Zamanın susuturduğu
Bir yalnızlık istilası,
Suretsiz gelişin
Görünmeyen soğuk yüzü,

Zekanın zırhını delen
Kudretli güç,
Ve karanlık köşelerde
Yükselen ihtişamın
Bedenlere damlayan sessizliği,

Sinede ateşini yakan
Tavırlı bir tebessüm,
Vasiyet edilmiş
Kainat ötesi hakikat,
İndiğinde titreten
Korkulu rüya.

Ölüm;semadan toprağa akseden
Derin bir şarkı,
Başımızı döndüren
Ulvi şahlanış,

Nefesi işitilmeyen
Merhametsiz türeyiş,
Cesareti kıran
İhtişamlı perde.

Farklı zamanların
Selamsız göçü,
Süresizliğin önünü kesen
Sadık bekçi,
Kılıktan kılığa giren
Benzersiz oyuncu,

İhya edilmeyen
Doyumsuz fakir zengini
Umudun sermayesini tüketen
Maksatlı gösteriş,

Ayırımsız sahipliğin
Kulak uğultusu

Çek çekeceksen
Al alacaksan ölüm
Ölüm, ölmez bende
Yüreğimin odasında
Gizli bir mabet kurmuş
Dakika dakika uykusunu işliyor
bedenime saltanatını kurup.

Ah! ölüm
Gelişin gidişinden
Elini çekseydi
Zaman ne güzel olurdu?

Nevzat TAŞKIRAN
16-11-2009
( Ölüm başlıklı yazı nevzat-taski tarafından 31.01.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu