Cumhuriyet dönemi ile birlikte birçok şehirde ve ilçede “Halkevleri” kurulmuştur. Dönemin siyasî konjüktürüne göre  halkevleri üyeleri, birer misyoner gibi, dünle bugünü karşılaştırarak, ülkenin batıya açılmasını ve dolayısıyla doğudan kopmasını ısrarla savunmuş, mevcut olanın yanında yer alarak, kendilerini ifade etme yolunda her alanda önleri açık biçimde çalışmış, kurulduğu yıllarda devasa bütçeleriyle yayınladıkları dergilerde şehirler hakkında tarih, kültür ve sanat alanında çalışmalar yürütmüştür, zamanla bu çalışmalar sağlık, mimarî, musıkî, tiyatro olmak üzere sosyal hayatın her alanıyla bağ kuranlar, tek sesli yönetimin aynalarına dönüşmüştür.

Halkevleri’nin 1950 sonrası hükümet değişikliği ile birer birer desteksiz kalması, kapanmasına yol açmış, bu zaman içinde Millî Şef Dönemi’nin kapanmasıyla tarihteki yerini almıştır.

Yayınlanan ilk dönem dergilerinde Osmanlı’dan bakîye kalan yazarların, okumuş kesimin kitaplarıyla kütüphaneler açılmıştır. Bu kütüphanelerde bulunan yazma ve basma eserler, ilk dönem Halkevi Dergileri’nde yer alan kıymetli çalışmaların kaynakları arasındadır.

Ne zamandır ki Arapça ve Farsça okuyan, yazan kalemler azalmış ve dünle bağlantıyı sağlayan eserler ciddiye alınmamış, ol vakt dergilerin sayfalarında yaşanan dönemin faziletleri ön plâna çıkartılmıştır.

Halkevleri’nin kendilerine mahsus kütüphaneleri vucûda getirilerek, her şehirde bir kütüphane kurulmuştur: Millî Kütüphane… Bu kütüphanelerde miâdı dolduğu söylenen eserler, çoğunlukla toplanmış, kayıtlardan düşülmüş ve bir daha sahip olunmayacak manzarada zirr u zeber edilmiştir.

Günümüzde bu hususu ele alan müstakil çalışmalar bulunmakta ise de o devirde bu konuyu ele almanın zorluğu ve güçlüğü sebebiyle bir şeyler yapılamamış ise de kimi aileler, mezkûr kitapları saklama mecburiyetinde olmuş, kimi aileler de ellerindeki kitapları koruyamamıştır. Bazı kitaplar da imha edilmek suretiyle olmaması gereken hazin sonu paylaşmıştır.

Günümüzde kütüphanelere bakarken okuru gittikçe azalan yazma eserlerle Arapça ve Farsça kaynakların artık çevirilerinden takip edildiğini söylesek bile yitip giden hazinenin diş kirası eserlerin tümüyle bilinmediğini söyleyebiliriz, birçok eser halen okunmayı, gün ışığına çıkmayı beklemektedir.

Halkevi dergilerinde yer alan şehir konulu çalışmaların her şehre ait olanının bir araya getirilmesi, günümüzde şehir kütüphaneleri için önemlidir.. İsterseniz “ihtiyaç” isterseniz “gereksinim” deyin, bir şehir kütüphanesi kurulmak isteniyorsa bu tarz dergilerin ilk dönem sayılarını edinmekte büyük fayda vardır.

Halkevleri’nin dergilerinden Diyarbakır’daki yayın organı “Karacadağ”, uzun zaman sonrası yüz sayıya yakın toplanabildi. Halkevinin yayınlandığı kimi kitaplar da temin edildi.

Biz, halkevlerinden bahsederken oldukça önemli bir konuya temas etmek istiyoruz: Şehir Kütüphaneciliği

Hangi şehirde yaşarsanız yaşayın, o şehre dair elinizin altında mutlaka şehri anlatan birkaç kitap ve dergi vardır. Özellikle gazeteler, oldukça önemlidir.

Diyarbakır Yazarlar Birliği’nin kurulması ile atılmak istenen en büyük adım, İl İl Türkiye Kitaplığı’dır. Bu kitaplık ile 81 İlde, o illeri ve beraberinde ilçeleri tanıtan eserler, bir araya getirilmek istenmekte ve bu hususta gerekli yazışmalar yapılacaktır. Özellikle şehir yıllıkları, 1930’lu yıllarda, 1967 ve 1973 yılında valiliklerce yayınlanmıştır. Her beş yılda bir tavsiye edilen il yıllığı yayınlanması, günümüzde özelliğini yitirmiş ise de kimi illerde ve ilçelerde prestij amaçlı, turistik muhtevalı yayınlanmaya devam etmektedir.

Her ilde bir şehir kütüphanesi, o ilin okumuş, bilen ve şehir konusunda merakı olan kalemlerince kurulursa bari zaman içinde çoğu sahaflarda bulunabilen bu çalışmalar, hak ettikleri biçimde hizmete sunulabilir.

Diyarbakır Yazarlar Birliği, Cumhuriyet Öncesi Osmanlı Salnameleri’ni temin ederek, Cumhuriyet Dönemi’nde yayınlanan şehir kitaplarının bu güne kadar  çoğunluğunu bir araya getirmiş ve Diyarbakır’da bir şehir kütüphanesi oluşturma düşüncesini hayata geçirmek üzere çalışırken, diğer illerde de bu tarz oluşumların gerçekleşmesi, bir tavsiye niteliğindedir.

O şehrin her alanda yazan kalemlerinin kitap çalışmaları, o ilin çıkan yerel gazetelerini, dergilerini, o şehir hakkında yayınlanan seyahatnameler ya da dolaylı eserler, o şehrin musikî erbabının eserleri, plâkları, kasetleri olmak üzere folklorik malzemeler, bu şehir kütüphanesi içinde yerini almalıdır.

Elbette bu şehir kütüphanesi kurulurken diğer dillerde yazılmış şehir konulu eserler de toplanarak, araştırma yapmak isteyenlere kolaylık sağlanır.

Diyarbakır Yazarlar Birliği’nin kurulması ile hedeflenen ilk önemli çalışma, Şehir Kütüphanesi’dir. Bu tarzda yapılması elzem olan çalışmalarda karşılaşılan zorluklar olacaktır. Lakin en büyük kolaylık yazar birliklerinden ve konuya duyarlı kalemlerden gelecek kitap bağışlarıdır. Bu alanda da gerekli yazışmalar yapıldığı ve karşılıklı kitap değişimi olduğu takdirde ekonomik engeller aşılır.

Kasım 2010’da TYB’de bir şehir kitaplığı kurulmasına dair teklifimiz vardı:

” Madem 1. Milletlerarası Dünya Şehir Yazarları Kongresi toplanmış ve madem şehir konulu birçok araştırmacı ile akademisyen bir araya gelmiş, o halde şehirlerini anlatmak üzere bu isimler, gerek yazdıkları gerekse ellerindeki şehir konulu eserlerden fazla olanları niçin böyle bir kitaplıkta bir arada bulundurtmasın?”

Diyarbakır Yazarlar Birliği’nce oluşturulacak Şehir Kütüphanesi’nde Diyarbakır’ı konu alan önemli kimi kaynaklar salname, tarih alanında olmak üzere TYB’de oluşturulmasını arzu ettiğimiz Şehir Kitaplığı’na gönderilmek üzere hazırlandı. TYB yayınlarını da Şehir Kütüphanemizde görmek, bizim için mutluluktur.

DYB'ye ilk şehir kitapları da Sakarya Yazarlar Birliği’nden Sayın Fahri TUNA tarafından gönderildi.

Gelin bu çağrımıza ses bulalım ve her yazar birliğinin olduğu şehirde bir şehir kütüphanesi inşâ edelim.

Şehirler de insanlar gibi canlıdır, bu canlılıklarını ancak kendilerinin varlığını ifade eden bu kaynak eserlerle ispatlayabiliriz.

Bu ilk adımı atarken, karşılıksız bizden isteneni sunmaya hazırız. Siz hazır mısınız? “Biz hazırız” diyenleri beklerken kendi şehirleri için Diyarbakır Yazarlar Birliği’nden bilgi isteyecek olanlara da hizmet sunabiliyorsak, kendimizi bahtiyar addederiz.


( Her Şehre Bir Şehir Kütüphanesi başlıklı yazı MehmetALİ tarafından 1.07.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.