Meşk edilsin hep bugün, neyler kızıllık yıkmasın;
Huzmeler bin can tutuştursun, elemler yakmasın.

Kasra gelsin güllerim, sözler niyaz döksün yine;
Arşı görsün bülbülüm, közler beyaz çeksin yine.

Nâtüvan hiç kalmasın nur nağmeler, yan mevsimim;
Resmedip dursun benim kor hâli yangın takvimim.

Nâleler dinsin, muammâ bir çözülsün şevk ile;
Muttasıl hisler segâh yıksın, bağım yan meşk ile.

Kor bulutlar bozmasın hiç gülşenin nur rengini,
Başlatın şehrimde, nefsin zor amansız cengini.

Hemzebân olsun gönüller, gussalar can kırmasın;
Zor hüzünler tütmesin, bülbüllerim han yarmasın.

Ârif’in âstânı, âsmân yüklesin bir bir yine;
Nesle vurgun değmesin hiç, düşmesin zift derdine.

Ey beyâbân, sarsma hiç sen Mecnun’un kor bağrını;
Vuslatın bitsin dilim hep, şevkle dindir ağrını.

Bîmecâl hiç kalma kalbim, besleyip dur bahçeler;
Dağdağan dinsin gönül, bir bir bozulsun ökçeler.

Hikmetin nur sırrı, çözsün şimdi mahzun elleri;
Her sabah neşveyle, nur derman getirsin yelleri.

Şevkle mâhîler melâl çözsün, deniz kor bağlasın;
Meykedem bulsun şifâ, bağrımda yangın çağlasın.

Nakkaşım, hep resmedip dur sen bu rintlik hâlimi;
Ey kalem, sen şimdi çiz vurgunlaşan ahvâlimi.

Şu’leler dök gönle, ıssız kalmasın hiç közlerim;
Lâleler dik kalbe, yaşsız kalmasın kor gözlerim.

Olmasın şûrîde asrım, nur kucaklar gül dökün;
Ben susuz kaldım şu an, nur çeşmeler hep göl dökün.

Mekke tütsün cevherim, gönlüm tavaf yap durmadan;
Nur Medîne’m güllesin hep kalbi, eyvah yarmadan.

Firkatin nehrinde bir gün yüzmesin nakkaşlarım,
Mâtemin şehrinde bir gün gezmesin nur yaşlarım.

Nevbaharlar bir selâm versin, şafak tütsün yine;
Aşkla yan sen harmanım, nur güllerim bitsin yine.

Ey semen nur sofra kur tekrar, gazeller çağlasın;
Ey neyim yığ nağme, yaram meşkle kabuk bağlasın.

Hiç tenezzül etme gönlüm, İblis’in hâr köşküne;
Zikri dök sözlerle, gir sen meclisin nur meşkine.

Nur cemâlin hiç dalâlet yığmasın ikbâline,
Fitneler bir sarsmasın, nâr çatmasın ahvâline.

Ey dönen Pervâne, neyler çağlasın, yan sen yine;
Kaygı bitsin, gözde çiyler bağlasın, dön sen yine...

( fâ i lâ tün/ fâ i lâ tün/ fâ i lâ tün/ fâ i lün/ )



Nâtüvan: Güçsüz, kuvvetsiz
Nâle: İnilti
Muammâ: Bilmece
Muttasıl: Bitişik, bitişmiş
Hemzebân: Dilleri bir olan, aynı şeyi söyleyen
Gussa: Tasa, sıkıntı, kaygı
Âstân: Eşik
Âsmân: Gök, gökyüzü
beyâbân: Çöl, sahra
Bîmecâl: Güçsüz, kuvvetsiz
Dağdağa: Gürültü, patırtı
Mâhî: Balık
Meykede: Meyhane
Şûrîde: Karışık, perişan
Semen: Yasemin



( Mesnevi- Ey Nakkaşım başlıklı yazı pervane tarafından 19.08.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu