Mevsim henüz karakış bahara vakit varken
Dört bir yana saçılmış o kırmızı laleler.
Eğilip üzerine son kez koklayım derken.
Birden seni sordular o kırmızı laleler.
Dillerim lal kesildi ne desem bilemedim.
Sahteydi tebessümüm yalandan gülemedim.
Gözümden yaşlar düştü utanıp silemedim.
Can evimden vurdular o kırmızı Laleler.
İçim ürperdi o an iliklerim titredi.
Hüzün üstüme çöktü itiledim gitmedi.
Kaçmak istedim ordan lakin gücüm yetmedi
Kollarımı kırdılar o kırmızı Laleler.
Bang-ı rihletler sardı sanki dört bir yanımı.
Düğümlendi boğazım sıktı nazlı canımı.
Neşter attılar cana akıttılar kanımı
Yüreğimi yardılar o kırmızı Laleler.
Gözlerimin ışığı damarımda ki kanım.
Gidişinle felç oldu tutmaz artık sol yanım
Vakitsiz firağınla boş kaldı sevda hanım.
Bitmaz derde kardılar o kırmızı Laleler.
Diş ağrısından beter çatlıyor şakaklarım.
Günüm geceye gebe doğmaz ki şafaklarım.
Huzur denen köşeye çıkmadan sokaklarım.
Bedenimi yordular al kırmız Laleler.
Bang-ı rihlet ( ölüm sessizliği)