İşte O An!
İŞTE O AN!
Deveran eder de durur, dünya
Sessizce biteviye devam eden haritasında.
Gözler açılınca gülmeler, ağlamalar ardınca
Sonra gerçekler, acılar, sevdalar, umutlar boylu boyunca
Geçer iç içe doğrular, yalanlar; dostlar, düşmanlar
Harikalar diyarında devam eder bu rüya
Anlatılan kelamlar kulaklar ardı edilince
İşte o an yaşlar boşanır
Kaddi bükülmüş dizlerden yana yana
Zaman geçer su misali halkalardaki süre bitiminde
Kervan yol almakta, her şey tıkırında
Her doğan günde güneş biraz daha,
Yaklaştırır bizi sonu olmayan başa doğru.
Kocalamaca günler bir biri ardınca deveranda
Gündüz geceyi, baş sonu silerken her daim
Bir daha gelmemek üzere sürerken bu halin
Bu seyahat bitmez anılan serüvende
Kervan devam eder de hanlar boyunca
Bir son bulur ardında: ölüm.
Bir han kapısında,
Bir ağaç gölgeliğinde kapanır gözler.
Açılır başka kapılar,
İşte o an başlar başka, gerçek bir serüven.
Kapanmaz addedilen kapılar kapanınca
Kilitler vurulur kapının ağzına.
Başlar uzun kısa filmler şeridi
Her şey boş, her şey yalan imiş
Gerisi bomboş dünya, denilirmiş
Anlaşılır; fakat gelmez bir daha eski mazi günleri
Hoş hayaller, umutlar, sevdalar
Gerçek imiş geleceğe dair kelamlar, ihtarlar
İşte o an, heyhat ki heyhat!
Boş amaçlar uğruna terk edilen kutlu ve mutlu zamanlar
Anlaşıldığı gün, gitmek uğruna çırpınışlar
Değer de bir taş kanatır başları
Mecrahında yol bularak beyazlara
Karışır her şey ak kara birbirine
Kızıl kanlara boyanır hayat serüveni
Görülür işte o an, ayan beyan her şey karşında
Hayat geçer karşından yaptıklarınla beraber
Elinden bir şeyler gelmez anlarsın
Yürekleri eriten nida duyulunca
Gırtlağa kadar dalmışken deryaya
Heyecan, korku karışımıdır sessiz sedalar
Görünür ufuktaki atlastan cepkenli kırbaçlı eller
Anlaşılır işte o an yol nereye dayanır
Umutlar bitik, heyecan son demine ulaşmışken
Rahman ellerin halayıkları ulaşır
Kavuşur bedene yaralı yürekler için
Sen rahmeti sonsuz neredeydin serzenişleri
Son bulur üveyik ruhlu buraklar kanadında
Açılır makamı cennet kapıları anda
Bağrına delişmen ruhlu nice yiğitler gelirde
Açar durur her şeyini hengâmesinde
İşte o an! Geldi ruhum kanatlan.
Gez, dolaş, seyret! Boylu boyunca
Her şey senin yaptıkların karşılığında
Yalanmış dünya, her şey yalan!
Her şey yalanmış, gerçek olansa rüya.
ÖMER BATI
12.12.2008 - Gaziantep
(
İşte O An! başlıklı yazı
Ömer Batı tarafından
29.06.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.