Her ne hikmetse, ulufeler kalbim için gayeleşmedikçe
Her nefesi memnun etmek için takiyeyi nefeslenmedikçe ve ne derleri gaye edinmedikçe
Keyfiyeti ve imtiyazı makam için tanzim etmedikçe nefsi telakkiler nemelazımı benimsedikçe
Aşk ve hakikat uzaktır, kalbi yakarış maslahattır, taklit etmek ranttır, muhakeme edilmedikçe
Pazarcı esnaf biliyor ve bizzat kendini kandırıyor
Ne kadar çürük çarık varsa ilm-i sanattır diyerek zavallı ihtiyaçlıya utanmadan yüklüyor
Şayet farkeden olursa, burada ne işin var manava git diye yüzsüzlüğünü o an aşikar ediyor
Derdi anlatmak için kelam yetmiyor, zaptiyeler tık nefes olmuşlar, hiçbir yerde görülmüyor
Esnaf tacirdir, rızgın ne demek olduğunu bilmelidir
Kimi kandırırsa bizzat kendisi için fakirliktir, elhak tamahkarlık adınada nasipsizliktir
Ahilik kimler içindir, helal lokma kasaya giren değildir, vicdan ruhun şadında hissedilendir
Makam ve şöhret kalbin için risktir, hesabı fikretmemek nefsin için sefilliktir, hak kiminledir
Siyasiler yıllarca kandırdı, politik hesaplar yaptı
Kul hakkını unuttu, gasp etmeyi itibar addetti, devlet nişanını kimlere ulufe olarak taktı
Vekil olmak güya vicdanı için şiardı, dile gelen yüce divan niye vardı, anayasa kime fırsattı
Hani hak ve hakikat için yaşamak azimeti sanattı ruhumu esir almak için ulufeler şartmıydı
Sanatçı, ruhun ve kalbin lisanından söz etmeli
Sekülerliği ve paganlaşmayı gaye edinmemeli, esin kimin tasarrufundadır bilinmeli
Ölüm hepimiz içindir tefekkür akıl ve ilimle muhakeme içinde fikredilmeli, ecir dilenmeli
Gönüllü kölelik yakinen görülmeli, insanı mecbur bırakan şartlar fark edilip nizam edilmeli
Mustafa CİLASUN