gecedir
karanlıktan ruhsuz yalnızlık düşer kalemime
eylemez dudaklarımdaki güneş lekeleri
derim kaderimdir suskular
yaşamak denilen eşikte bekçi
derim kaderim
beni bana bırakan hayat
kan kusturur
beni bana bırakır yine de
kan kanı kusturur
kuşku dağları çıkar yoluma
kapanır ansızın kapılar suratıma
içim acır
bende bıraktığın ten acır
gecedir
aydınlık günlerden keşkeler düşer kalemime
derim kaderimdir zehirli bıçak
derim
sırtımda derimin içinde
her gece daha da büyük oyuk açacak
bana güven diyen hayat
bıçak ucu olur sırtımda
güvenle kanatır yarını
tenim acır
ama geçer
içim acır
bende bıraktığın ne varsa
sana ah eder
gecedir
soluk yüzlü hayaller sarar penceremi
demiştin
bizim değildir bu olmayan pencere
dudaklarına pelesenk olmuş dumanı içlenmiştin derince
dudaklarında eskiyen bir ben gördüm
diyemedim bu ayrık vaktin ortasında
sesimi gizleyen cümlelere
kırık kalem yazmaz oldu şiiri
çözdüm atlarımın dizginlerini
yaşadım sandığım
iki kişilik hayatın ortasında
gördüm ki
hayat benden bi haber
gecedir
ağlatma çocukluğumu
ağlatma çocuk ruhumu
korkmayı unutan bendim ama
korkmak hala unutmadı beni…
adem efiloğlu / ahir-i kalem