NOGAYTÜRK
Ramazan NARİN
EDEP YA HUUU !
AR edebilir miyiz? AR etmemiz lazım mı ? Bence, şairin EDEP YA HUUU ! çağrısına en çok uymamız gerektiği, bu çağrının en fazla yapılması gerektiği bir dönemi yaşıyoruz. Öylesine arsızlıklar, hırsızlıklar ve kafa karıştırıcılıklar var ki…EDEP YA HUUU demekten başka çaremiz kalmıyor.
Sayın Başbakan, Referandum öncesinde 12 EYLÜL ile hesaplaşacağız diyerek, MHP tabanına oynadı hatırlarsınız. Ve kısmen de muvaffak oldu. 12 Eylül ile hesaplaşacağız kozuna inananlar, AKP politikalarına kerhen de olsa destek verdiler ve referanduma EVET OYU ve ertesi günü de, SUÇ DUYURULARINI yaptılar. Ama, suç duyurularını inceleyen savcılık GÖREVSİZLİK Kararı verdi ve dosyayı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdi. Buradan ne çıkıp çıkmayacağını, hepimiz bekleyip göreceğiz. Benim hukuki kanaatim, yapılan anayasal değişiklik, 12 eylül idaresini yargılamaya yeterli olmayacaktır.
Hani bir hadisi şerif var. Düşmanın hangi silahlı kullanıyorsa senin de o silahla mücadele etmen mübahtır, anlamında. AKP, gizli gündemini gerçekleştirmek için MHP tabanına oynadı mı ? oynadı…O zaman şimdi de MHP’nin AKP tabanına oynama zamanı gelmiştir. AKP ye oy vermiş mütedeyyin ve aslı vatansever insanlarımız üzerine bir bilgilendirme operasyonu zamanı gelmiştir. AKP yi YOK EDECEĞİM ! diyen MHP Genel Başkanı sayın Dr. Devlet Bahçeli’nin bu operasyonu başlattığını, Türkiye’yi böldürmemek, parçalatmamak adına, islamın içindeki TRUVA ATI nı gördüğünü söyleyebiliriz. Ve sonuna kadar yanındayız.
Sayın Bahçeli, işbu AKP’ yi YOK ETME siyasi mücadelesini, MHP den ayrı düşmüş küskünleri, gönül seferberliği içinde ÜLKÜCÜ hareket içine tekrar dahil ederek taçlandırmıştır. Koray AYDIN ile başlattığı kucaklaşmayı, Azmi Karamahmutoğlu, Özcan Yeniçeri, Ümit ÖZDAĞ, Enis ÖKSÜZ, H.Yusuf GÖKALP, Ali GÜNGÖR, Murat BAŞESGİOĞLU, Sadi SOMUNCUOĞLU gibi pek çok ÜLKÜCÜ isimle görüşerek ve onları tekrar MHP ye dahil ederek, sürdürmektedir.
Ama, AKP Lideri de önceki alışkanlığından olmak üzere ÜLKÜCÜ taban üzerine oynamayı tekrar sürdürmekte, DEMOKRATİK KÜRT AÇILIMI ile kaybettiği oylarını MHP tabanından çalacağı oylarla, tamire kalkışmaktadır. Bu sefer ki mücadele, sert geçeceğe benzemektedir. MHP zaafa uğramaz ve gerçek Türk Milliyetçiliğinde KALE olmaya devam ederse, dış ve iç güçler ve işbirlikçiler ve AKP, gizli gündemini gerçekleştiremeyecektir.
Okyanus ötesi bazı güçler ve emperyalistler, kendilerine engel gördükleri MHP ve ÜLKÜCÜLER üzerinde operasyon yaparak, MHP siz bir meclis hayal etmektedirler. Ama bunu gören sayın MHP Genel Başkanı Dr. Devlet BAHÇELİ’de, gerek ANİ YÜRÜYÜŞÜ ve gerekse 31-EKİM 'Millet ve Devlet Bekası İçin Güç Birliği' Kurultayı ve devamındaki çalışmalar, AKP nin hesaplarını alt üst etmiştir.
Türkiye Cumhuriyetini korumak ve kollamakla görevli Türk Silahlı Kuvvetlerinin sindirildiği, yargının yapısının değiştirilip tarumar edildiği günlerdeyiz. Devletimizin ve milletimizin kendisini koruma refleksi, her geçen gün törpülenip yok edilmekte ve APONUN affına dahi alıştırılmaktayız. Ülkemizin mukadderatı karşısında bütün Türk Milliyetçilerinin ve ülkenin bölünmez bütünlüğünü savunanların tek çatı altında olmasının günü gelmiştir, geçmektedir.
İKTİDARA YÜRÜYÜŞÜN Manifestosu bellidir ve Türk Milliyetçileri adım adım iktidara yürümektedir. Bu yürüyüşün en belirgini BÜYÜK DİYARBAKIR YÜRÜYÜŞÜ ile cümle aleme gösterilecek ve HAZİRAN-2011 seçimleri ile, AKP Yok edilecektir.
ABDULLAH GÜL’e TAKILAN MADALYA…
İki yıl öncesini de hatırlayalım mesela. Büyük Britanya Armadasının en güçlü gemisi İstanbul’a demirletilmiş ve Kraliçe Hazretleri sayın Cumhurbaşkanımızı burada huzuruna kabul etmiş, İngilizlerin ADANMIŞ KİŞİLE verdikleri madalyayı sayın Abdullah GÜL’e takmıştır. Türkiyeye gelen bir devlet adamının kendisi önce köşke çıkması gerekirken, bizim onun ayağına gitmemiz ne kadar anlaşılmaz olduysa da, bu madalyaya nasıl layık olunduğumuzu da iyi irdelememiz lazımdı ama kamuoyumuz bunu içine sindirmiş ve es geçmiştir. Ermenistan açılımı ve Barzanin köşkte ağırlanması ve tavizler karşılığında… işbu madalya takılmıştır sayın Cumhurbaşkanımıza. Halen de sorgulanmalıdır bu hadise…
MİLLİ EĞİTİM ŞURASI…
AKP’ ne gönül vermişlerin dikkatini çeker umarım. Cumhuriyetin temel ilkelerini yok edebilmek adına ve edecek şekilde, Kürtlerin ve Türk olmayanların çok rahatsız olduğu İSTİKLAL MARŞIMIZIN ve ANDIMIZ’ın Okullarımızda okutulmasının zorunluluktan çıkarılması çalışmaları başlatılmış bulunmaktadır. Zorunlu eğitim süreleriyle de oynanarak, özellikle kız öğrencilerin zorunlu okumaması için, yol açılmıştır. 8 yıllık kesintisiz eğitim delinecektir. İmam Hatip okullarımız da lise seviyesinin altına İLKÖĞRETİMİ kapsayacak seviyeye getirilecektir. Bir kesim tarafından orta öğretimde okutulan din dersi de, ilk öğretime ve ilkokul birinci sınıfa kadar indirilecektir. 11 yaşında ilköğretimin 5. sınıfını bitiren bir öğrenci ; SBS kalkacağı için istediği her okula ve imam hatipe geçiş yapabilecektir.
Şura’da kabul gören maddelerin uygulamasında göreceğimiz gibi, öğrencilerin sabahları okuduğu İstiklal marşı ve Andımız mecbur olmaktan çıkarılmaktadır. Kabul edilen Madde şöyledir: “Törenler ve toplantılar; paylaşma, bütünleşme, denetim ve kontrol mekanizmaları olup okul yönetimi tarafından kültürü etkileme, değiştirme ve yeni değerlerin paylaşılması amacıyla rutin ve zoraki katılıma dayalı etkinlikler olmaktan çıkarılıp yoğun olarak ortak duygu ve değerlerin paylaşımını sağlayacak şekilde düzenlenmelidir.” Bu maddenin açılımını ve uygulamasını, göreceğiz elbette.
Milli Devlete ve üniter Türkiye Cumhuriyetine duyulan öfkeden olacak ki ; NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE ! TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR ! gibi Başbuğ Atatürk e ait sözler, büstler, duvarlardan ve kitaplardan kaldırılacaktır. Sistem, GELECEK SEÇİMLERDEN SONRA Atatürk Heykellerini nasıl kaldıracağının veya yıkacağının hesaplarını yapmaktadır.
Öte taraftan hakkında bölücü çıkışlar nedeniyle kapatılma davası açılmasına karşın, yüksek yargının kapatmama kararı verdiği Kürt Partisi HAKPAR’ın kongresinde, kürtçe marş (Kürtlerin ortak marşı olduğu iddia edilen ey rakib marşı) okunması sırasında kongreye misafir olarak katılan AKP mensubu milletvekillerinin saygı duruşunda bulunmalarının, iki hafta sonrasında da, Milli Eğitim Şurâsı’ndan böyle bir karar/lar çıkması manidardır. Sakın ola ki, HAKPAR ve PKK nın, BDP’nin talepleri yerine getiriliyor olmasın !
