Memed
Sanırım yaşı yirmisini aşmıyordu, hiç sesini çıkarmıyor ne iş versen itiraz etmeden yapıyordu. Ne çalışkan bir genç dedim, hele biraz daha izleyeyim diye içimden geçirdim.
Ayağında ki pantolon, bırakın ütüyü, kaç yerinden yama yapılmış, saçları kulak üzerinde, boyu kısaya yakın, sanki sakalları var gibi, kirli sakala benziyordu. Bayağı çelimsiz bir erkek evladı görünümündeydi.
Benim dükkânım da sebze halindeydi her sabah, sabah namazından çıktığım gibi dükkânın yolunu tutardım, kahvaltımı da dükkânda yapardım.
Sordum soruşturdum hamallık yapan elemanlara onların da söylediği abi yeni geldi çok sessiz iş yapmaktan yorulmuyor veya yorulmamış gibi çalışıyor, Diyarbakır’dan gelmiş, durumları iyi olmadığından çalışmaya gelmiş İstanbul’a, adı da memetmiş.
İzliyorum memed”i, memed”in çok tedirgin olduğunu görüyorum. Her ne hareket yapsa arkasına bakıyordu, bir tavşan ürkekliği vardı üzerinde.
Yaklaşık bir ay sonraydı, Memed”i yanıma çağırdım, oğlum dedim çalışmak istersen gel benim dükkânımda çalış, yatacak yerin de yokmuş, dükkânda yatarsın dedim.
Memet, yok amca sağ ol dedi,
Memed”in sesinde bir tuhaflık sezdim ama pek de ihtimal vermedim, kendi kendime yok ya olur mu dedim.
Hayır, hayır olmaz, dedim, buna rağmen içimde bir kuşku vardı.
Madem kalacak yerin var, o zaman öğleleri gel bizim elemanlarla yemek ye dedim. Zorla kabul ettirdim.
Memet bir gün kaldırdığı sebze kasasının ağırlığına dayanamadı ve olduğu yere çöktü, elemanlar yetiştiler Memed”in elinden tutup kaldırmaya bir türlü kalkamadı, biraz dinlendikten sonra, belini tuta tuta kalkıp yürüdü ve gitti.
Bir daha da Memed”ten haber alamadım, iki gün öncesine kadar, iki gün önceydi, televizyon izliyordum, bir kaza haberi vardı, dolmuş yolda dalgın yürüyen bir gence çarpmış, bir de baktım ki bizim Memet. Acilen hastaneye kaldırmışlar, atladım arabaya hemen hastaneye vardım, trafik kazasında yaralanan Memet adında bir gence bakıyorum dedim.
Hastane görevlileri Memed adında bir kazazedenin olmadığını söylediler. Yahu dedim saat on birde olan kazada yaralanan genci buraya getirmişler diye haberlerde dinledim, yalan mı söylediler.
Görevli kayıtlara baktı,
Döndü bana, saat on birde kaza olmuş ve kazazedeyi buraya getirmişler, ancak kazada yaralananın adı Memed değil,
Hem yaralı erkek değil ki dedi,
Kimmiş yaralanan diye sordum,
Melahat arında bir kız dedi,
Kimsesi yokmuş aradık bulamadık, dedi.
Tam dönüyordum demek ki Memed değilmiş dedim, böyle yalan haber olur mu, gösterdikleri resim de Memed”in resmiydi,
Tekrar geri döndüm, çünkü Memet”le ilgili şüphelerim vardı,
Doğum yerine bir bakar mısınız dedim,
Diyarbakırlıymış diye cevap verdi.
Tamam dedim,
Melahat şimdi kaç numaralı odada kalıyor diye sordum,
203 numaralı oda dedi.
Hemen koşar adım 203 numaralı odaya çıktım,
Kapıdan içeri baktım bizim Memet,
İçeri girdim, beni tanıdın mı dedim,
Yüzü kızardı utancını belli etmemeye çalışıyordu,
Evet, Ramazan amca seni tanımaz mıyım dedi.
O zaman bana anlatmak ister misin diye sordum,
Beni zorla evlendirmek istiyorlardı,
Ben de evlenmemek için İstanbul’a kaçtım geldim dedi.
Korkuyordum peşimden gelirler beni vururlar diye, saçlarımı kestim, erkeğe benzemeye çalıştım ve halde karnımı doyuruyordum.
O gün belimi incitmeseydim orada devam edecektim. Ama belimi incittim, doktora da gidemedim, doğru dürüst kalacak bir yerim de yoktu, dalgın dalgın yürürken dolmuşu fark edememişim, şimdi buradayım.
Tamam, kızım dedim, üzülme artık sahipsiz değilsin, ben sana sahiplik yapacağım, benim de olsaydı sen yaşlarda olacak bir kızım vardı, küçükken trafikte kaybetmiştik. Kızımın yerine seni koyacağım ve sana kızım gibi bakacağım dedim.