Online Üye
Online Ziyaretçi
Yıldızlardan taç ördüm, kondurmadın başına,
Bahar olan ömrümü attın gönül kışına,
Zebun ettin aklımı kirpiğine, kaşına,
Sevdanın ikliminde şimşekler çaktı bugün,
Tutmuyor dizginlerim çığırından çıktı bugün.
Gelmedin yokluğunda hazandı sevda bağım,
Saçlarının yerine hayaldi okşadığım,
Senin çorak bahçende neydi ki aradığım?
Baktığım noktalarda, cemalin yoktu bugün,
Bir nazarlı bakışın dermandı, haktı bugün.
İçimdeki hicranım taşırdı can gölümü,
Güneş beş arşın indi yaktı hayat gülümü,
Hasretin kucağında arzu ettim ölümü,
Gelecek sanıyordum rüzgârın kanadında,
Yüreğim nara düştü ayrılığın odunda,
Ah ettikçe avazım göklere çıktı bugün,
Gözyaşım sebil oldu bendini yıktı bugün.
Gül oldum bülbül oldum konmak için dalına,
Bulutlara tutundum inmek için yoluna,
Acılar saplanıyor göğsümün tam soluna,
Yerinme ey gözlerim ağlamak vakti bugün,
Gönlüm özlemlerini vuslata taktı bugün.
Neredesin ey nihan duymaz mısın çağrımı?
Bir kez sulamaz mısın çöl ettiğin bağrımı?
Sırtıma yüklediğin Uludağ mı, Ağrı mı?
Dağladığın yüreğim acıya toktu bugün,
Hançer olan kirpiğin yarama oktu bugün.
Gönlümün gözesinde sendin güneşim, ayım,
Bilmez misin sevgili nasıl kara sevdayım?
Hadi aç pencereni geldim, serenattayım,
Semavat yeryüzüne hüznünü döktü bugün,
Sevgim de benim gibi boynunu büktü bugün.
Ne gam etsen aldırmam hüzünle kardeş oldum,
Aşkın İrem bağında güldüm, sarardım soldum,
Aradığım sevgiyi haçan bedelli buldum,
Bilinmezi bilmekten ruhumda bıktı bugün,
Gözlerim Ummanlara hüzünlü baktı bugün…
Rabia Barış