Elbette dün orada “…dinimiz de imanımız da hep kürt ve kürdistan…” sözünden rahatsız olmayıp saygı duruşunda bulunanlar (içlerindeki AKP VEKİLLERİNİ hazmedemiyoruz) ve açılım sevdasında olanlar ve bu sözleri mırıldananlar “Türküm!” ile başlayıp “Varlığım, Türk Varlığına armağan olsun ! Ne mutlu Türküm diyene ! ” ile biten “Andımız”ın okullarda her gün okutulması, etnik bölücü terör örgütünü ve Sayın Başbakanın bir türlü tamamını sayamadığı 36 etnik unsurdan kendini Türk Milleti’nin bir parçası olarak görmeyenleri, rahatsız ediyordur. AKP hükümetinin HAKPAR Kongresine bakışı, Milli Eğitim Şurasında aldığı kararlar ile ortaya çıkmıştır. Ve yakındır göreceksiniz ki MİLLİ ile başlayan bakanlıkların adı da, yakında değiştirilecektir. Bu vatanın ekmeğini yiyenlere… EDEP YA HUUU !
Bu noktalardan hareketle milli ve manevi değerlerimiz, üniter yapımız ve Türkiye Cumhuriyeti, mevcut AKP hükümeti tarafından tehdit altındadır. Dün Başbuğ Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dağlarda yazan “Ne mutlu Türküm diyene!” sözünden rahatsız olanlar bugün bunla yetinmeyip, okullarda okunan “Andımız” ile “İstiklal Marşı”ndan rahatsız olmuşlardır. Yarın da; akı analarımızın alnının akını, alı da şehitlerimizin al kanını temsil eden ŞANLI AYYILDIZLI AL BAYRAĞIMIZ’dan rahatsız olup, devlet kurumlarına bayrak asılmasını ve hatta bayramlarda evlerimizin balkonlarına bayrak asılmasına karşı düzenlemeler çıkartırlarsa da, şaşırmamak lazımdır. Ve hatta okullarda “Türkçe” seçmeli ders haline getirilirse de… Bu gidişatın sonu pek hayra delalet değil e benzemektedir, benzemesine de EDEP YA HUUU! Diyoruz.
Bu arada halkın FISILTI Gazetesi dediği kaynaklardan da, MİLLİYETÇİLERİN ve işbu düzene karşı çıkanların fişlendiği ve takip altında tutulduklarını duyuyoruz. Ne gam…
Bugün Türk ve Türk Vatandaşlarına yaşatılan bu gelişmelere göre ; Bozkurtların, Türk Milliyetçilerinin ayağa kalkma vakti gelmiştir. Atatürk'ten ve milliyetçilikten intikam almak için PKK ile işbirliği yapmaktan çekinmeyen işbirlikçilerden, bu iktidardan hesap sormak boynumuza borçtur. Seçimler önümüzdedir ve Haydi borcu eda edelim… AKP siyaset sahnesinden silininceye kadar, TÜRKİYE TÜRKLERİN oluncaya kadar, bize EDEP YA HUU ! dedirten uygulamalara ve icraatlara karşı çıkalım ve Türkiye’yi böldürmeyelim, parçalatmayalım…Atatürk’ten ve Türk Milliyetçilerinden intikam almak için yemin etmiş PKKcılığa soyunmuş, din kisveli emperyalistlere dikkat edelim. Yoksa yarın geç olabilir.
Lakin, milli değerlerimizi İstiklal Marşımızı, Andımızı v.d.’ni istedikleri kadar zorunlu olmaktan çıkartsınlar… İstedikleri kadar dağlardan, taşlardan kazısınlar… Büyük Türk Milleti’nin yüreğinden, bizim yüreğimizden hiçbirini kazıyamazlar ve kazımaya da güçleri yetmeyecektir. Büyük Türk Milleti her fırsatta “Andımız” ile “İstiklal Marşı”nı hep bir ağızdan, daha yürekten ve daha canlı okuyacaktır. Bu vesile ile ismi içerisinde “milli” kavramı geçen Milli Eğitim Şurâsı ile aldıkları Kararları ve yine ismi içerisinde “milli” kavramı geçen Milli Eğitim Bakanlığı ile Bakanını, AKP hükümetini ve de bu değişikliğe sesini çıkartmayan siyasileri, sonuna kadar esefle kınıyorum/uz. Milli Eğitim Şurâsı ve Milli Eğitim Bakanlığı “Andımız” ve “İstiklal Marşı”nın ne zaman okunacağı ile uğraşmayı bırakıp, asıl görevi olan eğitim sistemini nasıl verimli hale getireceğine bakmalıdır. Yüce Yaradanımız yar ve yardımcımız olsun ! Ve son söz olarak diyorum ki ; “ Varlığım Türk Varlığına Armağan Olsun ! ” “ Ne Mutlu Türküm Diyene ! ”