üzerinde oturduk. Muhabbetler ettik. Ama hiç birimiz birimize kötü niyetle bakmadık. Yar diye bakıştığımız belki nasip olmaz diye ellerini bile tutmazık. Yanyana yürürken bile aramızda mesafe bırakırdık. Herkesin gözü önünde arkadaşlarla birlikte yürürdük. Şimdi böyle değilmiş.
 
Ahmet abiyi mi kıracağım. Cepten Hasan'ı aradım.
 
--Hasan ben köydeyim, sen nerdesin
--Yapma be ya şu an Manisa'ya doğru gidiyorum
--Neyse daha sonra görüşürüz
 
Aklımızdan geçen hayalimiz yine olmayacak üzüntüsü ile söndüm Ahmet abiye
 
--Ahmet abi bu iş yattı
--Hayırdır Necmi
--Biliyorsun Hasan şoförlük yapıyor, şu an işi varmış 
--Hakkı ne yapıyor peki
--O da Mustafakemalpaşa da tabelacı dükkanı var
--Tüh be, sahi halen o kırık sazı duruyor mu
--Durmaz mı 
 
Ben anlamıştım anlayacağımı ama şimdiki gençler nasıl anlayacak böyle aşkları. Kimsenin tavuğuna bile kış demezdik. Ama bir yerde haksızlık gördük mü gözümüzü karartır kavgaysa kavga yapardık. Şimdi bu kavga ettiklerimizle bile samimi arkadaşız.
 
--Ah be Ahmet abi şimdi o ortamları istesek te bir araya getiremiyoruz
--Olsun be seni gördüm ya, elbet bir gün onları da görürüm
 
Demek ki hiç bir zaman hiç bir şey eskisi gibi olmuyor. Eskiler de bir araya gelemiyor. İnanmazsınız ama köyden çıkalı. Bu üçlü bir daha bir araya gelemedi. 19.Ekim 1986 günü evlendiğim tarihten beri. O günün akşamı en son eylencemiz idi.
 
 
20.10.2010
 
     
( 334- Köyde Sevdalar Bile Değişmiş başlıklı yazı Necmi Yaprak tarafından 20.10.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu