Belli belirsiz ışıldayan göğe inat
Acının karinesi gizliyken boşlukta
Semada sallanan çizgiye bakıyorum
Yavaşça yükseliyor vicdanlar
Yavaşça ölüyor insanlık
Yavaşça
Ağlıyorum
Hırçın bir dalga sesiyle uyanıyorum
Hırçın bir deniz seriliyor ayaklarıma
Anlamsız sesler fısıldıyor rüzgâr
Heyelan oluyor kelimeler cümlede
Erozyona uğruyor sahipsiz masallar
Dizlerim titriyor
Avludaki kapı habire çarpıyor
Çatıdan uçuşan geleceğimizi
Çöpçüler bir hafta sonra
Kirli bir deniz kenarında buluyor
Sallanıyor evimizin balkonları
Yürekler sallanıyor
Bir öfke sağanağı boşalıyor ardından
Bir öfke, sele veriyor hayalleri
Gecenin ikinci deminde
İmsak vaktine yakın
Hışımla titriyor gökyüzünde yıldızlar
Ay, evimizin bahçesine iniyor
Ay, kuyunun dibinde parlıyor
Kahırla içini döküyor dünya
Pompei’de herkes taşa dönüyor
Lav püskürtmüyor artık Edna
Kalplerin üstünde volkanlar patlıyor
Vaveyla dökülüyor son kalan sesten
Ardından bütün nida kesiliyor
Ardından yanık ekin yaprağı oluyor bedenler
Şimdi fırtına zamanı sevdiğim
Arafat’ta vakfe durmaya hazırlan…
devam edecek...
SUSTUNUZ
Beka Yayınları
2009