Tahtadan kukla ağladı Dünya’nın farkına vardı…

Aşkın izdüşümlerinde kayıptı tahtadan kukla ninnileriyle uyarlanırken küçük çocuğun adım adım Çocuk olmak suç gibi, işlenirken yürek cinayetleri… Ruhu kaleydoskoptu küçük çocuğun büyük bir Sevgi taşıyordu yüreğinde, yüreğinde damıttıklarını sunuyordu Dünyaya anlamca, ne var ki kaygandı Tüm zeminler hayatın platformunda o tüm egemenliklerin üzerinde sınırsız bir Dünyadan bakıyordu İnsanların kıyım ve vahşet öykülerine ve daha çok sarılıyordu kendine… Ruhsuz bir cümle kursun diye bakıyordu tüm gözler… İçini ruhsuz estetiklerle doldurup tahtadan kukla kurguladılar ondaki derinliği görmeden… O ağlayınca Dünya dururdu hatmi çiçeği koymuştu içindeki çocuğun kandan üşüyen nefesine… Her an öle bilirim çizgisiyle aşkı fethetti… Ondan eksildi sever adım gelmeler gidince tüm nedenler… O görünenin ötesindeki anlamları keşfe çıktı… Gördükleri, yaşadıkları ve anladıkları onu eksiltmeden tamamlıyordu bir süre… Sonra anladı ölümün gerçekliğini göze alarak aşksız ölümlerin kuşağında beyaz çizgileriyle soğuttu nefesini.

İçinde kayboldu aşk tahta kuklaya ruh olsun diye… Tahta kukla ki yaşamın tüm yaralarını kendinden kovuklara sardı çıplak kalana kadar… Karanlıktaki birçok el onu incitmek istedi her şeyini dağıtmak için hayallerine dokunmaya çalışıyorlardı… Oysa hayaller bir araçtı ruha varmak aşka dokunmak için.      Bir gün yine kaleydoskoptan bakarken billur bir şekil gördü çok uzaktan kaleydoskop hep onu yansıtıyordu parıltılı kanatları olan düşsel bir varlıktı sanki yaşamın ezberinden olmayan… Yağmurlar içinden gelen efsunlu bir varlık gibiydi… Tüm aşklar kendine çekilmişken o aşk demişti tüm arayışlarına oysa beni aramadan görmüştüm onu tuzdan tatlarda içimi yakan… Bir çiçeği koklarken dönen başım gibi varlığına çekildim günden güne… Ne iyilik nede kötülük vardı içinde uyuşmuştu tüm nedenlerim… Sonsuz bir denizdim o ağlarını çekerken benden bir şeyler kurtarıyordu sanki yeniden kuruyordum yaşamın içinde donan anlamlarını… Büyülü bir çığlıktı bana sundu kahrı ve ben her çığlıkta aydınlatıyordum… Aşkı çağıran tahtadan kukla sadece senin ışığına kapıldı ve giderek çocuk erkekleşti büyüdü girdi insanların içine insanları gördü.

Nihat Sönmez  01.12.10 Kadıköy                                                                           

( Tahtadan Kukla Ağladı Dünyanın Farkına Vardı başlıklı yazı nihat-sonmez tarafından 2/28/2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu