Kayıp Yazar 17
İlyasın sorgulayıcı yaklaşımı Lutfi`nin kararan kurtulma ümitlerini iyice çıkmaza sokmuştu.Karşında kadim dostu vardı ama ümidi her dakika biraz daha yok oluyordu.O an içinden neler neler geçmiyordu ki,ölüm -yaşam çizgisinde git gelleri yaşıyordu.İlyas durumun farkındaydı bütün çabası olayı anlamak dostuna olabildiğince yardımcı olmaktı.Birlikte Korhan ve Aylin`in düştükleri yere indiler.İlyas hayatının çeşitli evrelerinde bu tür ölümlü olayları yaşadığı için yapılacakları iyi biliyordu.Önce Korhan`ın nabzını sonra Aylininkini yokladı ve,
-Ölmüşler dostum ölmüşler...Gerçi biraz da iyi olmuş derken gözünün içi gülüyordu.Çünkü o en umutsuz anlarda bile çözüm yolu bulabilen pratik zekaya sahipti.Lutfi nasıl kurtulurum diye düşünüp çaresizlikten kıvranırken...Tamam dostum seni anca böyle kurtarırız Allah`a şükür canlı şahit kalmamış...İşte o an Lutfi geride bıraktığı Necla`yı hatırladı.
-Malesef gardaş,içerde bir meraklı daha var...Nerden geldi bilmiyorum ama onu da içeri koymak zorunda kaldım.
-İyi halt etmişsin ,seni gördü mü.Kimmiş ,niçin gelmiş.
-Evet gördü,meraklının biri işte.
-O zaman içeri gir,beni görmesin gözlerini kapat ve al götür bir yerlere hapset.Çünkü birazdan buraya jandarma dolar.Ve telefonlarını kaldır at,göm...Şu benim telefonumu al ben sana ulaşıncaya kadar çıkma meydana.Buralarda tanıdığın birileri varmı,dost arkadaş...
-Var var ...derken içeri girmiş ve bilinmeyen sonunu bekleyen Neclanın korkulu bakışları arasında burnuna koklattığı eterle bayıltmış gözlerini kapayıp sırtlamış hızla arabasını sakladığı fundalığa gitmişti.İlyas Lutfi`nin güven içinde uzaklaşmasını seyrederken bir yandan da ilk bekledikleri yere gelmiş ,pozisyonunu almıştı.Biliyordu ki bu olay ,yarınki basında faili meçhul olarak sayfalar dolusu geçecekti.
İşte bu faili meçhullüğün dostuna uzanmaması için yapması gerekenler vardı, birkaçzararsın hareket ve hamle.Onları bir hafiye titizliğiyle yerine getirmiş Mozan ve Kadir abinin jandarmalarla gelmesini bekliyordu.
Bu olaylar gelişirken artık güneş tapınağın ardından görünmeye başlamıştı.Tapınak yüzyıllara meydan okuyan heybetiyle hiçbirşey olmamış gibi sinesinde onca entrikayı barındırıyordu.Hala gizeminde saklı aşklar ve yapılış sebebi ayan olmuşcasına bu ölümlerde tekrarlanıyordu.Bir taş attı İlyas daldığı hayalleri kovalamak istercesine,canı yanmıştı aydınlattığı olayın merkezinde bir can dostunu görünce...Kadere isyan etti ,neden ,niçinlere cevap ararken.Gözünde seksen öncesi kaotik dönem ve kovaladığı idealler ,kaçtığı pis ilişkiler ...dahası kardeşi,canı Lutfi`yle başlayan dostlukları ...işte şimdi başlayan düş kırıkları ,elini avucunu değil yüreğini yaralıyordu.
Bu düşünceler içinde olduğu yerde dönüp duran İlyas,hızla yaklaşan üç araç gördü.Evet bunlar olmalıydı dostları ve jandarma.Bulunduğu tepeden yavaş yavaş aşağı indi .Hızla araçtan inen jandarmalar etrafını sarmış yere yatmasını istiyordu.Hiç itiraz etmeden yere yatmıştı İlyas biliyordu ki jandarmanın bir yanlış yapabileceğini.Diğer araçtan inen Mozan ve komutan İlyasın yanına gelmiş kalkmasını istemişlerdi.Mozan,
-İşte komutan olayı çözen arkadaş İlyas ...
-Soyadınız neydi İlyas bey,dedi komutan.
-Söylemesem olmaz mı komutan,mümkünse özel görüşelim.Komutan birşeyler sezinlemiş gibi...Kabul etmiş ve yüz metre öteye çekilmişlerdi .Artık Mozan ve Kadir abi görmüyorlardı komutanla İlyas`ı...Konuşmaları uzun sürmemişti de geri döndüklerinde gerek komutanın gerekse Mozan ve Kadir abinin İlyasa tavırlarında değişiklik olmuştu.Komutan sanki İlyastı,bu operasyonda.Komutan ise bir er gibi hareket ediyordu.
Mozanın kafası karışmıştı.Dostu bildiği ilyasın iyi ozanlığının dışında bilmedikleri yanı da varmış,bu cenazeler düştükleri yerden çıkarılıncaya kadar devam etmiş...Dahası komutan raporunu tutup,ilyasın verdiği fikirleri not alırken veda ederken iyice açık vermişti.Karşısındaki bir askermiş gibi selamlayarak uzaklaşırken...
(
Kayıp Yazar 17 başlıklı yazı
Lütuf VELİ tarafından
29.06.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.