Oysa evvelden mutluydum ufacık dünyamda
Sinemin kapısını araladın, pencerelerini kapadın
Tuttuğun pamuk ellerime bir avuç kül müydü koyacağın
Keşkeler mi düşecekti güncemize
Bu kayboluşlar neyin nesi?
Ah can çiçeğim hatırlar mısın?
Biz muhabbete dalınca dans ederdi yıldızlar
Biz gülüşünce mavisini boyanırdı kâinat
Biz sevişince yeşilini çarşaflanırdı tabiat
Geceler süslenir, seher ak duvağını giyinirdi
Renklerimizi nasıl kıyıp idam ettin
Ben senin nazlı ceylanın değil miyim?
Ah sevdiğim
Sana en yüce tepelerden billur sözcükler ithaf ederdim
Beyaz çehrene azametli, berrak nağmeler sürerdim
Hangi sebebe itibar ederek şanımızı zirvelerden intihara ittin
Nasıl bir yaman mazeretin icabıdır haricine yığılmak
Bu kaçışlar neyin gizi?
En sevimli harflerim gizlediğim isminde bulunurdu.
Dilimden sildin adını, lâkırdısız sırra kadem basarak
Beşi bir yerde çözüldü, düştü koynumdan
Elimde kaldı yirmi dört karakter, tümcelerin boynu bükük
Ah kalbimde saklı kaçak kahraman
Kuşkuların darağacında sallanıyor onurum
İnadın pençesine takılmış olsa da gururum
Ne eylesen, bet cümle demem ardından
Dudak payına son söz; seni seviyorum
Nazlı TOLUN