her atılışında
soluğunda ölüm var
armağan olsun
boğazında gülüm yar
yeditepeli koca şehir
tutsağın olmadan
dalganda sıyrılmalıyım
duyanı yok kırlangıçların
yüreğimdeki özlem
dindi dinecek değil
bağışıklığın elzem
sindi sinecek değil
ince bir sızı
savrulur boğazımda
tanısı yok kuru bir sevda
ağrısı acısı buramda tüter
nasıl kapıldım sana
bakınma boşuna
uzak gideceğim senden anadoluya
leğende ıslayacağım ayağımı deniz niyetine
duysa koca istanbul
hadi yükünde kurtul
bencileyin beni bul
bindi binecek değil
dönüşü olamazdı bu ayrılığa sonu
kız kulesine miydi o sayrılığa donu
öylesi anısına tutuluşun saydığın
yanığı içineydi kurtuluşun aydığın
tanığı dinlerine katıldığın caydığın
dönüşü olamazdı bu ayrılığa sonu
eli elinde miydi boğazında düşüne
dineceği sanıydı tatlı mı gülüşüne
serince sularına dalınca güdüşüne
kız kulesine miydi o sayrılığa donu
dur
orda
ayrılma
geleceğim
duyacak mısın
sesime soluğum
gizeminde bulacak
çengelköyün dayısı
bitmez kuşu sayısı
ne dudun ne kayısı
kandı kanacak değil
eminönünden sıyrılır
vapurla birlikte martılar
özlediğim kanadında sıcaklığı
yandığım yerde kaldım
zambağa büyükada
şenliğin avrupa da
ozan efem sevdada
yandı yanacak değil
unut beni yarim kaldı sende
230111ankaragülcebahçe