Anılarda kalan
Çörtenlerden sel gibi, akar yağmurun suyu,
Toprak örtülü damda, çinko oluk iş yapmaz.
Köyün bakımsız yolu, sulardan olur kuyu
Kimsecikler düşünmez, yeni bir yol yapmayı,
Ama ihmâl etmezler, yalan yanlış tapmayı.
Aynen yola benzerdi, üstünde ki elbise,
Atlama taşı gibi, parça parça yamalı.
Bayramlardan bayrama,yeni çamaşır giyse
Yıkanıp değşirince, yanında oturulur,
Daha öncelerinde, birazcık zor durulur.
Zamanın büyükleri, gaipten sesler duymuş,
“Cennet-i âlâ senin, sen orayı hazırla”
Özel çıkarı için, dinsel lâflar uydurmuş
Tarihi olayları, kutsal diye anlatmış,
Halkı ümmi kaldıkça,kazanç yoluna bakmış.
Demokrasi gelince, koz oluverdi oyum,
Siyasi manevralar, Avrupa sayesinde.
Üretimden çekildi, hazır tüketir soyum.
Alınan krediyle, damlar kiremitlendi,
Sac oluk yapılınca çörtenlerde tükendi.
Reform sözcüğünü, bazı kesim tutmadı,
Yabancı kelimeler, öz dil yerini aldı.
Dil savaşı verenler , bu zokayı yutmadı.
Dükkânları süsledi, tabelâ ve bez afiş,
Tercüman kullandın mı, kim yaptı alış veriş.
Türkiye çok kalkındı, yandaşlarına göre
Aynı fikirde değil, görülen muhalefet.
Batı da medeniyet, doğuda ise töre.
Hükmünü korumakta, kültür ayrılıkları,
Kök salmaya çabalar, azınlık ayrıkları.
Görünüşte kalkındık, halbuki içten çöktük.
Tıpkı bir maymun gibi, kopya montajcı olduk.
Zehirli atıkları, arazimize döktük.
Akar sular kirlendi, yetiştirmiyor Çiçek
Mirasa konanlarsa, sanırım ki sövecek.
1987………25/ 01/2011