Sonbaharda solup düşen yaprak misali,solmuşuz hayatımızın baharında.Yaz mevsiminde yazı yaz gibi yaşayıp,kalkmak,dirilmek varken,kış uykusuna yatar gibi yatmışız üstümüzde gaflet yorganıyla.Birileri bize aktif olmayı,devrimler başlatmayı,nice sonsuz birikimler yapmayı çok görmüş,bizi hep hayatın soğuk ve donuk köşelerine atmaya çalışmışlardır.
Aslında bunu becermişlerdirde!Çünkü Fatih’in yaşında bırak İstanbul’u fethetmeyi,daha yürek devletimizi kuramamışız.Birilerine söz geçirmek varken,hep birilerinin emrinde yaşamışız.Yürek deryamızın korsanları bize en büyük darbeyi de vurdular ve yürek devletimize saldırdılar.Ama biz onların saldırısını değil saldırı yaramıza derman saymışız.Ve saldırıya gelenlere ; “Hoş sefa geldin”deyip baş köşeye buyur etmişiz.
Zaten yürek gitti mi her şey gitti sayılır.Çünkü her şey yürekte başlayıp,yürekte bitiyor.Mustafa islamoğlu’nun söylediği gibi;Yürekte derman tükenmeden,dizde derman tükenmez.
Onlar bizden Namaz’ımızı bırakmamızı istemiyorlar.Çünkü bunu isteselerde beceremezler.Ama onlar Namazı zayi etmemizi istediler.İsterken de öyle bir ûslub kullandılar ki bizi çok düşündüklerinden istiyorlar sandık.Namazımızın içini boşaltamızı istediler.Bizde şurasından,burasından kısalımderken içini boşalttırdılar.Geriye sadece kabuğu olan hareketler kaldı.
Onlar imanımızı terketmemizi istemiyorlar.İmanımızın bize kazandırdığı güçleri,manevi zenginliklerimizi yok etmeye çalışıyorlar.Zaten imanın değeri bu değil mi?Daha nice şeylerimizi çaldılar bizden.
En değerli sermayemiz olan zamanımızı gaflet ve boşluk denizine attılar.Biz onu aramaya çalıştıysakta bir daha bulamadık.
Yürek korsanları yaratılış gayemiz olan sevgi’ye de el attılar.Vedûd olan Rabbimiz’in bize,doğal has olarak verdiği sevgimizi de zayi ettiler.Tutkuları aşk diyerek insanlığa sundular.Sunmakla da kalmadı,salgın hastalık gibi insanlığa bulaştırdılar.Hâlende bulaştırmaya devam ediyorlar.Biz bir inkılap gerçekleştirinceye yeni bir devrim başlatıncaya kadar da bulaştırmaya devam edeceklerdir.
Biz senelerce uyumuşuz,uyumuşuz.Daha doğrusu uyutulmuşuz.Çalışacağımız yerde boş durmuş,yorulmadan aşacağımız dağlar varken,daha düz yollarda yorulmuşuz.Her ne kadar yüreklerimiz FETRET DEVRİ yaşadıysa da,artık dirilme,yücelme,yükselme devri.Önümüzde örülmüş nefis duvarını LA İLAHE İLLALLAH diyerek yıkma zamanı.Tevbeylede yüreğimizdeki korsanları kovup,yerine VAHİY gibi güçlü bir meta’yı yerleştirme zamanı.ŞİMDİ EY İNANALAR!ZAMANINIZ,FETHİNİZ MÜBAREK OLSUN…
HACER USLU