Online Üye
Online Ziyaretçi
Daima yüreğine alevleri döşersen;
Söz mahzun ve derbeder, dil çaresiz kalır mı?
Gönül derinliğinde maksadını eşersen;
Köz mahzun ve derbeder, el çaresiz kalır mı?
Avizenin altında nurlarını dizerken,
Kapkaranlık ruhunda muammalar çözerken,
Secdegâhın üstünde muradını sezerken,
Öz mahzun ve derbeder, çöl çaresiz kalır mı?
Şadırvan çeşmesine gözyaşları dökersen,
Gönlünün tarlasına aşk tohumu ekersen,
Kalbine yavaş yavaş umutları çekersen,
Göz mahzun ve derbeder, sel çaresiz kalır mı?
Pervane’de gazeller yaklaşırken kaleme,
Yunus gözüyle her an bakıyorken âleme,
Zamanında rüzgârlar dönüşürken melteme,
Yüz mahzun ve derbeder, yel çaresiz kalır mı?