BiR BeBeĞiN ÖLüMe DiReNiŞi......
             (Gerçek Yaşam öyküsüdür)
Baharın ilk günleriydi..Ağaçların beyaz gelinciklere büründüğü zamandı Trakya'nın şirin bir balkan köyünde dünyaya gelmişti Sevda..Annesi Egeliydi, babası ide Trakyalı..Bir abisi vardı kendinden beş yaş büyük..Başak sarısı saçları ve masmavi gözleriyle bakınırdı etrafa..Onu hangi acımasız dalgalar savuracaktı karaya ve hangi meçhul limanlarda yalnızlığın koynuna gömülecekti. Kum taneleri arasında sevgi kırıntılarını ayırt etmenin mücadelesine düşeceğini kim bilebilir ki...

Ailenin ikinci çocuğuydu ve ilk kız evladı....Köyün hemen girişinde caminin hemen yanındaydı evleri. Karşılarında da köyün ilkokulu. Bahçelerinde her renkten iki sıralı gülle biter,civcivleri ve bir köpekleri vardı. ailesi düzenliydi ve geçimlerini çiftçilikle sağlarlardı..Annesi, köye gelen öğretmen hanımlar ve öğretmen beylerin eşleriyle sürekli dostane görüşürdü. Onlar en iyi dostlarıydı. Ayrıca annenin manevi duyguları hayli güçlüydü.
Sevda' nın delişmen, bir o kadar da ve sevecen ağabeyi vardı ve kardeşini çok severdi.

                         Yaşam güçlükleri nedeniyle İstanbul a göçetmeye karar verirler..Sevda nın ailesini en büyük  amcası ve diğer iki amcası İstanbula almak istemektedir..ve nihayet karar verirler ve İstanbul' a taşınırlar..Dikilitaş ta bir evde 3 kardeş, eşleri ve çocuklarıyla birer göz odada yaşamaya başlarlar..ve Sevda altı aylık olmuştur...Epeyce değişmiştir ve çok güzel bir kız çocuğudur ve çok sevilmektedir..

 
            Ne var ki birgün minik sevda ateşli bir hastalığa yakalanır..kimisi nazar der kimisi bir başka şeyler..herkes birşey atar ortaya.Doktora götürülür bir türlü teşhisi konulamaz..havale denilir..ve minik sevda ölümcül bir hastalığın pençesindedir..Doktor aileye kurtuluş ümidinin olmadığını ne yazık ki; üzülerek söyler..umutlar tamamiyle Allah' a kalmıştır..Minik sevdanın annesi ve babasız çaresizlik içindedir..biricik kızları gözlerinin önünde ateşler içinde kavrulmaktadır ve onların elinden birşey gelmemektedir..Baba, sabah evden işe çıkar gider anne beş yaşındaki oğlu ve minik kızı sevda'yla başbaşa kalır..aynı evi paylaşan bir de babaanne vardır..ve diğer amcalarının eşleri yani iki yenge..iki eltisidir annesinin.Ve onların aralarında bu kız ölecekmiş bizim çocuklarımıza da hastalığı geçmesin, havluları ve bardakları, tabakları uzak tutalım bu kızdan demektedirler ve Sevda' nın acısını paylaşacakları yerde böylesi tavır takınan eltilerine içerlemektedir ama bir şey diyememektedir..Dediği an huzuru kaçacaktır belkide eşi onu dinlemeyecektir diye içine akıtır gözyaşlarını..Altmışlı yıllardır ve teknolojiden oldukça uzak yıllardır..Bu nedenle derdini acısını paylaşacak kimsesi yoktur...evladına sarılır ve Allah'a sığınmaktadır dualarıyla..oğlunu bir umut bakkala yollar ve kardeşine git oğlum bir kase yoğurt al der..Hani düşüncesine göre belki yoğurt biricik kızının ateşini bir nebze olsun alacaktır..çaresizdir..Ve küçük delikanlı yoğurt almaya gider ve bir hayli zaman geçer gelmez..anne küçük kızı bırakıp yola koşar ve ne görür..Küçük oğlan oturmuş bir taş üstüne ve minicik parmak uçlarıyla habire yoğurdun kaymağını avuçlamaktadır..gülse mi ağlasa mı anne..ve oğlunu alır eve girerler..ve yoğuttan ateşi yavrusunun kavrulan dudaklarına sürer hani ateşi düşsün umuduyla..
 
               Yüce Allah'ın büyüklüğü demeli ve küçük sevda' da günden güne iyiye gitme belirtileri ortaya çıkar..bir mucize gerçekleşir ve kızın ateşi düşmeye başlamıştır..hayretler içinde kalırlar ve bir o kadar da mutludur aile...ve minicik bebekleri sevda kurtulmuştur..

               Küçüçük kalbiyle ölüme direnmiştir...

              Ve kader bu ya, hani kimsenin ahı kimsede kalmaz denir ya..ya da mazlumun ahı ergeç çıkar denir ya..ve senesine doğum yapan ve bir erkek çocuk dünyaya getiren büyük eltinin bir sene sonrasında topaç gibi oğlu hiç belirsiz-nedensiz aniden ölüverir..ve işte bu masumum günahı nedir demek geçer insanın düşüncelerinden...

             Minik Sevda'yı yaşamda daha neler beklemektedir bilinemez ama..kurtulmuştur ya....
             Bir küçüçük yüreğin yaşama tutunuşudur..sarılışıdır..
              Vefakar bir annenin yılmayan azmidir..Evlat sevgisidir..

             Mutluluklar paylaşıldıkça artar...acılar paylaşıldıkça azalır..

             ESENLİK TEMENNİLERİMLE...SEVDA ŞAİRİ

( Bir Bebeğin Ölüme Direnişi başlıklı yazı Aysel TARCAN tarafından 10.03.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu