Bir gün, billûrdan bir düş gördüm. Ayın koynunda, mercan ve kristal bir gülüş uyuyordu. Öylesine albenili öylesine gizemli. Ben uyandırmaya kıyamazken, tatlı bir esinti uyandırdı gülüşü. Gülüş, henüz uyku mahmurluğundayken yanağına bir çiy damlası düştü. Ateş, vuruldu çiy damlasına gece gündüz yanıp tutuştu…
Uyku mahmuru gülüş,ateşin harıyla billûrdan bir bakış oldu. Semaverin nefesi, demliğin derununa işledi. Tariflere sığmaz güzellikler damıtıldı bu has rüyada. Bir kenarda şaşkın ve hayran olanları izlerken, mercan tenli ; gül nefesli bir peri gülümsedi bana. Aya bu kim diye sordum. Ay iç geçirip “çay” dedi. Sonra gizemli bir sükûta büründü… Demlik, divane bir derviş misali inleyen semaverle hem dem ; aydaki bu sükûta hayret makamındaydı.
Gördüğüm düş, gönlüme gamzelerinde çiy damlası dinlenen gül nefesli perinin hayalini düşürdü. Billûr bakışlara takılan aklıma da çaya şiir yazmak düştü. O andan sonra, kalem ve kâğıdın ünsiyetinden çaya muhabbet tezahür etti dem dem.
Buğusu üstünde tüten her bardak, isli bir çaydanlık, bir bakır semaver çaylı mısraların yolunu açtı. Katre katre döküldü sözcükler. Kâh demlik güzeli dedik, kâh buğu nefesli. İnce belli bardaklarda incelen hayal güzeline birkaç mısra yazmayı karınca kaderince borç bildik, vazife edindik.
Muhayyilemizde bazen baharın erguvan bakışlısı ,bazen gecenin Leyla’sı oldu çay. Zaman zaman da sevgilinin yanağındaki çiy damlasıydı. Dahası damağımızda ve dimağımızda tat bırakan güzellik.
Bir bakıma, çaya şiir yazmaya kendimizi mecbur hissettik. Sevgiliyi gücendirmedik . Ve dahi gördüğümüz düşü hayra yoralım istedik…
Ankara,25.10.2010 İ.K
Çaya Şiir
Bulutlardan sızıp gelmiş ince düşün ince kızı.
Rengi yakut yahut mercan kâh gurup vakti kırmızı.
Dolunayın suretinde hâle misali gülümser.
Acısıyla anı bende yârden andaç olan sızı.
Bardağımda gülümseyen eşsiz kokulu fesleğen.
Buğu buğu sıcak sıcak önünde demlik baş eğen.
Hiçten saadete kapı tevazudan esinlenen.
Bulutlardan inip sonra tekrar bulutlara değen.
Adı çaydır sureti ay sevgiliyle sevgili say.
Gül misalin ellerinden suya sızan zor ve kolay.
Acısında ayrı gizem yâr eliyle sineye em.
Yudum yudum cana merhem aydan yansıyan has dolay.
Bu şiiri çaya yazdım bir sureti aya yazdım.
Bazen eyyamı bahurdum bazen deliksiz ayazdım.
Gül emsalin nefesiyle dem dem şıngırtı sesiyle.
Uykusuz geceler boyu iğne ile kuyu kazdım.
Gül dudakta buse oldu günle doğup gülle soldu.
Özündeki bin bir ıtır gül damlasına sır oldu.
Buğulandı bulut bulut su özünde açan umut.
Albenisini kıskanıp periler saçların yoldu.
Ankara,26.10.2010 İ.K