Satır aralarında kaybolmuş çocukluğuma o bildik masallarını oku sevgili
Ayın gümüş ışıkları yakarken yüzümdeki resmini
Bizsiz akşamlara avaz avaz susup
Yine masallar oku hadi fecrin uykusuzluklarına
Giriftzenler dokunsun gecenin tenine
Gözlerimde bulutlar sema etsin bu defa…
Kalemden düşen her cümle yokluğuna mühür vuruyor
En ağır sözleri zımbalıyorum dilime
Yusuf kuyularına düşen umutlarım var
Nefes aldığın şehirleri yakacak cümlelerim
Üveys gibi hasretlerim…
Tüm yüzsüzlüğüyle karşımda hayat
Yüzüme çarpıyor imkânsızlığın konuştukça
Ve sustukça isyanım büyüyor okyanuslarca
Gecenin bir yarısı
Yalnızlığını uyuturken şehrin sokakları
Kuzey rüzgârları muştuluyor yokluğunu
Parçalarımı saçıyorum hayatın gamzelerine
Görmüyor kara peçelere bürünmüş yüzler çaresizliğimi
Ne söyleyecek sözüm
Ne de sözlerine yetecek gücüm var artık
Ardıma sakladığım itirafları gecelere kurban veriyorum
Olmayacak dualarım var herkes gibi
Bir de herkes gibi yalnızlıklarım
Şayet dinlersen
Yalansız
Tek bir şey söyleyeceğim fısıltılı sessizliğimle
Seni
İçinde sen olan her şeyi
Ve hatta
Sensizliği bile
Seviyorum sevgili
Yazarın
Sonraki Yazısı