sen de saklanmıştın karanlıktan
hafif bir teknenin denize batarken çıkardığı sesle
bırakmıştın yastık altına değer bildiklerini
duyabildiğin kadar duyacaktın çığlıkları
bir küskün kuşun kanatları altında
sönen ateşin dumanlarıymışçasına
süzüldün buruk bir hülya atölyesinde
damarına kan gitmezken..
içi toz dolu mektup kutusu bir beyin hafakanı..
sıvazlarsın bamtelini kalbi delercesine
ses çıkmaz ahşap merdivenden
çocukların kuş sesleriyle olan yarışında
hep kazanırsın duyduklarını
günahsız ellerin gıda nöbetleri bile bir fırsat
az ileri sürüklenir dalgalar
ayaklarına gelmiş deniz düşleriyle
bir fay hattının üstünde yetiştirirsin güllerini
olur biter sabrın demetli elleriyle
saatimin anlattığı masallarda hep zamanı elemişim
kalbime böyle bak bir partikül bırakırken
kalemin noktası içimin dünyası
tatlı tıkırtıda var bir muhabbet goncası..
Gürsel ÇOPUR