Emir geldi Yüceden, göklerden üflendi sur,

Bir İlahi yoldur bu, bulunmaz asla kusur.

 

Zamanlar yok olacak geçmişte, gelecekte,

Kaybolacak mekânlar, silinecek yer, gök de.

 

Dağların patladığı anı âmâ görecek,

Ölü, diri kim varsa hep o vakte erecek.

 

Boşanacak göklerden çağlayan gibi seller,

Tövbeler kabul görmez, tutulacak tüm diller.

 

Her çakıl kum tanesi yalvaracak Allah’a,

Kalmayacak ne çöller, ne göller, ne de vaha.

 

Emzirdiği bebeği atacak da analar,

Dağların doruğunda ağlayacak sunalar.

 

Bir zulüm değildir bu, sonun başlangıcıdır,

Eyvah! Günahkâr kullar sonunuz ne acıdır.

 

Kurtulmak istersin de, yer yok kaçacak, keza

Yıldızlar patlayacak, kalmayacak ki feza,

 

Kıyametler sığmaz ki ne dizeye, satıra,

Gösterilmeyen bir şey gelir mi hiç hatıra.

 

Çizilemez ki resmi, yapılamaz tarifi,

Kıyamet titretiyor arif olan arifi.

 

Ben sana sığınmışım Yaradan’ım azaptan,

Koru kıyametinde korkudan, ızdıraptan.

 

Lâilaheillallah diyebilmişse kulu,

Cennetlerdir şüphesiz her daim onun yolu.

 

02.Ocak.2011 11.55

( Kıyamet başlıklı yazı AhmetİDRİSOĞLU tarafından 2.01.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu