yıllar öncesinden görevimin ilk yıllarında bana verilmiş bir hatırat sizlerle paylaşmak istedim.bunları yazan genç kız yıllar öncesi,hayata veda etti ben inanıyorum ki bu genç kızımız bana her gün yıldızlardan gülümsüyor;
bir akşam nöbetimi devralmış hastalarımı dolaşıyordum,
şakalaşıyor onları gülümsetmeye çalışıyordum,
işim bitince nöbet odama çekilip çayımı demledim kitabımı elime aldım,
sakin bir gece olacak dedim kendi, kendime.....
bir ara koridorda bir çığlık sesiyle irkilerek yerimden fırladım
bir kadın, dizlerini döverek yetiş hemşeri hanım ne olur gızıma bir şey olvedi,
anayamadım.
bir köylü kadını, tertemiz bir ananın yüreği çırpınıyordu
ona susmasını söyledim kızın odasına girdim,
nefes alamıyor çırpınıyordu şuuru kaybolmuş kendinde değildi.
doktoru aradım, bende kızı rahatlatmaya çalışıyorum,
bu arada oksijen veriyorum az sonra doktor koşarak geldi.
durumu görünce solunum yetmezliği, hemen ameliyathaneyi hazırlayın
koşuşturmaca başladı…
bu arada size bu genç kızın adını da söylemekte bir mahzur görmüyorum.
adı deniz, can denizi ameliyata aldık ve beklemeye başladık,
anneyi yanıma alarak odama götürdüm onu sürekli kontrol ediyor,
teselli veriyordum.
bir bardak çay verdim eline, sıkıntılıydı ,
dua et dedim , annelerin duası meleklerin duası gibidir .hemen yerine ulaşır niyetim onu sakinleştirip hikayeyi öğrenmekti.
istediğim oldu sordum anneye ne oldu da deniz böyle yaralandı diye,
anlatmaya başladı o güzel anadolu şivesiyle,
onu dinliyordum o anlattıkça içimin acımaya başladığını hissediyor ve belli etmemeye çalışıyordum.
hikaye şöyle; deniz üniversitede okuyor ikici sınıf siyasal bilimlerde, bir erkek arkadaşı varmış isimleri aynı,