Şimdi yol eskidi, başlangıca vardı ömür.
Sessizlikten ses geliyor, öyle içten öyle gür!
Sıcak bir karanlıkta hiç görünmüyor güneş;
Karanlık ışıl ışıl, yakmaya yetmez ateş.

Kazanların içinde kaynıyor pişiyorum;
İyice sarın beni, yine de üşüyorum.
Sormayın bana birşey, adımı da sormayın;
Zaman kavramı bitti, bilmem kaçıdır ayın.

Kanayan yaram nerde, niye akmıyor niye;
Yoksa toplayıp onu ettiler mi hediye?
Nerede kan pıhtısı, hani nerde cerahat;
Ne oldu bu başıma, niye böylesi rahat?

Birşeyler dokunuyor üstüme nakış nakış.
Kimseler tanımıyor, bu ne hâldir, ne bakış!
Niye beğenilmiyor yaptığım ince yorum?
Ben sağıma yatamam; rahatsızlık bu konum!

Bu sarıklı..Bu sakal.. Hele bir de bu cübbe!
Yerle mi birleşiyor yukarıdan gökkubbe?
Ev mi yapıyorlar ki tahtalar diziliyor;
Posta kutusu mudur, birkaçı çiziliyor?

O ne sestir ki öyle, tâ içimde yankılar;
Bana mı okunuyor yanık yanık şarkılar?
Anamın ellerinden sular mı döker güğüm;
Çiçeğini mi sular, boğazında bir düğüm?

Sesimi niye duymaz, tutmaz elimi annem;
Kimi sarıyor öyle, beni sarmıyor ki hem?
Ağlamamalı artık ''Büyür ona bakarım''
Öldü, diyormuş bana: Oysa ebedi varım! ..

Şebinkarahisar

30/04/2002 18:30
( Ölüm başlıklı yazı erkan-savas tarafından 24.01.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu