Ve belkilerde şimdi koşulsuz nöbetçiyim
Elbette ki keşke demiyecek kadar rahatım, hicranın burukluğunu ruhumdan bulurum
Fikriyatın ve bir ulvi mefkurenin ritmine kandığım vecdin efradıyım
Neden koşulsuz teslimiyeti ihsan ve takva için tahkikte ararım ve azimle sorarım
Bazen anlatılmıyor dilegelen ve bekleyen cümleler
Nasibin terakkisinde anlaşlaşmayan heceler sabırsız vakitler ve pervaneleşen o nefesler
Halin inşaraha ve inkişafa kapalı olduğu raddeler, bahaneler, afaki mazaretler
Nedensiz geceler, keyfiyete açılmış gönüller, nefsi telakkiler ve ölümlü nefesler
Şimdi ben ecdadıma ne söylerim, bu ahval ile yüzleşirim
Tenden ve nefsinden vazgeçiren seferberliğin, cihanın vecdine sunulan vicdan içindemiyim
Neden manasından kopmuş bir haldeyim, nerede benim aşk-ı abad olan yeminim
Sahi ben dedirten gerekçenin neresindeyim, aklımın ve ruhumun şimdi ecrindemiyim
Suskun sokaklar yüreğimi dağlıyor ve yaprakları bana bakıyor
Atimin şevksiz kanatları kırılmış demek ki hayli zamandır sukut halinde evet, uçmuyor
Ufkumun feryadı dinmiyor, umutlarım nazarların keyfiyetinden ne bekliyor
Neden savrulduğum, ruhumda duyduğum derinleşen sızımın nidası yüreğimi dağlıyor
Ne yöneltilmiş bir mavzerin patlaması kederdir, derttir
Ne feryadıma sessiz kalan nefeslerin keyfiyeti ruhumun muhtaç olduğu bir gerekçedir
Aşk, ihsan ve takva için ne ulvi bir nimettir, çile içinde berekettir, sabrın letafetindedir
Ne kadar canan varsa, teni ve nefesini nefsanileşen karanlığında umuda bağlarsa hicrandır
Mustafa CİLASUN