Dilrüba
Ağır aksak topallanayan sevdamla
Bir başıma yine yol alıyorum bir bilinmeze
Siyahi duygular sarıyor
Beynimi
Dur diyemiyorum şu deli yüreğime
Oysa
Her gönle yeni bir gün doğmakta
Pembe düşler kurmakta her yürek
Dibe vurmuş dalgıç’ın
Vurgun yemesiydi sanki bu sevda
*
Özlemlerim üşüdü Dilrüba
Hasret’im zincirlendi tutsaklığa
Çivilendi bakışlarım boşluğa
Sevda masallarında adım yok
Tsunamiler oluşturuyor içimdeki fırtına
Düşüncelerim darmadağın
Su götürmez denilen sevdaların
Cılkı çıktı besbelli
Nereye baksam bir yaralı
Nereye baksam bir kanadı kırık
Nereye baksam dertli bir aşık
*
Neden Dilrüba
Çimen yeşili umutlarım
Kızgın çöle dönüştü.
Bir avuç kum gibi
Avuçlarımın içinden kayıp giderken zaman
Omurgaları yara almış tekne misali
Şu Limana demirlenmiş gibiyim
Her iç çekişimde
Biraz daha yaklaşıyorum sona
Sihirli bir değnek değse bile
Tekrar yeşermem zor görünüyor bilesin
*
Güneş tepe üstünde
Son vedasını yapmakta güne
Hakimiyet’ini ilan eden o siyahi karanlık
Bir yorgan gibi kaplayacak evreni
Gün ışığında yitirdiklerini
Ay ışığında bulamazsın Dilrüba
Dedim ya
“Ne sen sarabildin beni
Ne de seni ben”
Ne olur söz etme bana sevgiden
Çünkü
Bilinmez yerlerden dönmezmiş giden
*
Bundan gayrı gerek kalmadı söze
Ben de gidiyorum bir bilinmeze
Sadık Dağdeviren
Aşık Lüzumsuz