Nasıl ki ellerini araladıysa
Öyle düştü zemheriye beş kala aşk
Asılı kaldı avuçlarında bir tutam zümrüt
Ne söylendiyse boş,
Ve ne gereksiz uğrunda harcanan gece mesaileri…
Öncesinde
Tutulası bir güncede biriktiriyordum yüzünü
Sevgilimdi
Sevdiğimdi
Ya sonra
Yoğrulmaya kalktığı hüzün
Eğreti kalmamış mıydı gözlerinde…
Parmaklarının ucundan
Kayıp, kayganlaşıp
Zemine çakıldı aşk
Dağıttı topladığı ne kadar yaprak varsa takvimden
Lacivert bir yıldız
İntihara boyandı kirpiklerinde
Sonrasında
Düşüme sığmayan çiçeklerle bekleyecektim yolunu
Sözdü
Sözümdü
Ve önce
Çamura bulandığı dağ
Aşılması zor değil miydi o minicik tırnaklarına…
Gitti
Ezberlenmiş tüm şarkıların nakaratından
Bir parça ezgi akıyordu paçalarından
Kalktı
Şapkasının ucunda bir damla yağmur
Tabanlarında sürüklediği