okul girişindeki iki kanatlı kapı
daracık küçük bir koridora açılırdı,
yan duvarlar askı
koridorun her iki ucunda da
sınıflar vardı
arşivin girişinde; ecza dolabı
camı kırmızı hilalli
yeşil bir kutu
gazlıbez, yara bandı
oksijen, tentürdiyot, ağrı kesici
hidrofil pamuk ve yara tozu
köydeki diğer yaralanmalara da deva olurdu
Hacıbeyin Murat “sağlık kolu”ydu
arşivde;
üst üste asılı haritalar,
“yabancıca” yazılı süttozu çuvalları
iskelet, beş duyu, kan dolaşımı
“Büyük Göç” ve “Serv Antlaşması”
Atatürk ile ilgili panolar
arşivin karşısında öğretmenler odası
girişinde siyah camda altuni
“Öğretmenler!
Yeni Nesil Sizin Eseriniz Olacaktır”
Kemal Atatürk’ün bir vecizesi
bir kenarda kitap dolabı,
ortada bir masa, sürahi, bardak ve kül tablası
birkaç sandalye,
koridorların sonlarındaki sınıflarda
kapı, çöp kutusu, kara tahta,
tebeşir, keçe silgi
öğretmenin masası, ve iskemlesi
büyükboy, ince, kaplı yoklama defteri
kırmızı mürekkeple yazılı
kızların adı ve numarası
oğlanların mavi
kara tahtanın yukarısında
Atatürk'ün portresi
bir yanında Andımız ve
diğer tarafta
Atatürk'ün Türk Gençliğine Hitabe'si
uzunca bir tabloda İstilâl Marşı’nın tam metni
belli belirsiz bir Mehmetçik silueti
ve altında mazişgül bir yazıyla
M.Akif Ersoy
yazılı.
duvarda asılı haritalar
alttan ve üstten iki ince çıtayla çakılı
kara tahtanın sağ üst köşesine
günün tarihi,
sol tarafa “ders” ve
“konu” yazılırdı. ki
uzun boyluların ilk işi
duvarlar kireç, pencere hizasına kadar mavi
belki yıldan yıla bir kere “beşler”e hallettirilirdi
ve yıl boyu naviye boyanırdı,
kazara yaslananın sırtı, omuzları
arada bir keskin yanıkyağ kokusu genzi yadardı
ortada, yanlarda
üst-üste binmiş tahta
oturaklar sıralar,
yan duvarlarda
üç’er aylık
dört mevsimin resmi var
nedense kış ocak ayından başlar..
ilkbahar, yaz, sonbahar, kış,
ayların üstünde sıralı
çimen, çiçek, kelebek, başak,
düşen sarı yapraklar
kartopu oynayanlar
karda kızak kayanlar
ve kömür gözlü,
havuç burunlu kardan adam vardı
ekim-kasım-aralık ayları
her ne kadar güz dese de
kasım ayında bile
dışarıda kar yağardı
“-öretmen Hasan Ali’nin Üseyine
mevsimleri say dedi, birinde
“ilk bahar, yaz bahar
son bahar, kış bahar”
ikinciden sonura bütün çocuklar
gülüşmeye başladılar
ne ğadar, tekrallatdıyısa da öretmen
her mesimi bahar etmekden
bi türlü vazgeşmedi
öretmen bagdı olmaycak
“-i(n)şallah (h)üseyin işallah”
dedi”