Azrail tacını giydi
Öfkeler ölüm kustu
Taş kesilmiş vicdanlarda
Kan ağlıyor merhamet.
Akılların kutsadığı
Baş tacı istekler,
Alaya alınmış
Şartlara teslim
Şüpheler sarmış
Bütün zamanı.
Putlaşan sırlar
Şaha kalkıp
Zamansız ölümleri
Toprağa ikram etmenin
Zorbalığını taşıyor
Korku burnundan.
Saflığın gölgesi yırtılırken
Şeytanın ellerinde,
Kusurlu gözlerde peydahlanan
İğrenç şaşkınlıklar
Damlıyor düşüncelerime.
Terbiyesi kıt türemelerin,
Sarhoşluğunda gezen
Acemi duruşların
Tanrı korkusunu
Yanlı tutumlara devredip,
Duaya açılan kanatları
Bir, bir kırdığını gördüm
Yıllardan beri….
İçi şişirilmiş ümitlerin
Şaşalı manzarası
Karanlığın mabedinde
Yasaklı zevkleri
Mesafelere yaydıkça,
Sayılı kalmış günlerin sonsuzluğu
Mucizesini yitirip,
Kadirbilmezlerin ellerinde
Zamana kadeh kaldırdı
Açlığını haykırarak.
Nefsini kabartıp
Kabahatleri lüzumlu gösteren
Zavallı asiler,
Aza kanaat etmenin
Şaşalı görüntüsünden
Kaçan korkaklar,
Söyleyin hangi emelleri yakıştırdı
Çirkefe batmış ruhunuz,
Çirkin huylarınızı basıp gittiğiniz
Bu yaşlı dünya mı taciz etti
Kirlenmiş iradenizi?
Âdemden miras kalan
Zayıf itaatin
Mecbur kıldığı
İhlallerin insafında kıvranıyor
Bütün insanlık,
Yaşamın kutsallığını hiçe sayarak.