Elli yıldır yandı yüreğim sana.

Hasretten kavruldum, nuruna geldim.

Mahşer de şefaat et naçar bana.

Poyrazda savruldum, suruna geldim.
 

Yolundan sapıtan bizler perişan.

Pek yok sünnetinde hızla yarışan.

İnşallah Kevser’e olur erişen.

Cahilce yoruldum, varına geldim.
 

Gezdiğin Medine, şifadır tozu.

Tadımız kalmadı, çok yedik tuzu.

Tam parçaladılar, vurdular kozu.

Aşkınla dirildim, yerine geldim.
 

Tavuğu verdiler, aldılar kazı.

Karşımıza geçip çaldılar sazı.

Hal yok Müslüman’da dizleri sızı.

Kinimle örüldüm narına geldim.
 

Günlük geçim derdi, aynı oyunlar.

Kâfir çoban oldu, bizde koyunlar.

Secdeyi unuttu kalın boyunlar.

Yüzüm yok dürüldüm, harına geldim.
 

            Kutlamak isterdim, doğum gününü.

            Haykırabilseydim, dört yön ününü.

            Öpseydim giydiğin nalın gönünü.

            Çarmıha gerildim, koruna geldim.
 

Sahte fetvacılar fazla azıttı.

Ümmetin saçlandı, kâfir kazıttı.

Miskin Dursunî’yim, sanmam yazıttı.

Geceye karıldım, ferine geldim.

 

Dursun Yeşil –2008

 

( Nuruna Geldim başlıklı yazı dursun-yesil tarafından 31.10.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu