Randevuma geç kalmıştım otobüsten inip köprüyü koşarak çıkıp
Yere sergi açmış satıcıların arasından acele geçerek yetişmeye çalışıyordum.
Köprüyü inip aynı tempoyla gidiyordum ki bir ses dikkatimi o yöne çekti.
--- Kitaplarımız yüzde elli indirimde bakmak istemezmişsiniz beyefendi, dedi
Acelem olduğundan ve de dönüşüm aynı yerden olacağından bende
----Dönüşte bakarım. Diyerek cevap verdim.
Neyse ki randevuma geçte olsa ulaştım, Yoğun ve stresli geçen iki saatin ardından
Aynı yoldan geri dönmeye başladım kafamda görüşmeden kalan konu yoğunluğu
Havanın çok sıcak oluşu, yılgın bir hale sokmuştu beni. Boş gözlerle bakınarak düşük
Tempo içersinde yürümekteydim. Caddeden köşeyi dönüp, kitapçının sokağına
Girdiğimde kitapçı kıza uğrayacağım dediğim aklıma geldi, oraya odaklanıp yürüdüm.
Sergiye yaklaşık elli metre kala durdum, dikkatimi çeken bir şey gözüme takılmıştı, karşı kaldırıma geçip kitapçı kızı seyretmeye
Başladım, kız kitapları resmen seviyordu el fiiliyatı ile hem okşuyor, hem sergiye diziyordu.
Diğer bir tarafı da sanki onlarla konuşuyordu.
Arada bir serginin önünden geçenlere aynı bana dediği gibi yüzde elli ucuz kitaplarımız var diye satış yapmaya çalışıyordu. Gerçi o kadar büyük bir sergi ve de o kadar çok geçen insanlara rağmen, serginin başında birkaç insan olması sesli satış yapmasını sıklaştırıyordu. Yinede her şeye hâkimdi, bu halinden etkilenmiştim içimden
--- Ne kadar şanslı kız bir dünya kitapları var. Diye geçirdim içimden.
Aklıma kitap bulamayıp okuyamayan okula parasızlıktan gidemeyen ve kitap alamayan çocuklar ve gençler geldi, evet bunları düşündükçe o kitapçı kız çok şanslı idi bence.
Her türlü kitap elinin altındaydı sanki bütün üniversitelerin en tepesinde oturuyor gibi geldi bana.
Böyle düşününce kızı daha da dikkatli seyretmeye başladım, öncelikle çok aktif hiç
Yerinde duramıyordu serginin her tarafını dolaşıyordu diğer bir yandan serginin önünden geçen kişileri çok dikkatli izliyordu sanki her bir kişiden ayrı, ayrı hikâyeler topluyormuş gibi
Geldi bana ve içimden yazıyor olmalı diye düşündüm. Bu kadar çok malzeme ve görsellik varken yazmalı dedim kendi, kendime ve yürüyüp serginin önüne geldim.
Kitapçı kız
__Hoş geldiniz beyefendi dedi,
Ben de
__hoş bulduk dedim ve kitaplara bakmaya başladım bir yandan kitaplara bakınırken arada kıza da bakmayı ihmal etmiyordum.
Saçlarını kıskaçlı tokayla arkadan toplamış olmakla beraber, solgun siyahı saçlarında güneşten yanmış sarartılar vardı, üstünde ki koyu tişört bile güneşten nasibini almış gibiydi.
Çok süslüde değildi ama güleç yüzü, çakmak çakmak mas mavi gözleri vardı. Yaşı yirminin altında görünüyordu, hani bahçe nizam mahalleler vardır ya bu mahallelerde küçüklerin canım ablam, ondan büyüklerinin de delikanlı kız yakıştırması edasında gibiydi. Kafamdan bu yorumları yaparken bir yandan çaktırmadan izlemeye devam ediyordum. Ve o ise kitaplarla
Dansını hiç usanmadan devam ediyordu, yüreğimin bir tarafı onu kıskanıyordu nedeni ise
Bu kadar kitabın arasında olması idi, bir dünya kitap bir nefes yakınlığında dilediği elinin altında düşünsenize hayata dair ne varsa aklına gelen her konuda yazılmış kitap, her birinden
Biraz, biraz okusa dahi neler öğrendiğini, çok küçük olmasına rağmen bayağı bilgedir
Diye düşündüm ve de üniversiteyi okumayı şöyle bırak her konunun doktorasını yapılmış gibi