İkinci baharın açan gülüsün,

Yürekten kokmazsam o zaman konuş.

Bence sen bir oğul Azer balısın,

Petekten sıkmazsam o zaman konuş.

 

Senle kalan ömrüm bahar geçmeli,

Dikenli çalıyı kesip biçmeli,

Sevdiğim uğruma zehir içmeli,

Beynimi çakmazsam o zaman konuş.

 

Sen beni kırmızı gülden saymışsın,

Üç günlük ömürle vade koymuşsun,

Zaten yaşamaktan bıkıp doymuşsun,

Mazini yıkmazsam o zaman konuş.

 

Hayatın çemberi her yöne döner,

Yalan söz üstünde hayaller söner,

Yürek sancılarım seninle diner,

Hesaba çıkmazsam o zaman konuş.

 

Senin bir damlacık gözün yaşına,

Ok olup bağrımı yaran kaşına,

Yavan pişirdiğin tuzsuz aşına,

Dünyayı yakmazsam o zaman konuş.

 

Dönüşü olmayan tek yön yoldayız.

İçini gösteren eski çuldayız,

Mektuptan sökülmüş yırtık puldayız.

Halinle bakmazsam o zaman konuş.

 

Sen uzanmış yeşil zeytin dalısın,

Gönlüme döşenmiş narin halısın,

Ben gibi kötüyü seven delisin,

Derene akmazsam o zaman konuş.
 

İtilip kakılmak olmuş geçmişin,

Hep zemzem yerine zehir içmişin,

Feleğin çarkına öksüz düşmüşün,

Çomaklar sokmazsam o zaman konuş.

 

Kaderlerimiz hep aynı çizilmiş.

Engeller düzenli konup dizilmiş.

Bu hayatlara çok türkü yazılmış.

Yolunda sekmezsem o zaman konuş.

 

Tırnağına allı dünya değişmem,

Sözümün ardında durur, eğişmem,

Haklı olmadığım zaman dövüşmem,

Zalimi tıkmazsam o zaman konuş.

 

Dünyayı dar eden eşin dostuna,

Herkes kurban olsun eski postuna,

Tepeden tırnağa yeni kostüme,

Giydirip, takmazsam o zaman konuş.

 

Benim için akan zerre terine,

Gün gelir ölmezsem senin yerine,

Görünce koşmazsam zayıf ferine,

Sevgiyi ekmezsem o zaman konuş.

 

Kalbini kıracak sivri sözleri,

            Geçit vermeyecek zorlu dizleri,

            Sana yan bakacak şaşı gözleri,

            Kökünden sökmezsem o zaman konuş.

 

İste yeter ki bir eline ayı,

Düşmanın için bir eline yayı,

Aşkından sarhoşken sayamam sayı,

Bilekler bükmezsem o zaman konuş.

 

 

Bin parça ciğerim sen toplar mısın?

Bana diken batsa sen hoplar mısın?

Dermansız derdimde sen haplar mısın?

Şifayla kalkmazsam o zaman konuş.

 

Sevginle dönüştüm şaşırmış kula,

Sökük parçalarım yeniden ula,

Beni pişman etme yürekten sula,

Aşkınla kokmazsam o zaman konuş.

 

Yazıp söylediğim palavra sanma,

Hakkımda denene -sakın ha- kanma,

Vazgeçip de kendi kendine yanma,

Hep ışık yakmazsam o zaman konuş.

 

Karanlık hülyamın ışığı oldun,

Uykusuz gecemin düşüne doldun,

Sonunda gönlüne göre kul buldun,

Mezardan kalkmazsam o zaman konuş.

 

Senin saflığını çok seviyorum.

Hemen kavuşmaya hep eviyorum.

Sensiz sofra; demsiz çay geviyorum.

Kendimi yakmazsam o zaman konuş.

 

Verdiğin sözlerde her an durmazsan,

Unuttuğum zaman kulak burmazsan,

İstenen hedefi çekip vurmazsan,

Kapıya dikmezsem o zaman konuş.

 

Cahil bırakılmış büyük âlimsin,

Gönül çadırımda hâkim, valimsin,

Dursunî yabancı değil, halimsin,

İçimi dökmezsem o zaman konuş.

 

Dursun Yeşil –2008

( O Zaman Konuş başlıklı yazı dursun-yesil tarafından 1.11.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu